Bilmez: Adalet Bakanı’nın açıklamasının gereği yapılmalı

Bakan Abdulhamit Gül’ün, “Görüş yasağı kaldırıldı” açıklamasına rağmen başvurularına yanıt verilmeyen Asrın Hukuk Bürosu'ndan İbrahim Bilmez, acilen açıklamanın gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride ilişkin Adalet Bakanı Gül’ün yaptığı, “Görüş yasağı kaldırıldı” açıklamasının üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen, Asrın Hukuk Bürosu avukatları müvekkilleriyle görüşemiyor. 

Bu çelişkiyi ANF’ye değerlendiren avukatlardan İbrahim Bilmez, müvekkilleriyle görüşmek için yaptıkları başvurulara cevap verilmediğine işaret etti. Bilmez, Adalet Bakanı’nın yaptığı açıklamayı bir hakkın teslim edilmesi anlamında önemli bulduklarını, ancak vakit kaybedilmeden gereğinin yapılması gerektiğinin altını çizdi. Avukatların görüşme gerçekleştirdiği 2 Mayıs ve Adalet Bakanı’nın açıklama yaptığı 16 Mayıs’tan bu yana müvekkilleriyle görüşmek için defalarca başvuruda bulunduklarını belirten Bilmez, ancak olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap alamadıklarına dikkat çekerek, “Yasak yoksa neden bizim başvurularımıza cevap verilmiyor” sorusunu yöneltti. 

'AVUKAT YASAĞI TAMAMEN SİYASİ'

Bugüne kadar süren avukat yasağının tamamen hukuka aykırı olduğunu ve siyasi saiklerle uygulandığını vurgulayan Bilmez, yaşanan süreci şöyle anlattı: 
"15 Temmuz öncesi hiçbir görüş yasağı olmamasına rağmen müvekkilimiz ile görüşmemiz ‘Koster bozuk’, ‘Hava muhalefeti’ gibi gerekçelerle engelleniyordu. Darbe girişimi sonrası ise OHAL bir fırsat olarak bilinerek ve 'Allah’ın lütfu' diye değerlendirilerek, yasalarda yeri olmamasına rağmen Bursa İnfaz Hakimliği tarafından bir avukat yasağı kararı alındı ve OHAL kararnameleriyle bu yasağın alt yapısı hazırlandı. Yaptığımız itirazlar sonucunda 22 Nisan 2019 tarihinde ise Bursa İnfaz Hakimliği tarafından avukat görüş yasağının 17 Nisan’da kaldırıldığını öğrendik ve 2 Mayıs günü de İmralı’da avukat görüşü gerçekleşti.”

'DİSİPLİN CEZASI BAHANESİYLE...'

Öcalan’ın sadece avukatlarıyla değil, ailesiyle de görüşmesinin keyfi olarak engellendiğini belirten Bilmez, görüş yasağına gerekçe olarak gösterilen “disiplin cezalarının” içeriğinin dahi kendilerine açıklanmadığına dikkat çekti. Müvekkillerine en son 22 Nisan’da verilen disiplin cezasını ancak 11 Mayıs’ta öğrendiklerini aktaran Bilmez, avukatlar olarak sürecin dışında tutulduklarına işaret etti. Disiplin cezası adı altında müvekkillerinin aile görüşünün sürekli engellendiğini vurgulayan Bilmez, ardı arkası kesilmeyen bu hukuksuzluğu kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti. 
Türkiye’nin giderek hukuk normlarından uzaklaştığını kaydeden Bilmez, bir hukuk devletinde böyle durumların yaşanmaması gerektiğini dile getirdi. Bu hukuksuzluğun İmralı’da 20 yıldır sürdüğüne işaret eden Bilmez, “Müvekkilimiz Sayın Öcalan 1999 yılından bu yana tecritte. İmralı’da hukuk hiçbir şekilde işletilmiyor ve her şeye siyasi irade karar veriyor. Bu keyfiyet derhal sona ermeli” dedi. 

'TECRİT SÖZDE DEĞİL, PRATİKTE KALDIRILMALI'

İmralı tecridine karşı DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde devam eden açlık grevleri ve ölüm oruçlarının kritik aşamayı çoktan geçtiğini de hatırlatan Bilmez, “Bir devlet aklı varsa acilen harekete geçmesi gerekiyor” vurgusunda bulundu. Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) İmralı’ya son ziyaretinin de açlık grevleri sayesinde gerçekleştiğini belirten Bilmez, açlık grevlerinin geldiği acil noktanın Türkiye dışında herkesi alarma geçirdiğini söyledi. Cezaevleri önünde çocukları için direnen annelerin feryatlarına acilen kulak verilmesi ve tecridin sözde değil pratikte kaldırılması gerektiğini kaydeden Av. İbrahim Bilmez, “Şu anda yasal ve hukuki hiçbir engel yok, önemli olan tecridin pratikte kaldırılmasıdır” diyerek Adalet Bakanlığı’nın yaptığı açıklamanın derhal gereğinin yerine getirilmesini beklediklerini söyledi.