GÖRÜNTÜLÜ

AKPM Raportörü: Çifte zafer Kürtlerin, yenilgi Erdoğan'ın

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye'deki seçimleri genel kurulda Seçimleri İzleme Delegasyonu Raporu kapsamında tartıştı ve rapor öneriler ile birlikte onandı.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye'deki seçimleri genel kurulda Seçimleri İzleme Delegasyonu Raporu kapsamında tartıştı ve rapor öneriler ile birlikte onandı.
AKPM üyesi 30 parlamenter ve Avrupa Konseyi'nde seçimler konusunda uzman 10 kadar görevlinin yer aldığı geniş heyete başkanlık eden AKPM Hollanda Üyesi ve Sol Grup Başkanı Tiny Kox, genel kurulda raportör sıfatıyla, seçim sürecinde pek çok sorunun yaşandığını ve bunların giderilmesi gerektiğini belirtti.

'YENİ BAŞLANGICIN İŞARETİ'

Kox, HDP'nin seçim barajını başarıyla yıkmasının önemli olduğunu belirterek, yine HDP'nin seçim sürecinde maruz kaldığı vahim saldırılar, Cumhurbaşkanı'nın seçim kampanyasına katılarak taraflı duruş sergilemesi, seçim yarışına giren partilerin basında eşit haklardan yararlanmamış olmaları gibi sorunların adil ve tarafsız bir seçimin olmadığına işaret olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’deki seçimlerde yüzde 10 seçim barajının aşılmasının demokrasinin olgunlaştığını da gösterdiğini söyleyen Kox, "Türkiye'deki seçimlere gözlemci olarak gidişimiz ve hazırladığımız raporumuz büyük bir ilgi gördü, Ankara'nın yapması gerekenlerin listesini de rapor kapsıyor" hatırlatmasını yaparak, "Bu seçimlerin sonucunu değerlendirmesi gereken merci ise TBMM’dir" dedi. 
Seçimleri izlemek için Amed'e gittiğini söyleyen Almanya Die Linke'den AKPM Sol Grup Üyesi Anrej Hunko  ise "Bu seçimler Türkiye'de tarihi bir dönemece işaret ediyor. Bu sadece HDP ve Kürtler  için değil, tam demokrasiyi savunan güçler için yeni bir başlangıcın işaretidir” değerlendrimesini yaptı.

'TEMKİNLİ OLUNMALI'

Hunko, "Türkiye de demokrasi açısından var olan sorun sadece seçim barajı değil. Cumhurbaşkanı tarfafsızlığını yitirdi. HDP’nin maruz kaldığı bombalı saldırılar asla kabul edilir baskılar değildi. Diyarbakır’da DAİŞ güçlerinin saldırılarda yer aldığı söylendi. Bunun doğruluk payı da olabilir ama bu hukümetin bu saldırılardaki sorumluluğunu gidermez" beyanında bulundu ve Türkiye'deki iktidar yetkililerine dair sürekli temkinli olunması çağrısını yaptı.

'ÇİFTE ZAFER KÜRTLERİN, YENİLGİ ERDOĞAN'IN

AKPM Türkiye Raportörü Josette Durrieu ise genel kurulda yaptığı konuşmada, "Seçim sonuçlarında ortaya çıkan şu; çifte zafer Kürtlerin, yenilgi Erdoğan'ındır. Seçim sonuçlarına bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  kaybettiğini, iktidar olmak için lazım olan çoğunluğu yitirdiğini, Kürtlerin ise demokrasi adına çifte bir zafer elde ettiğini görüyoruz. Zira Kürtler birincisi adil olmayan yüzde 10 seçim barajını yüzde 13,12 ile kararlı bir şekilde aşarak ilk zaferi kazandılar. İkinci zaferi ise Kürt  meselesi Türkiye’nin en temel sorunu olduğundan, bu meseleyi sembolik bazda da olsa politik mecraya güçlü bir şekilde taşıyarak kazanmışlardır” diye konuştu. Durrieu seçimlerin adil olmadığını, zira Cumhuşbaşkanı'nın muhalefeti hep hedef gösterdiğine, AKP lehine açıktan tarafgir olduğuna ve HDP'nin pek çok bombalı saldırıya maruz kaldığına değinerek böylesi bir atmosferde gerçekleşen seçimler için “sorun yok, olumlu geçti” demenin mümkün olmadığına vurgu yaptı.
"Müzakereler beklenen sonucu halen vermemiştir" diyen Durrieu, "Kürtler mücadelelerinde yeni bir hamle yakaladı, Meclis'te politik sahada daha yoğunlaşacaklardır” değerlendirmesinde bulundu. Durrieu, "Kürt halkını, demokrasi mücadelesinde böylesine kararlı ve ısrarlı olmalarından dolayı ne kadar tebrik etsek azdır" diye ekledi.

'ERDOĞAN VE ANA-AKIM TARAFSIZ DEĞİLDİ'

CHP Üyesi Gülsün Bilgehan ise seçimlerdeki HDP ve kadın başarısına değindi.
Macar asıllı üye de, "Kürtler seçimde güçlü bir irade sergiledi ve bir kez daha gördük ki Kürt meselesi çözüm bekleyen en temel meseledir" derken, İspanyol sosyalist üye ise, "seçimlerde Erdoğan’ın ve kimi basının çok taraflı tavırları kabul edilemezdir.  Erdoğan adeta ekranları meşgul etmişti" dedi. Heyetin Hollandalı kadın üyesi ise şu hususa dikkat çekti: "Diyabakır’da seçim öncesi yapılan saldırılar ana medyada işlenmedi. Çok tuhaf buldum bunu. Erdoğan ve ana-akım basın hiç tarafsız değildi. Kürtler demokrasinin yılmaz savunucuları olduklarını göstererek bunu çok iyi ispat ettiler."