Kürt Halk Önderi sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin gitikçe ağırlaştığını belirterek, tecride son vermenin Kürt sorununa çözüm getiren yol olduğunu belirtti.

Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Üyesi Avukat Cemal Demir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin giderek ağırlaştığını belirtti.

ANF'ye konuşan Demir,27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Öcalan üzerinde yoğun bir tecridin yaşandığını belirterek, 18 yıl boyunca İmralı'ya dönük bütün hukuki yolların ayaklar altına alındığını söyledi.

‘TECRİT SAVAŞ KARARIDIR’

Av. Demir şöyle konuştu:

"Tecrit ile savaşın arasında hiçbir fark yoktur. AKP hükümeti savaş kararı aldığında öncelikle Öcalan'ın şartlarını ağırlaştırmaktadır. Türkiye ve Avrupa İnsan Hakları Kanunlarına göre Öcalan bütün haklarını kullanma hakına sahiptir. Avukatlar defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de başvuruda bulunmuşlardır ve hiçbir cevap alamamışlardır.

CPT'YE TEPKİ

Öcalan'a uygulanan tecridin sonlandırılması için, CPT ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunduk. Yapılan bütün başvurular karşılıksız bırakıldı. Konu Öcalan'ın hakları olunca bütün dünya kör ve sağır oluyor. CPT’nin tutumu hiçbir şekilde kabul edilir bir şey değildir. CPT hiçbir şekilde darbe girişiminden sonraki ziyaretini avukatlar ile paylaşmamış ve kamuoyuna bir açıklamada bulunmamıştır.”

Av. Demir, bir an önce bir heyetin İmralı Adası'na gitmesi gerektiğini kaydederken, “CPT görevini yerine getirmeli ve bir an önce İmralı'ya gitmelidir. 18 yıldır Öcalan'ın koşuları tecrit ve izolasyonu geçmiş, işkenceye dönüştürülmüştür" dedi.

‘ÖCALAN'IN FİKİRLERİ ÇÖZÜMÜN YOLUDUR’

Türkiye'de siyaset yollarının tıkandığını vurgulayan Avukat Cemal Demir, son olarak şunları söyledi: "Milletvekilleri ve parti eş başkanları şimdi cezaevlerindeler. Yüzlerce belediyeye kayyumlar atanmış. Eğer Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılır ise ülkedeki kaos durumu da son bulacaktır. Kürt sorununda çözümün önü açılacaktır. Öcalan'ın fikirleri çözümün yoludur ve Öcalan'ın çözüm yolu, planı vardır. Bütün bunlar için tecride bir an önce son verilmeli ve diyaloğun yolu açılmalıdır.”