AKP, depremzedelerin acılarını rant aracı yaptı

AKP, depremzedelerin acılarını rant aracı yaptı

Yaşanan büyük Van depreminin ardından halkın acılarını ırkçı politikalarıyla rant alanı haline getiren AKP Hükümeti, bölge halkına gönderilen yardımlara el koyup kendi tekelinde toplayarak yandaşlarına daðıttı. Bazı müteahhitler ise 5 Liraya temizliðe götürdükleri depremzede kadınların paralarını da vermeyerek, kaçtı. Aradan geçen bir yıla raðmen halkın barınma sorununu çözülmediði Van’ın Erciş ilçesinde konteyner kentte yaşayan depremzede Baburhan, “Ýnsanlar deprem psikolojisini yaşarken yetkililer bunu rant alanı haline getirdiler” dedi.

Van’da 23 Ekim- 9 Kasım 2011 tarihinde meydana gelen depremlerin ardından AKP Hükümeti’nin rant alanı haline getirdiði kentte depremzedelere çadırlar ulaşmadı, ulaşan çadırlar ise öncelik AKP yandaşlarına tanınarak adaletsiz daðıtıldı. Çadırların ardından konteynerlerde açlıða mahkûm edilen halk için gönderilen yardımlara da el konularak ihtiyaç sahiplerine iletilmedi.

Van’ın Erciş ilçesinde bulunan Alkanat Konteynır kenti ziyaret ettik. Devletin varlıðını yok saydıðı ve yaklaşık bir yıldır konteyner kentte yaşamlarını sürdürmeye çalışan 2 bin hanelik Alkanat konteynır halkı büyük bir misafirperverlikle karşıladı bizi. Sorunlarını ANF’ye anlatan depremzedelerden kimisi Başbakan Tayyip Erdoðan’ın sigortası olmayanlara sadece iki defa ödediði 400 Lira karşısında “Allah razı olsun devletten” dese de genel olarak halk, AKP Hükümeti’ne ve ırkçı politikalarına karşı öfkeli. Bir konteynırın önünde oturup sohbet etmeye başlıyoruz. Neredeyse tümü işsiz ve ciddi saðlık sorunları yaşayan depremzedeler, yaklaşan kışa dikkat çekerek Van’daki çetin hava koşullarını anlatıyor. Bir kadın, “Yönetim ‘’40 milyarlık iki konteyner sende’ diyerek benim eşyamı dışarı attı, kapıyı kırmaya çalıştı” diyerek söze giriyor. Kalabalık bir aile oldukları için iki konteyner aldıklarını ve depremden kurtardıkları eşyalarını da yine bu konteynırlara yerleştirdiklerini anlatıyor. Yönetimin eşyalarını dışarı atmasına yönelik tepkisini sert bir şekilde dile getiriyor ve “Devlet bizi görmüyor, kendi adamlarına yardım ediyor” diyor.

‘5 LÝRAYA TEMÝZLÝÐE GÖTÜRDÜKLERÝ KADINLARIN PARALARINA GÖZ DÝKTÝLER’

Sonra bir başka kadın, eşinin kendisini çocukları ile beraber terk ettiðini ve temizliðe giderek yaşamını sürdürmeye çalıştıðını anlatıyor. Bir müteahhidin kendilerini temizliðe götürdüðünü söyleyen kadın burada yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Müteahhit geldi bir yerde temizlik yapılacak dedi ben, yeðenim ve bir kadın daha beraber gittik temizliðe. Meðerse 5 Liraymış temizlik ücreti. Bize 5 Liraya temizlik yaptırmak istediler. O kadar saat o temizlik 5 Liraya yapılır mı? Biz ne yapacaðız o 5 Lirayla? Zaten sonra o paramızı da vermedi müteahhit, kaçtı gitti.”

DEPREMZEDELERE GÖNDERÝLEN YARDIMLARA EL KONULDU

Yaklaşık bir yıldır Erciş Alkanat Konteynır kentte yaşamını sürdüren Mehmet Emin Baburhan’ın evine konuk oluyoruz gece. Ýnsanlar can kaybı yaşarken devletin Türkiye halklarının ve ilerici demokratik kurumlarının gönderdiði yardımları kendi tekelinde toplayarak yandaşlarına daðıttıðını anlatan Mehmet Emin Baburhan, “Ýnsanlar deprem psikolojisini yaşarken yetkililer bunu rant alanı haline getirdiler” dedi.

Erciş’e gelen yardımların yasal olmayan şekilde şehrin giriş ve çıkışlarının tutularak halka ulaşımının engellendiðini belirten Baburhan, bu yardımların şehrin elit kesimlerine daðıtıldıðını ancak varoşlara, ücra yerlere ulaştırılmadıðını söyledi.

‘DEVLET DAR GELÝRLÝYÝ DÜŞÜNMÜYOR, KÂR HESABI YAPIYOR’

Halkın barınma sorununun aradan geçen bir yıla raðmen çözülmediðine ve insanların konteynırlarda ikinci kışlarını geçireceklerine dikkat çeken Baburhan, yapılan TOKÝ konutlarının pahalı olmalarından dolayı yoksul halkın buralara yerleşemeyeceklerini dile getirdi. Fiyatları 75-85 TL arasında deðişen bu konutların çoðunun ihtiyacı olmayan kesimlere verildiðini, ihtiyaç sahibi insanların da kiralamak zorunda kaldıklarının altını çizdi. “Birey olarak devletin herkesin yaşamını bilmesine raðmen ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları karşılanmadı. Hala yüzlerce insan evsiz ve birçoðu yıkılması gereken evlerde oturmak zorunda kalıyor” dedi.

TOKÝ evlerinin, elektrik, su, aidat gibi aylık giderleriyle beraber 1200 TL’yi bulduðunu belirten Baburhan, “Asgari ücret bir kişi bunu nasıl karşılayacak? Devlet, dar gelirli insanları düşünmüyor. Devlet kâr hesabı yapıyor. ’Van’a 3 katrilyon yardım yapıldı’ diyen Başbakan bu 3 katrilyonun nereye gittiðini neden söylemiyor?” diye sordu.

DEVLET, DEPREMDE DE IRKÇI POLÝTÝKALARINI YÜRÜTTÜ

Baburhan, depremin ardından imar planı çıkarıldıðını ancak aradan geçen bir yıla raðmen şehrin imara açılmadıðına da dikkat çekti. Baburhan, “dükkânları yıkılan esnaf barakalarda çalışıyor. Kentsel Dönüşüm Projesi uygulanmak istenen Erciş’te esnafın önüne yüklü bir fatura çıkarılıyor. Esnaf bunu ödeyemeyince proje uygulanmıyor. Şehir baraka kente döndü. Vergi, elektrik, su, kredi gibi ödeneklerin erteleneceði söylendi. Ancak insanlara şişirilmiş faturalar gönderiliyor. Çoðu esnaf çek ve senetlerinin icraya verilmesinden dolayı işyerlerini kapatmak zorunda kaldı. Erciş’te halk için bir şey yapmayan devlet, Samsun’da yaşanan sel felaketinin ardından 3 ay elektrik, doðalgaz, su gibi faturaları erteledi. Kişi başına 1500 TL yardım yapıldı. Ancak Van’da hiçbir şey yapılmadı” diyerek devletin Kürt halkına yönelik ırkçı yaklaşımına dikkat çekti.

SAÐLIKTA DA FÝYASKO

Depremin ardından Van’da saðlık alanında da tam bir fiyasko yaşandıðına işaret eden Baburhan, deprem konutları bittiði halde 5 yıldır yapımı süren hastanenin henüz tamamlanmadıðını söyledi.

Baburhan, Van’da yaşanan en önemli sorunlardan birinin de işsizlik sorunu olduðunu ifade ederek Ýş-Kur’un deprem tepkilerini azaltmak için 3 bin kişiyi işe yerleştirdiðini ancak 9 ay sonra sözleşmenin feshedildiðini anlattı.

Depremin ardından halka psikolojik destek verilmediðini de dile getiren Baburhan, halkın hala deprem korkusunu üzerinden atamadıðını söyledi. Baburhan, çadırda kaldıðı süreçte başlayan saðlık sorunlarını ise şöyle dile getirdi: “Geçen kış çadırda yaşarken bütün eklem ve kaslarımda aðrılar başladı. Yürüyemeyecek, iş yapamayacak duruma geldim. Burada kurulan çadır hastanelerde tedavi olamayınca Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne gittim. Romotoloji bölümünde 6 ay tedavi gördüm. Çadırdaki ve konteynırdaki şartlardan dolayı böbrek, karaciðer ve mide sorunları ile karşılaştım. Doktorlar, çadırda yaşayamayacaðıma ilişkin rapor verdi. Durumu kriz masasına bildirmeme raðmen konteynır alamadım, son olarak kaymakamla tartışarak konteynır alabildim. Şu an hala aynı aðrıları çekiyorum.”

Devletin sunduðu imkânlarla ev sahibi olmalarının bir mucize olacaðını ifade eden Baburhan, bölgenin kaderine terk edildiðine vurgu yaparak AKP Hükümeti’ne, “Bir baba çocuðunu büyütüp mevki sahibi yapmakla mükelleftir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir baba olarak halkı özellikle depremzedeleri yüzüstü ve barınaksız bırakıyor ve böyle bir babaya itaat edilmesini istiyorsa önce bir şeyler vermek zorundadır” diye seslendi.

Devam edecek.

Yazı dizisinin önceki bölümleri için;

http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=69970

http://firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=69927