Almanya operasyon timlerine cesaret veriyor

MİT ajanı Fatih Sayan’ın suikast planı yaptığı Kürt siyasetçiler mahkemenin şartlı tahliye kararına tepki gösterdi.

Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal kararla Almanya’nın Kürt siyasetçilere dönük saldırılara adeta davetiye çıkardığını belirterek "Avrupaya operasyon timlerine cesaret ve fırsat veriyor, Kürt siyasetçilerinin yaşamını tehlikeye sokuyor" dedi. Karara hızla itiraz edeceklerini belirten KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç ise; "Bu davanın peşini hem hukuki hem de kamuoyu oluşturma açısından bırakmayacağız" diye konuştu.

Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan Kürt siyasetçiler söz konusu olduğunda 3 ile 5 yıl arasında ceza yağdıran Alman yargısının, belgelerle ispatlı olan bir suikast planlayıcısı MİT mensubunu tehdit olarak görmeyerek serbest bırakmasını KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, siyasi bir karar olarak değerlendirerek, bundan sonra gelişebilecek saldırı ya da suikast gibi olaylarda doğrudan sorumluluk alındığının altını çizdi.

SALDIRILARA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Kararla Almanların Kürt siyasetçilere dönük saldırılar için adeta davetiye çıkardığını vurgulayan Kartal şöyle konuştu: "Alman Mahkemesi'nin almış olduğu bu karardan da anlaşılmış olduğu gibi Kürt siyasetçilerinin yaşamı ve onlara yönelik tehdit ve tehlikelerin Almanya için bir önemi yok. 'Almanya için risk oluşturmuyor' kararı, söz konusu durumu küçük ve basitleştirmek, Kürt siyasetçilerine yönelik tahditlere davetiye çıkarmak anlamını taşıyor ve Kürt siyasetçilerinin yaşamını tehlikeye sokuyor. Bu karar aynı zamanda birçok belgeylede mevcut olan Türk devletinin Kürt siyasetçilerine suikast vb amaçlarla Avrupa'ya gönderdiği operasyonel timlere cesaret vermiştir. Karar bir anlamda Kürt siyasetçilerine yönelik Türk devletinin Avrupa’ya bu süreçte gönderdiği operasyon timlerine cesaret ve fırsat vermiştir.

OLASI SALDIRILARIN ORTAĞI OLUR

Kürt siyasetçilere olası saldırılarda Almanya’nın da sorumlu olacağını belirten Kartal, “Bu nedenle önümüzdeki süreçte Avrupa'da yaşayan Kürt siyasetçilerine dönük operasyon ya da olası bir saldırının doğrudan ortağı olma durumudur bu. Alman Mahkemesi'nin vermiş olduğu bu karar saldırıları teşvik eden ve zemin veren bir konumdadır ve Almanlar doğrudan sorumluluk almışlardır."

MİT’İN FAALİYETLERİ BİLİNİYOR

Kürtlere yönelik tehdit ve saldırılara işaret eden Kartal, Kürtlerin politik çıkarlara kurban edildiklerini hatırtalarak şunları söyledi: "Türk devleti her gün, bütün Kürtlere yönelik, Rojava, Başur, Türkiye ve dünyanın neresinden yaşarsa yaşasın özgür Kürt kurum ve şahsiyetlerine yaşam hakkı vermeyeceğini doğrudan Erdoğan'ın ağzından deklere ediyor. Almanya, Belçika, İsviçre ve Avrupa'nın tamamında Türk MİT'inin Kürt siyasetçilerine dönük planları olduğu açık. Tüm bunlara rağmen Alman mahkemesi, bütün bunları görmemezlikten geliyor.“

HÜKÜMETİN KARARIDIR

Kartal, verilen kararı Almanya hükümetinin tutumu olarak ifade etti.  Karar için "büyük bir vehamet" ifadesini kullanan Kartal, "Bu karar, topyekün imha konsepti çerçevesinde Türkiye'nin politikasını onaylamaktır" diyerek, Kürt siyasetçiler, basın yayın, kamuoyu mahkeme kararına ilişkin tepkilerini dile getirmeye çağırdı: Almanya'daki demokrasi ve özgürlükten yana olan tüm güçler bu karar konusunda sesini yükseltmesi gerekiyor."

KOÇ: KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ

MİT ajanı Mehmet Fatih Sayan’ın suikast düzenlemek istediği bir diğer Kürt siyasetçi KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç  kararın siyasi olduğunu belirterek, "Avukatlarım acilen karara itiraz edecekler" dedi. Kararla Türk devletinin kirli politikalarına onay verildiğini kaydeden Koç, "Biz mahkemeden başlamadan önce ve duruşmalar görülürken uyarılarımızı yaptık. Tüm bunlara rağmen hukuk siyasete kurban edilmiştir" dedi.

TÜRKİYE'NİN KİRLİ POLİTİKALARINA ONAYDIR

"Alman devleti, Kürt kurumları ve siyasetçileri kriminalize etmek için telefonlarımı en ince ayrıntısına kadar dinliyor ve ayrıca da takip ediyorlar. Alman istihbaratı, Türk devletinin Almanya’daki Kürt siyasetçilerine yönelik suikast ve kirli planlarını dinlemediklerini ve bilmedikleri gülünçlüğüne düşmesinler" diyen Koç ekledi: "Aslında bu kararla, Türk devletinin Kürt siyasetçi ve kurumlarına yönelik kirli planlarına onay verilmiştir. Bundan sonra herhangi bir Kürt siyasetçi ve kurumlarına Alman istihbarat ve iç güvenlik birimleri göz yummadığı, onay vermediği müddetçe Türk devleti kirli bir faaliyet içerisine giremez."

'PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’

Sayan’ın yargılandığı davaya hedefteki Kürt kurumlarını temsilen mağdur olarak katılmasının mahkeme tarafından engellendiğini hatırlatarak tanık olarak ifade verdiğini ve Türk devletinin suikast planlarına ilişkin tüm belge ve bilgileri de yetkililerle paylaştıklarını söyleyen Koç, "Bu kararı kamuoyunda teşhir edeceğiz, siyasallaştırılmasına rağmen hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Kürt halkının Ortadoğu’daki temel aktörlerden birisi olduğunu vurgulayan Koç, "Kürtler artık kurbanlık pozisyonda değildir. Kürtler, örgütlülükleri, siyasal bilinci ve dostluk ilişkileri ile bu kirli politikaları teşhir edecek güç ve etkidedir. Bu davanın peşini hem hukuki hem de kamuoyu oluşturma açısından bırakmayacağız. Bu skandalın düzeltilmesi için mücadelemizi yükselteceğiz" mesajı verdi.