ADGB: 33 Düş Yolcusu'nun mücadelelerini büyütelim!
ADGB, "Birleşik devrim perspektifiyle Suruç’un hesabını sormak için yan yana geliyoruz. 10. yılında 33 Düş Yolcusu'nun mücadelelerini büyütelim!" dedi.
ADGB, "Birleşik devrim perspektifiyle Suruç’un hesabını sormak için yan yana geliyoruz. 10. yılında 33 Düş Yolcusu'nun mücadelelerini büyütelim!" dedi.
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) açıklamasında şunlar belirtildi:
"Faşist devlet terörü ve inkarcı, sömürgeci savaş ilanının miladı olan Suruç katliamının 10. yıl dönümü bir kez daha hesap sorma ve adalet mücadelemizi büyütmeye çağırıyor. Faşist saray rejimi, 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç katliamıyla çöktürme planı adlı yeni bir savaş konseptine girişti. Rojava devriminin savunulması çizgisine, artan mücadele ve örgütlenme cesaretine ve halklarımızın birleşik mücadelesinin örülmesine karşı faşist saray rejimi sosyalist gençlerin Kobane'yi inşa kampanyasını hedef aldı.
Suruç; Rojava devrimine dokunmak isteyen sosyalist gençliğin birleşik devrim isteği ve çizgisinin yalın bir anlatımıdır. Kobanê’ye gitmek, Gezi onur ve özgürlük isyanının öğreticiliğinde, hazırlığını yapan devrimci güçlerin Ortadoğu’nun orta yerinde bir özgürlük vahası olarak açan Rojava devrimine kanatlanması ve akmasıdır. Suruç’tan Kobanê’ye gitmek, devrimin inşasına Gezi isyanının ruhunu ve rengini katma arzusudur. Faşist rejimin sınırlarını yıkarak özgür Rojava ve devriminde bütünleşme eylemidir. İşte tam da bu nedenle sömürgeci faşist rejim ve onun işbirlikçi faşist aparatı olan DAİŞ, Suruç’ta sosyalist gençliğe ve devrimcilere karşı vahşi katliama girişti. Suruç’tan bugüne dost omuz başlarıyla birleşik direnişin kavga boylarında tüm ezilenlerin adalet mücadelesi bayraklaştırılıyor.
Mücadelelerini ve heyecanlarını Suruç’tan Kobanê’ye taşımak isteyen sosyalist gençler aynı zamanda, bugün emperyalist ve sömürgeci odakların desteğiyle bir yandan Siyonist diğer yandan cihadist çetelerin kıskacına alınan tüm bölge halkalarına eşit, özgür, barış içinde bir Ortadoğu umudu da taşımak istediler. İsrail’in Filistin halkına, HTŞ’nin Alevilere, Hristiyanlara ve Dürzilere, İran’ın Molla rejiminin Kürtlere, Beluçlara uyguladığı katliamlara karşı birleşik direniş, birleşik Ortadoğu hayalini taşımak istediler.
Suruç’un 10. yılına girerken Türkiye’de de işçi sınıfı ve ezilenlerin adalet isteği katlanarak büyüyor. Devlet ve kapitalist düzeninin durmadan üretip büyüttüğü adaletsizliklere karşı işçi sınıfı ve ezilenlerin öfkesi artıyor. Faşist saray rejimi ekonomik ve politik saldırı konseptiyle emekçi sınıfları yoksulluk krizinin sefalet, açlık ve ölüm uçurumuna itiyor. Faşist rejimin zulüm ve gadrine uğrayan, politik adalet ve hak-hukuk arayan ezilen toplumsal kesimlerin süren adalet arayışının yanına, zengin-fakir uçurumunu derinleştiren ekonomik eşitsizlik ve toplumsal adalet istekleri diziliyor.
Faşist saray rejiminden Suruç katliamının hesabını sormak ve adalet mücadelesini yükseltmek için her yıl Temmuz ayı özel ve tarihsel bir kesittir. Hiç kuşkusuz Suruç katliamına karşı daha ilk andan başlayarak gösterilen politik tepki ve ardından inşa edilen birleşik direniş ve adalet mücadelesi faşist saray rejimine karşı bir hesap sorma pratiğidir.
Türkiye ve Kürdistan’ın sokaklarından Avrupa kentlerine Düş Yolcu'larının izinden yürüyerek, birleşik devrim perspektifiyle Suruç’un hesabını sormak için yan yana geliyoruz. 10. yılında 33 Düş Yolcusu'nun mücadelelerini büyütelim!