Amed Halk Ýnisiyatifi: Yasalar geçersizdir, direniş meşrudur!

Amed Halk Ýnisiyatifi: Yasalar geçersizdir, direniş meşrudur!

Amed Halk Ýnisiyatifi, “Artık basın açıklaması, sessiz yürüyüş zamanı deðildir. Her sokak her alan savaş yeri olmalıdır. Bizler kimseden bir şey dilenmiyoruz biz özgürlüðümüz için direniyoruz. Bizim için hiçbir yasallık geçerli deðildir. Tamamen meşru bir direniş çerçevesinde hareket edilecektir” dedi.

Açlık grevlerine ve yayılan eylemlere ilişkin yazılı bir açıklama yapan Amed Halk Ýnisiyatifi “Ýçinde bulunduðumuz süreç Kürt halkı için hayati olduðu kadar toplumsal ve siyasal varlıðını koruma, özgürlük mücadelesini zaferle taçlandırma zamanıdır” diye belirtti.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bin yıllardır iktidardan uzak duran ve her zaman özgür bir yaşamı esas alan Kürt halkı sürekli şiddet ile köleleştirilmek istendi. Bu halk sürekli direnerek ayakta kalma mücadelesi vermiştir ve hiçbir zaman boyunduruk altında kalmamıştır. Genelde son iki yüz yıldır özelde de son 90 yıldır TC devleti tarafından fiziki kırımdan tutalım kültürel, sosyal ve siyasal soykırım politikaları ile halk olmaktan çıkarıp yitik ve köle birey haline getirme çabaları içine girmiştir. Bu politikalar son 10 yıldır AKP yeşil faşizmi ile siyasi ve kültür kırım politikalarının en ince detayları ile işlenmeye çalışılıyor. Kürdistan da bugün hiçbir siyasi oluşum tutunamamaktadır. Bunun tek nedeni Kürt halkının artık özgürlük hareketi ve önderliðiyle olan bir bütünlük halini almasıdır.”

KAMU ÇALIŞANLARINA ÇAÐRI

Cezaevlerinde tutsakların başlattıðı açlık grevinin 64. gününe girdiðini ve grevin bugün 10 bin tutsakla yürütüldüðünü hatırlatan Ýnisiyatif, “Halkımız açlık grevi direniş bayraðını serhildan hareketini başlatarak üstlenmelidir. Faşist AKP devleti ve hükümeti her alanda yükselen direniş karşısında ne yapacaðını şaşırmış ve azmış bir üslup kullanarak adeta aðızlarından zehir saçılmaktadır. Bu durum daralmanın, sıkışmanın bir göstergesidir. Günlerdir alanlarda olan Amed halkının direnişini daha da yükselteceðine olan inancımız tamdır. Direnişimiz bundan sonra daha örgütlü daha planlı bir şekilde devam edecektir. Sistematik olarak gündem deðiştirme peşinde olan AKP medyası bu onurlu direnişe gölge düşüremeyecektir. En demokratik eylemlere dahi ahlaksızca, vahşice saldıran polise karşı meşru savunma temelinde her türlü araç-gereç, yol ve yöntem kullanmalıdır. Bu konuda şunu da belirtiyoruz” dedi.

Amed Halk Ýnisiyatifi açıklamasında şöyle denildi: “AKP faşizmi tarafından yürütülen kirli savaş karşısında topyekun direnişle cevap veriliyor ve verilecektir. Bu nedenle Kürdistan da AKP ajanlıðını yapan, devletle işbirliði yapan, asimilasyon sistemine direk ya da dolaylı katkısı olan kim olursa olsun hedeflerimiz içerisinde yer alacaktır. Unutmasınlar ki elinde iple dolaşan Recep Erdoðan’ın ipi onun işbirlikçilerinin boðazına dolanacaktır. Bütün kamu personellerine, öðretmenlere, devlet dairelerinde çalışan memurlara çaðrımızdır. Gün kendi halkının yanında yer alma günüdür. Bu zulmün ortaklıðından vazgeçmeye çaðırıyoruz. Çok geç olmadan onurlu bir yaşama çaðırıyoruz. Gün gelecek pişmanlıðınız vicdan azabınızın önüne geçemeyecektir ve bu halk sizi affetmeyecektir. Birlik olma gücümüze güç katma zamanıdır.



YASALAR GEÇERSÝZDÝR

Deðerlerimize pervasızca saldıranlar karşısında bu halk gereken cevabı verecektir. Bu gün zindanlardan yükselen Mazlum’ların, Kemal’lerin, Ali’lerin ve Hayri’lerin sesidir. Onlar özgürlük hareketinin ve Kürt halkının mücadelesini tekrardan dirilttiler. Bu günkü cezaevleri direnişi de Önder Apo’yu ve Kürt halkını özgürleştirecektir. Topyekun direniş günü, topyekun serhildan günüdür. Artık basın açıklaması, sessiz yürüyüş zamanı deðildir. Her sokak her alan savaş yeri olmalıdır. Bizler kimseden bir şey dilenmiyoruz biz özgürlüðümüz için direniyoruz. Bizim için hiçbir yasallık geçerli deðildir. Tamamen meşru bir direniş çerçevesinde hareket edilecektir. Başta kadın ve gençlik olmak üzere geçmişte olduðu gibi bu süreçte de örgütlülükleri ile tüm halkımıza öncülük etmelidir. BÝZÝM KAYBEDECEK HÝÇBÝR ŞEYÝMÝZ YOKTUR. Bu nedenle cezaevlerinde yükselen direniş çıðlıklarını alanlara taşırmalıdır.”