Cezaevi’nde çok ağır bir tecrit yaşandıklarını aktaran Ayaz, siyasi tutuklu ailelerinin de ince aramaya maruz kaldığına dikkat çekti.

Antep L Tipi Kapalı Cezaevi’nde de yaşanan baskı ve uygulamalar 19 Aralık 1999 ve 2000’leri aratmayan tarzda. Yeni yapılmış olan bu cezaevine 9 ay önce sürgün edilen tutsakların; sağlık, spor, güvenlik ve hukuki hakları askıya alındığından, hiçbirinden yararlanmıyorlar.

100’e yakın siyasi tutsağın bulunduğu cezaevinde kapasite iki katına çıkmış durumda. Tutsaklar sohbet hakkından yararlanamıyorken, ağır baskı ve tecrit altında tutuluyorlar. Koğuş sayımları, arama gibi yapılıyor ve en küçük bir itirazda disiplin cezaları veriliyor.

Cezaevi yönetimi Kürtçe gazeteleri ‘tercüman ücreti’ gerekiyor diyerek tutsaklara vermiyor. ‘Kural ve yönetmelikler’ bahane edilerek tutsaklar tam bir cendere içinde tutuluyor.

Cezaevine görüş için gelen ailelere de kötü muamele uygulanıyor. İnce arama ve onur kırıcı durumlarına maruz kalan aileler aramaları kabul etmeyince görüşe alınmıyor. Yaşananlara itiraz edildiğinde ise hakarete maruz kalıyorlar.

Koğuştan revir ve görüş için çıkarılan tutsaklara tek sıra uygulaması dayatılıyor, itiraz edenlere disiplin cezası uygulanırken, hastane ve telefon hakları da engelleniyor.

Hasta tutsakların kullanması gereken ilaçların geç gelmesi yaşamsal bir önem oluşturuyor. İnayet Mete, kalp birçok kronik hastalığı olan bir tutsak olmasına rağmen 7 defa hastaneye sevki yapıldı ancak bir tek sintigrafi çekilebildi. Hala birçok hastalığı devam ediyor.

Yine bir diğer hasta tutsak Necip Olgaç da kalp hastası ve damarında stant bulunuyor. Adnan Yalçın kolon kanseri, Şemsettin Karapli böbreği iflas etmiş, tek böbrekle yaşıyor. İzzet Turan ankilozan spondalit, Rıdvan Çelik ise yüksek tansiyon hepatit olan bir tutsak.

Kanser hastası olan İsmet Ayaz’ın, yüzde 70 omurilik erimesi, yüzde 50’de engeli raporu bulunmasına rağmen on aydır tedavisi engelleniyor.

Tutsakların cezaevi kantininde aldıkları futbol topuna da keyfi olarak el konulmuş durumda. 14 kişilik odalarda 19 kişi sıkıştırılmışlar.

Koğuşlarda personel butonu olmadığı için tutsaklar gardiyanı çağırmak için kapı mazgalına vurmak zorunda kalıyor. Bunu bahane eden cezaevi yönetimi de tutsaklara görüş ve iletişimi cezası veriyor.

Ayrıca Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne de dışarıdan kitap alınmıyor, haftalık muhalif gazeteler tutsaklara verilmesi cezaevi yönetimi tarafından yasaklanmış durumda.