'Artvin'de yaşanan da öz yönetim çığlığıdır'
HDK, Cerattepe direnişini desteklediğini açıklayarak, "Artvin’de doğa katliamına karşı duranların yaşadıkları da bir öz yönetim çığlığıdır" dedi.
HDK, Cerattepe direnişini desteklediğini açıklayarak, "Artvin’de doğa katliamına karşı duranların yaşadıkları da bir öz yönetim çığlığıdır" dedi.
HDK, Cerattepe direnişini desteklediğini açıklayarak, "Artvin’de doğa katliamına karşı duranların yaşadıkları da bir öz yönetim çığlığıdır" dedi.
Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu, Artvin halkının Cerattepe direnişine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Artvin halkı, dünyadaki koruma öncelikli 200 ekolojik bölgeden biri olan yaşam alanlarını sermayenin kar hırsından korumak için yine direnişte" denilen açıklamada, "Artvin Cerattepe’de yapılmak istenen madene karşı sürdürdükleri nöbetin 239’uncu gününde gelen takviye jandarma ekibi haberi üzerine Cerattepe’ye giden yolu kesti. Halkın direnişi AKP iktidarının yoğun saldırısına karşı gün boyu sürdü. Ardından Türkiye’nin pek çok ilinde destek eylemleri başladı. Bu eylemleri büyütmek hepimizin ortak sorumluğudur" diye ifade edildi.
'AKP, ŞİRKET VE KOLLUK HALKIN YAŞAM ALANINA GÖZ DİKTİ!'
Açıklamada, 2002’den beri maden şirketlerinin bölgeye göz diktiği vurgulanarak, şunlar belirtildi:
"AKP hükümeti, şirketlerin işini kolaylaştırmak için ÇED yönetmeliğinde, maden yönetmeliği ve yasasında üst üste değişiklikler yaptı. Artvin halkının doğayı ve yaşam hakkını savunan demokratik tepkisini ise gazla, copla, plastik mermiyle bastırmak için uğraşıyor. İktidar-yandaş şirket-kolluk kuvveti zorbalığı halkın yaşam alanlarına göz dikmiş durumda.
Bu kez 'nasıl yaşamak istediğime ben karar veririm' diyen halkın iradesinin sesi, özyönetim çığlığı Artvin’den yükseliyor. Barikatlar Artvin’de kuruluyor.
Cizre, Sur, Silopi, Nusaybin, son olarak İdil’deki saldırılarda yüzlerce canımızı katledenlerin şimdi yakıp yıktıkları yerler için kentsel dönüşümden söz etmeye başlaması ile tüm doğamızı madenler, HES’ler, nükleer santraller, termik santrallerle katletmeye yönelmelerinin bir gerçekliğin iki görüntüsü olduğunu tüm halklarımız görmek durumundadır. Bu gerçeklik ise 'bir tek ben bilirim, bir tek benim çıkarımın sesi duyulmalıdır, herkes benim ve sözcüsü olduğum sermayenin ihtiyaçları için, rant için hizaya girmek zorundadır' diyen, bunun için her türlü katliamı yapmaktan geri durmayan faşizan anlayıştır. Bu faşizan anlayışa karşı direnişi giyinmek hayatın her alanında meşrudur."
'DİRENEN HALKLAR ÇARESİZ VE YALNIZ DEĞİL'
Direnen Kürt halkının yanına Karadeniz halkının da katıldığına dikkat çekilen HDK açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: "Açıkça görülüyor ki; Kürt illerinde Kürt halkının yaşadıkları da bugün Artvin’de doğa katliamına karşı duranların yaşadıkları da bir öz yönetim çığlığıdır. Bu çığlıklar kimsenin duymazlıktan gelemeyeceği bir açıklık kazanmıştır. Bizler Halkların Demokratik Kongresi olarak direnen halkların yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Halkların bu çığlıklarının bize yüklediği 'yeni yaşamı' inşa etme sorumluluğunun farkındayız, bunu için mücadele ediyoruz. Tüm halklarımızı omuz omuza irademize, doğamıza, hayatımıza kasteden bu saldırganlığa karşı mücadeleyi büyütmeye ve el ele vererek 'yeni yaşam'ı birlikte kurmaya çağırıyoruz. Direnen halklar hiçbir yerde çaresiz ve yalnız değildir!"