Aslan: Kimse Kürt halkını Öcalan’a bağlılıktan vazgeçiremez!

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi değerlendiren DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan, Öcalan’a tecridin Kürt halkına savaş açmak olduğunu belirtti.

DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan, Öcalan’a tecridin Kürt halkına savaş açmak olduğunu belirterek, “Kürt halkı yaşamın her alanında tecride karşı direnişe geçecektir” dedi. Aslan, kimsenin Kürt halkını Öcalan’a bağlılıktan vazgeçiremeyeceğini vurguladı.

1999 yılından bu yana benzeri görülmemiş bir tecrit altında tutulan Kürt halk önderi Abdullah Öcalan, özellikle son yedi yıldır avukatları hiçbir şekilde görüştürülmüyor. 2011’den beri uygulanan bu ağır tecrit koşullarına ilişkin ANF’ye konuşan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan, bunun zamana yayılmış bir çürütme politikası olduğunu söyledi.

Öcalan’ın Türkiye’ye komplo ile getirilmesinden bu yana, kendisine yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamasının her dönem sistematik biçimde devreye sokulduğunu belirten Aslan, şöyle konuştu:

“Kürt sorunun çözümü konusunda özellikle 2013-2015 yılları arasında yaşanan gelişmeler içerisinde sayın Öcalan’ın tecrit koşullarının ortadan kaldırılması, siyasetçiler ve kamuoyu ile temas etmesi beklenirken, tam tersine tecridin devam ettiğini gördük.”

Aslan, Türk devletinin kendi hukuku ve yasalarını çiğneyerek, Öcalan üzerinde tecrit politikasını sürdürüp Kürt halkı ve siyasetine ayar vermeye çalıştığının altını çizdi. Öcalan’ın 1999 yılından bu yana 11 kez tecrit içerisinde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulduğunun altını çizen Aslan, bu sonuncu ağırlaştırılmış tecridin en uzun süreli tecrit olduğunu hatırlattı.

"TECRİT İLE KÜRT HALKI VE ÖCALAN’DAN İNTİKAM ALINIYOR"

Tecrit politikasının Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından bu yana devrede olduğunu ve bazı dönemler de gerilimin tırmanması ile daha da derinleştiğini kaydeden Aslan, şöyle devam etti: “Türk devleti Kürt halkından intikam almak amacıyla sayın Öcalan şahsında ‘tecrit içinde tecrit’ politikaları geliştirerek, Öcalan’dan böylesi bir mücadeleye öncülük etmenin getirdiği intikam ile kinlerini almaya çalışıyorlar.”

Tecridin anti demokratik ve insanlık dışı bir uygulama olduğunun altını çizen Aslan, Öcalan’ın İmralı sistemini “Dipsiz kuyu” olarak tanımladığına dikkat çekerek, Öcalan’ın fikirlerinin toplumdan yalıtılması, toplum ile temas etmemesi için ciddi anlamda derinleştirilmiş bir tecrit ve izolasyonun uygulandığına işaret etti. Aslan, AKP ve Erdoğan rejiminin tüm kirli ve anti demokratik uygulamalarla bu tecrit ve izolasyon politikasını yürüttüğünü vurguladı.  

"AİHM DAVALARI İÇİN SAVUNMA YAPILMASI ENGELLENİYOR"

Kürt halk önderi Öcalan’ın 2011’de beri avukatları ile görüştürülmediğini belirten Aslan, “Sayın Öcalan’ın AİHM’de devam eden davaları var, bu davalar için avukatları ile görüşerek savunma yapması gerekiyor, ancak Türk devleti Öcalan’ın avukatları ile bir araya gelmesini, görüşmesini engelliyor” diye aktardı.

Öcalan’a bir mahkum veya herhangi bir örgüt lideri gibi yaklaşılamayacağını belirten Aslan, Öcalan’ın bir halkın önderi olduğunu kaydetti.  Aslan, bu nedenle Türk devletinin Öcalan’a yaklaşımının sıradan olamayacağını, olmaması gerektiğini vurguladı. Öcalan’ın tutuklanma biçimine de değinen Aslan, tutuklanma biçimi ve tutuklanmasında rol oynayan güçlerin de aslında Öcalan’ın rolünü ve sıradan bir tutuklu gibi ele alınamayacağını gösterdiğini ifade etti.

"TECRİT KÜRTLERE SAVAŞ AÇMAKTIR"

“Kürt halkının tüm alanlarda verdiği mücadelenin yaratıcısı ve örgütleyicisi sayın Öcalan’dır” diyen Aslan, milyonlarca insanın yıllardır bu temelde mücadele ettiğini hatırlattı. Devletin Öcalan ile ilgili aldığı kararların tesadüf olmadığına dikkat çeken Aslan, AKP’nin “Zamana yayarak öldürme” politikası yürüttüğünü ifade etti. Öcalan şahsında Kürtler ve ezilen toplumlardan intikam alınmak istendiğini de belirten Aslan, şunları vurguladı: “Önderliğe tecrit eşittir Kürt halkına savaş açmak, insanlığa savaş açmaktır bizim için. Devlet ve AKP hükümeti, sayın Öcalan’a tecrit uygulayarak Kürtleri gündeminden çıkardığını, ‘Kürtlere bu coğrafyada eşit, özgür bir yaşam yoktur, Kürtlere katliam, zulüm uygulanacak’ dediğini bilmesi gerekiyor. Bizim için anlamı budur, başka da bir anlamı yoktur”

"BU TOPRAKLARA BARIŞ GELECEKSE ÖCALAN’LA GELİR"

AKP’nin dönem dönem sıkışınca ya da toplumla çatışmayı göze alamayınca Öcalan’ın görüşlerine başvurduğunu, tecridi kısmen hafiflettiğine de dikkat çeken Aslan, bu topraklara barış gelecekse Öcalan ile geleceğini belirtti. Bu temelde Kürt halkı ve dostlarının da Öcalan etrafında kenetlenmesi gerektiğine vurgu yapan Aslan, her alanda Öcalan etrafında direniş çemberi oluşturulacağını aktardı. Öcalan’ın görüşleri ve pozisyonunun ülkenin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu AKP hükümet yetkilileri tarafından defalarca ifade edildiğini hatırlatan Aslan, bu gerçeklik ortada dururken Öcalan’a tecrit uygulayarak ülke de aydınlık bir gelecek yaratmanın mümkün olmadığını belirtti.

"ÇÖZÜME DÖNÜLMEK İSTENİYORSA ÖCALAN’A TECRİT BİTMELİDİR"

Öcalan ile görüşmelerin 5 Nisan 2015 tarihinde İmralı Heyeti ile yapılan görüşmeden bu yana kesildiğini anlatan Aslan, “5 Nisan 2015 tarihinde önce Türkiye’de evlere cenazelerin gitmediği bir süreç yaşadık.  Bu tarihten sonra, görüşmelerin kesilmesi ve AKP’nin yeniden devreye soktuğu çatışmalardan sonra birçok insan yaşamını yitirdi. Öcalan ile görüşmeler varken savaş engelleniyorsa, bugün kimse Öcalan’ın etkinliği ve belirleyiciliğini tartışma mantıksızlığına düşemez” ifadelerini kullandı.

Aslan, Öcalan’a tecrit savaşa neden olduğunu kaydederken, buna karşı çözümün tek yolunun da Öcalan’a uygulanan tecridin tümden bitirilmesi olacağını, aksinin mümkün olmadığını vurguladı.

"TÜRK DEVLETİ ÖCALAN’I TOPLUMDAN ASLA KOPARAMAZ"

Cezaevlerinde ve dışarıda Kürt siyasetçilerinin de katılımı ile açlık grevi ve eylemlerin gerçekleştiğini belirten Aslan, Eylül ayında Kürt siyasetçilerin başlattığı açlık grevi eylemlerinin Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmeden sonra sona erdirildiğini aktardı. Bu açlık grevi eyleminin ardından Öcalan’a yönelik tecridin sona erdirilmesini beklediklerini ifade eden Aslan, ancak AKP hükümetinin yine cevap olarak tecridi derinleştirdiğini söyledi. Son olarak tecride karşı cezaevlerinde yeniden açlık grevi başlatıldığını söyleyen Aslan, bu grevin de çeşitli kurum ve çevrelerin çağrısı ile sona erdiğini belirtti.

Aslan, devletin Öcalan’ı toplumdan kopartma çabalarının yersiz olduğuna değinerek, “Kimse Kürt halkını Öcalan’a bağlılıktan vazgeçiremez, Kürt halkı sonuna kadar önderliği etrafında kenetlenecektir” diye konuştu.

TECİTE KARŞI DİRENİŞ ÇAĞRISI

Kürt halkını Öcalan’a uygulanan tecride karşı direnmeye davet eden Aslan, DBP olarak Öcalan’a tecridi kabul etmeyeceklerini Kürt halkı ve tüm Türkiye toplumunun da tecride karşı direnmesi gerektiğini vurguladı. Aslan, “AKP bizi önderliğimizden koparamaz” diyerek, yaşamın her alanında tecride ve sindirme politikalarına cevap olacaklarını sözlerine ekledi.