Ateşten kalemle fermanı yazılan Lice’deki yangın sönmedi

Ateşten kalemle fermanı yazılan Lice’deki yangın sönmedi

Türkiye’nin yakın tarihindeki en kanlı katliamlardan biri olan Lice katliamının ardından yaşam hakkı ihlalleri ve maddi zararlara ilişkin yüzlerce dosya AİHM, Danıştay ve Anayasa Mahkemelerinde görülüyor. Katliamda mağduriyet yaşayan Licelilerin avukatlarından Hasip Kaplan, katliamın devlet güçleri tarafından yapıldığını belirterek, “Yaşam hakkı ihlali olan Lice katliamında zaman aşımı süresi dolmuş değil. Bunlarla ilgili cezai süreç devam etmektedir. Bu dosyaların açılması gereklidir. Hükümetin görevi bu olaylar zaman aşımına uğramadan failleri ve gerçeği açığa çıkarmaktır" dedi.

“Tutuşmayan dal, kurşun yemeyen tütün salkımı kalmadı

Lice’nin fermanı ateşten kalemle yazılmıştı

Önce gözleri düştü Lice’nin

Yanaklarından aktı gözbebekleri, etleri döküldü

Ağıtlar yoruldu yıkık damları dolaşmaktan

Başlar önüne düştü

Sürgündüler, sel oldular Dicle’ye aktılar…”

Yaşanan vahşet, hunharca işlenen cinayetler ve yaşlı, çocuk, kadın demeden gerçekleştirilen katliamın ardından bu dizelerle anlatılır olmuştu Lice’ye düşen ateşin yaktığı yüreklerden yükselen feryadı.

Lice’de 22 Ekim 1993’te dönemin Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a suikast yapılmasının gerekçe gösterilerek gerçekleştirilen ve 17 sivilin ölümüyle sonuçlanan katliam 20. yılını geride bıraktı. Dört gün boyunca giriş çıkış yasağı uygulanan Lice’de can kayıplarının yanı sıra resmi verilere göre yaklaşık 800 ev ve işyeri zarar gördü, yakıldı, kurşunlandı. Katliamın ardından hukuki sürecin takipçisi olan ve Licelilerin avukatlığını yapan Diyarbakır eski Baro Başkanı Av. Fethi Gümüş, bu rakamın bin civarında olduğu bilgisini veriyor. Türkiye’nin yakın tarihindeki en kanlı trajedilerden biri olduğu kadar, faillerinin binlerce olayda olduğu gibi cezasız kaldığı bir gerçeklik Lice katliamı.

20 yıldır halen bir sonuç alınamayan Lice katliamı, yüzlerce başvurudan oluşan dosyalar halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı ve birçok dosyanın AİHM’deki hukuki süreci işliyor. “Dostane çözüme” giden ve “yaşam hakkını ihlal”den mağdurlara 4.1 trilyon lira tazminat ödeyen Türkiye, halen Lice katliamı faillerini yargılayabilmiş, katliamın hesabını sorabilmiş değil.

Katliam sonrasındaki hukuki sürece dair ANF’ye açıklamalarda bulunan Av. Fethi Gümüş, Bayındırlık ve emniyet yetkililerinin katliam esnasında 800 ev ve işyerinin yakıldığının tespit edildiğini belirterek, “Takiben belediye mahkeme kararıyla hasar tespit çalışması yaptı. Buna göre de 200 civarında daha ev ve işyerinin hasar gördüğü belirtildi. Bin civarında resmi tespit vardı. O dönemde 250 ev ve işyeri ile ilgili AİHM’e başvurduk. 29 dosyayı ben takip ettim” dedi.

‘BU YIL İÇİNDE AİHM’E BİRKAÇ BAŞVURU DAHA YAPTIK’

Yaşananları, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından AİHM’e taşıdıklarını dile getiren Gümüş, “Binlerce başvuruyu AİHM’e taşıdık. AİHM karar vermeden Türkiye’de 5233 sayılı ‘Terörden Doğan Zararları Karşılama Kanunu’ çıktıktan sonra vatandaşlar, valiliklere başvurularda bulundu. Valilikler de yerinde tespit yaparak vatandaşa zararların karşılığı olarak çok az miktarda tazminat ödedi. Kabul etmeyenler İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Mahkemenin ret kararı vermesi üzerine Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Şu an bu AİHM, Danıştay ve Anayasa mahkemelerinde konuyla ilgili başvurular var. Bu yeniden düzenlemenin ardından biz de bu yıl içinde birkaç dosya ile AİHM’e başvurduk. Danıştay ve Anayasa dosyaları sürüyor. Sonuçlanmadan AİHM’e gidemiyoruz” diye konuştu.

‘SAVCILIĞA YENİDEN BAŞVURDUK VE TAHKİKAT SÜRÜYOR’

Mart ayında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunduklarını belirten Gümüş, olayın görgü tanıkları ifadelerinin yanı sıra katliam zamanında elde ettikleri delillerin de savcılığa iletildiğini kaydetti. Yetkililer hakkında dava açılması gerektiğini ilettiklerini söyleyen Gümüş, savcılık ilgili birçok kişinin ifadesini aldığını ve tahkikatın halen sürdüğünü belirtti.

‘CEZAİ DOSYALARIN AÇILMASI GEREKLİ’

Katliamın ardından birçok ailenin avukatlığını yapan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da katliamın bizzat devletin resmi güçleri tarafından yapıldığını söyledi. Kaplan, yaşam hakkı ihlallerinde zaman aşımı süresinin henüz dolmadığını ifade ederek, “Bunlarla ilgili cezai süreç devam etmektedir. Bu dosyaların açılması gereklidir. Mülkiyet hakkı ihlalleriyle ilgili olarak da AİHM sürecinde başlarda açılan dosya sayısı 250’ydi. Bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlanmasıyla idari tespit ile 750 işyeri ve ev tahrip edildiği belirlendi. O dönemde AİHM’de mağduriyetlerin giderilmesi için çaba içindeydik. Bunun sonucu olarak Lice’deki başvurucuların açtıkları davalar sayesinde tüm OHAL bölgesinde yaşanan olaylarla ilgili zarar görenlerin zararlarının tazmini konusunda yasal düzenleme yapılması konusunda hükümetin taahhüdü oldu. 1998-99 Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde yasa çıkarıldı. Mağduriyete uğrayanlarla ilgili mevzuat çerçevesinde başvuru yolu açıldı” dedi.

‘ZAMAN AŞIMI YOK, CEZAİ SORUŞTURMA AÇILMALI’

Yasal düzenlemenin önünün açılmasının ilk başlarda cesaretle başvurularını yapan 250 Licelinin sayesinde olduğunu dile getiren Kaplan, şunları ifade etti: “Bunun sonucu 400 bine yakın başvuru yapıldı Türkiye genelinde. Ancak mülkiyet hakkı ihlallerinin bir kısmı karşılanabildi. Yaşam hakkı ihlalleriyle ilgiliyse etkili hukuk işletilmedi. Zaman dolmadığı için yeni baştan cezai soruşturma açılması gereği ortada duruyor. Bu süreçleri değerlendirdiğimiz zaman mağdur olan şahısların ailelerin bir kısım mağduriyetlerinin tazmini, yaşam hakkı ihlali söz konusu olduğunda giderilmediği için birçok başvurucu idari yargıda ve Avrupa mahkemesinde davalar açtı. O süreçlerde bu başvuruları yaptık. Hükümetin görevi bu olaylar zaman aşımına uğramadan failleri ve gerçeği açığa çıkarmaktır. Halen böyle bir zaman aşımı yaşam hakkı ihlalinde 20 yılın üzerindedir. Lice için bu süre dolmadı yani. Olayı bu yönden değerlendirmek gerekiyor. Özellikle halen süren yüzlerce dava bulunmaktadır. Anayasa ve AİHM’de çok sayıda dava devam ediyor.”

‘AKP KATLİAMLA İLGİLİ ÖNERGELERİ REDDETTİ’

Kaplan, parlamentoda Lice katliamına dair birçok araştırma önergesi verdiklerini belirterek, “Maalesef bu konudaki önergeler, AKP tarafından Meclis çoğunluğuna dayanılarak reddedilmiştir. Ancak halen faili meçhullerle ilgili onlarca önergemiz parlamentoda durmaktadır. Lice’de 20 yıldır cezai yönden kapanmış ya da sonuçlanmış hiçbir dosya yok. Çünkü tazmin komisyonları sadece maddi mağduriyetlerle ilgilidir. Uyuşmazlık tutanağını imzalayan aileler davalarını sürdürüyorlar” ifadelerinde bulundu.

DÖNEMİN TANIKLARIYLA BELGESELLEŞTİ

 

20 yılı geride kalan katliam, Liceli gazeteci Veysi Polat’ın hazırladığı belgeselle de tüm yönleriyle çarpıcı bir biçimde ortaya konuyor. Dönemin tanıklarının, yakınlarını kaybedenlerin, asker ve siyasetçilerin döneme ilişkin anlatımlarının yer aldığı belgeselin galasının Kasım ayı içerisinde yapılması bekleniyor.

BAYKAL VE CHP’LİLER LİCE’YE SOKULMAMIŞTI

Lice katliamının yaşandığı gün Diyarbakır’da partisinin 7. Bölge toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcısı Erol Çevikçe, Milletvekili Uluç Gürkan, Genel Sekreter Ertuğrul Günay, Antep Milletvekili Mustafa Doğan, İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 5 milletvekili ile birlikte olaydan bir gün sonra Lice’ye gitmek istemişti. Ancak heyetin önü ilçeye 30 kilometrelik mesafedeki Karaz Köyü yakınlarında durduran askeri yetkililer, heyeti ilçeye almadı. CHP’liler bunda ısrar etti. Yaşanan tartışma üzerine Baykal’ın Devlet Bakanı Necmettin Gevheri ile telefonla görüşmesinin ardından CHP Genel Sekreter Yardımcısı Eşref Erdem, heyetin içinde bulunduğu aracı Lice’ye doğru yeniden yola çıkardı ancak Lice’ye 7 kilometre kala özel timler tarafından durdurulan heyet, ilçeye girişin yasak kararı bulunduğu gerekçesiyle geri çevrilmişti.