KCD-E, TJK-E, CDK-F, NAV-DEM, İsviçre Demokratik Kürt Konseyi, Hollanda Demokratik Kürt Konseyi, Belçika Demokratik Kürt konseyi, FEDA, FKE ve CİK tarafından yapılan ortak açıklamada, AKP'nin soykırımcı saldırılarına karşı eylem çağrısında bulunuldu.
"Altı aya aşkındır Kürdistan'da sürdürülen direniş ve Türk devleti tarafından yapılan soykırım kesintisiz bir biçimde devam ediyor" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Direniş kadar soykırım politikası da aynı ağırlık ve aynı derecede sürdürülüyor. Bu bağlamda şehirlerimiz tarihimizle birlikte ülkemiz, halkımız bir bütün olarak barbar Türk devleti tarafından yakılıp yıkılıyor. Bu soykırıma karşı halkımız ve dostlarımız da olağanüstü bir direniş sergiliyor, büyük bir cesaret ve büyük bir kararlılıkla soykırımcı Türk devleti karşısında diz çökmeden, aman dilemeden, kırılıp yalvarmadan kahramanca savaşıyor. Geliştirilen soykırım karşısında Kürt kadınları da büyük direniyor, büyük kahramanlık örneğini veriyor. Sömürgeci, soykırımcı Türk devleti o kadar soysuzlaşmıştır ki, Kürt kadınlarını vahşice katletmekle yetinmiyor, aynı zamanda ibreti alem olsun diye bedenlerini çırılçıplak halde sokaklarda, meydanlarda, herkesin gözünün önünda teşhir ediyor. Özgür kadın kimliğine dönük bu saldırılar dün Ekin Wan şahsında somutlaşırken bugün Cizre'de katledilen Kürt kadınlarına karşı faşizan bir saldırıya dönüşmüş bulunmakta. Sur'da, Silopi'de, Nusaybin'de, Şırnak'ta yüzlerce sivil kadın, çocuk ve erkek hunharca katledilmekte, vahşette sınır tanınmamaktadır."
'AVRUPA SESSİZ KALARAK KATLİAMLARI ONAYLAMIŞ OLUYOR!'
Türk devletinin Kürt halkına karşı topyekun bir savaş yürüttüğüne dikkat çekilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Bu savaş bir soykırım sürecine dönüşmüş bulunmaktadır. Cizre'de insanlar evlerinde, sokaklarda katledilmekle kalınmamış, geri kalanı ise zorla göç ettirilmiştir. Bütün bu katliamlar sürecinde yaşanan vahşete 'dur' demek için uluslararası mekanizmalara çağrı yapılmıştır. Özellikle de vahşet bodrumu olarak nitelendirilen ve toplam 155 insanın katledildiği süreç içinde Avrupa Birliği (AB) mekanizmalarına başvurular yapılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan başvurularda vahşet bodrumunda mahsur kalan yaralılar için insani koridorun açılması, sokağa çıkma yasaklarının AB sözleşmelerine aykırılığı gözönünde bulundurularak Türkiye gerekli yaklaşımın gösterilmesi için defalarca başvuru yapıldığı ve tedbir kararı istenmesine rağmen her seferinde AİHM talepleri reddetmiştir. AİHM'in bu yaklaşımından güç alan Türk devlet güçleri de vahşette sınır tanımamıştır. Her üç bodrumda bulunan insanlar hunharca katledilmiş, yakılmış, paramparça edilmiş, kadınların cesetleri sokak ortasında teşhir edilmiştir. AİHM kendi değerlerine bile asgari düzeyde sahip çıkmamıştır. Türkiye AB üyeliğine aday bir ülke olmasına rağmen, AB Kürdistan'da yaşanan soykırıma sessiz kalmıştır. Türk devleti birçok sözleşmeye imza attığı halde ve Avrupa Konseyi üyesi olmasına rağmen, Avrupa Konseyi yaşanan hak ihlallerine karşı sessiz kalarak onaylamıştır."
Açıklamada, AB ve AİHM'nin tavrını protesto etmek ve AKP'nin soykırımcı saldırılarına karşı tutumlarını gözden geçirmelerini ve gerekli yaptırım kararlarını almalarını talep etmek için Avrupa'da bulunan Kürt kurumları ve dostlarının bir dizi eylem gerçekleştireceği bildirildi.
TECRİT
Avrupa'daki Kürt kurumlar, açıklamalarının devamında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride de değinerek, "Bu faşizan uygulama karşısında CPT'ye yapılan başvurular da sonuçsuz kalmaktadır. AB ve ona bağlı olan tüm mekanizmalar Kürdistan'da yaşanan vahşete göz yummaktadır" dedi.
22 ŞUBAT'TA AİHM ÖNÜNDE EYLEM
Kurumlar, 22 Şubat Pazartesi günü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde oturma eylemi düzenleneceği bilgisini verirken, şöyle dedi: "Avrupa Birliği ülkelerine bir kez daha kendi tarihsel değerlerine sahip çıkma çağrısı yapıyor, Kürdistan'da yaşanan soykrıma savaş suçlarına onay vermemesini, tavır almasını istiyoruz. Bu temelde yapacağımız oturma eylemine Avrupa'da yaşayan halkımızı, kadınları, gençleri ve dostlarımızı katılmaya çağırıyoruz."