AKP ile DAİŞ neden çatıştı? Haber-Yorum
Amed'de polis tarafından DAİŞ'e ait hücre evlerine operasyon düzenlendi. Kayapınar ilçesindeki iki ayrı adreste operasyon sırasında çatışma çıktı.
Amed'de polis tarafından DAİŞ'e ait hücre evlerine operasyon düzenlendi. Kayapınar ilçesindeki iki ayrı adreste operasyon sırasında çatışma çıktı.
Amed'de polis tarafından DAİŞ'e ait hücre evlerine operasyon düzenlendi. Kayapınar ilçesindeki iki ayrı adreste operasyon sırasında çatışma çıktı. 53. Sokak'ta bulunan bahçeli ve müstakil evin girişine tuzaklanan bombanın patlatılması sonucu 2 polis öldü. Ölen polislerin Çorum nüfusuna kayıtlı Gökhan Çakıcı ile Adana Tufanbeyli ilçesi nüfusuna kayıtlı Sadık Özkan olduğu öğrenildi. Çatışmada, 7 DAİŞ üyesinin de öldürüldüğü belirtildi.
AKP hükümetinin, söz konusu operasyonu 1 Kasım Genel Seçimleri öncesine denk getirmesi, normal koşullarda basit bir seçim oyununa işaret ediyor. İnsanlık düşmanı DAİŞ ile ilişkileri hem bölge hem de uluslararası alanda teşhir edilen hükümetin, seçimde bu kirli ilişkinin bedelini ödemek istememesi normal.
ASLINDA NE OLDU?
DAİŞ çeteleri ile işbirliği üzerinden hedef alınan AKP, seçimlere bu gerçeklik üzerinden giderek zarar göreceğini biliyordu. Operasyon talimatı veren hükümet, sadece gözaltı işlemi yapmakla yetinmek istemiş olabilir. Fakat çetelerin çatışmaya girişmesi, iki tarafın kayıplarıyla sonuçlandı.
DAIŞ çetelerinin kaldığı adresin eski DBP binası ve şu anki Özgür Yurttaş derneğine yakın olması, çetelerin olası bir saldırı hazırlığı içinde olduklarına işaret ediyor. Bazı siyasi gözlemcilere göre, AKP, sonuçlarını kaldıramayacağı böylesi bir saldırıyı engellemek için operasyon yapmak zorunda kaldı.
OPERASYON İSTİHBARATI ROJAVA’DAN MI GELDİ?
Diğer yandan, ANF'nin bazı kaynaklardan edindiği bilgilere göre; AKP, söz konusu operasyona mecbur kaldı. Zira, operasyon yapılan hücrelere ilişkin Rojavalı yetkililer batılı bazı devletler üzerinden somut bilgi verdi, bu devletler de AKP'ye dayatmada bulundu. Yani operasyonda, Koalisyon güçleri arasında yer alan devletlerin AKP'nin açık tutum alması ve somut adımlar atması yönündeki uyarısı belirleyici oldu. AKP, şimdiye kadar söylemde yer yer DAİŞ'i hedef alıyor görünse de, bunun göstermelik olduğunun anlaşılması zor değildi. Kaldı ki, yine Koalisyon devletlerinin bastırması sonucu istemeyerek başlattığı ve adına "PKK ve DAİŞ'e karşı savaş" dediği operasyonlarda bugüne kadar tek bir DAİŞ üyesi ölmemişti. Artık ‘ölüm’ gerekiyordu ve AKP'nin, bundan başka yapacağı kalmamıştı.
ANKARA'DAN SONRA PİŞMAN OLDU
DAİŞ'in Suruç ve Ankara gibi, belki de daha ağır sonuçları olan bir saldırı potansiyeli söz konusu. 10 Ekim'de barış isteyen yüzü aşkın kişinin katledilmesinden, çetelere alan açtığı, sınırdan geçirdiği ve onları teslim almaya yanaşmadığı için doğrudan AKP sorumlu tutulmuştu. Ne var ki, Ankara örneğinin 1 Kasım'a giderken AKP'nin aleyhine geliştiği, anket sonuçlarından da anlaşılıyordu. Bu da, zaten zorunlu kaldığı operasyonu daha istekli sahiplenmesini sağlıyordu.
DAİŞ ETKİSİZLEŞTİRİLMEK İSTENMİYOR
Ayrıca, Suriye'ye gidip Kürtlere karşı savaştıktan sonra Türkiye'ye dönen yüzlerce DAİŞ elemanı MİT'in, TSK'nin ve siyasi iradenin bilgisi dahilinde geri dönüş yaptılar. Bunların nerede yaşadıklarını ve bugünkü pozisyonlarını MİT ve İl istihbaratları adres adres biliyor. Ancak Kürtlere karşı aralarındaki ittifak, geniş ve sistematik bir yönelimle DAİŞ'lileri etkisizleştirme niyetinde değil.