Agit ile Zilan – Günay Aslan

Agit ile Zilan – Günay Aslan

Yaklaşık iki haftadır Şemzinan (Şemdinli) bölgesinde şiddetli bir savaş yaşanıyor!

Savaşın bir cephesinde uçakları, helikopterleri, özel birlikleri ve paralı askerleriyle Türk ordusu, diðer cephesinde ise ahlaki üstünlüðün saðladıðı efsanevi direnişiyle PKK gerillası duruyor!

Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatlerini Halep’e çevirdiði bir süreçte Türk ordusu Şemdinli bölgesini havadan ve karadan yoðun bombardımana tutuyor.

1990’ların başlarında olduðu gibi yine köyler boşaltılıyor. Yoksul Kürt köylüleri yine ve yeniden evlerini, köylerini terk ediyor, can havliyle daðlara kaçıyor. Ormanlar, tarlalar, baðlar, bahçeler yanıyor!

Şemdinli’de açık bir insanlık dramı yaşanıyor ancak, egemen medya bundan söz etmiyor. AKP’nin sansürü buna izin vermiyor. Günlerdir Suriye Halep’i, Türkiye de Şemdinli’yi bombalıyor!

Suriye ordusu Halep’te Esad’ın azınlık rejimini, Türk ordusu da Şemdinli’de Erdoðan’ın tek tipçi Yeşil Kemalist rejimini halkın kafasına bomba yaðdırarak korumaya çalışıyor!

Gerçi, tarihin akışı ve insanlıðın ortak deðerler etrafında yükselen dayanışması Esad kadar Erdoðan’a da başarı şansı vermiyor. Ama, bu arada olan yoksul insanlara; onların kararan hayatlarına ve halkların birarada yaşama iradesine oluyor.

Maalesef diktatörlere laf anlatmak mümkün olmuyor. Saddam laftan ve insanlıktan anlamamıştı! Esad da anlamadı. Erdoðan anlayacak sanıyorduk fakat, yanıldık; O da anlamıyor; anlayacaða da benzemiyor.

Geçenlerde bizim gazeteden okudum; Şemdinli’de hayatını kaybeden dört gerilladan ikisi Kobanili’ymiş!

Hani, Türkiye’nin birkaç hafta öncesine kadar varlıðından bile haberdar olmadıðı ancak, şimdi savaş açmaya hazırlandıðı Fırat’ın doðusundaki şirin Kürt kasabası var ya; oradan.

Şemdinli’de hayatını yitiren Kobanili gerillalardan birinin adı Zilan, diðerininse Agit’miş.

Ýkisi de aslan parçası, iki de genç gerillalar Kobani’nin özgürleştiði günlerde Şemdinli’de hayatlarını kaybettiler. Özgürlüðün tadını çıkaramadan, Kobani’de özgür bir gün bile yaşayamadan çekip sonsuzluða gittiler.

Türkiye Kobani’yi, Kobani de Agit ile Zilan’ı konuşuyor!

Kürt kasabası parçalanmış genç şehitlerini, acıyla dolup taşmış yüreðine yerleştirmeye çalışıyor; Türkiye ise ona savaş açmaya hazırlanıyor.

Kürt kasabası bir parça özgürleşti ya, bu durum ırkçı zihniyeti tedirgin ediyor!

Özgürlük ve demokrasinin gündeme geldiði her defasında asker-sivil fark etmez, Türkiye’nin yönetici klik anında hezeyan geçiriyor!

Kendini kaybediyor, panikliyor, saldırgan hale geliyor. Kobani meselesinde de aynı durum yaşanıyor. Birkaç hafta öncesine kadar Türklerin varlıðından bile haberdar olmadıðı Kürt kasabasına şimdi ‘baş düşman’ muamalesi yapılıyor!

Amerika başına çuval geçirdiðinde, Ýsrail vatandaşlarını katlettiðinde, Suriye uçaðını düşürdüðünde sus pus olan egemen klik, Kürtler özgür olunca galeyana geliyor!

Gücü bir tek Kürtlere yetiyor ya; tanklarını, füze rampalarını, ölümcül silahlarını almış Kobani’nin karşısına yerleştiriyor!

Neymiş efendim; Kürtler kendilerini yönetemezlermiş!

Türkiye’nin başbakanı gözümüzün içine baka baka, sanki Kürdistan onun babasının malıymış gibi, ’Eyvallah etmeyiz’ diyor ve ırkçı nefret kusuyor.

Erdoðan’a göre Kürdistan’ı Ýngilizler, Fransızlar, Amerikalılar, Araplar, Farslar, hatta Ruslar yönetebilir ama, Kürtler yönetemez.

Herkes özgür olabilir ama Kürtler olamaz. Herkesin, hatta 200 bin nüfuslu Kıbrıslı Türklerin bile baðımsız devlet olma hakkı var ama, 40 milyon Kürdün buna hakkı yok.

Erdoðan’a bakacak olursak, Kürt köle kalmalı, mutsuz olmalı, efendi ırkçı Türk ne istiyorsa o yapmalı!

Zilan ile Agit işte buna isyan ediyor!

Kobanili gençler işte bu yüzden özgürlüðün tadını çıkarmak yerine, bu tadı kursaklarında bırakmaya hevesli Türk devletinin hakkından gelmek amacıyla akın akın daðlara gidiyor!

Kobani, Afrin, Haseki ve Qamişlo gençliði Kürtlerin özgürlüðüne yönelik en ciddi tehdidin Türk devleti ve AKP Hükümeti’nden geldiðini görüyor.

Bu yüzden Kobani’yi, Afrini, Haseki’yi ve Qamişlo’yu korumak amacıyla Amed’in, Şemdinli’nin ve Dersim’in yolunu tutuyor!

‘Ey Kürtler, sizin asıl düşmanınız benim’ diye bas bas baðıran Türk devleti yüzünden Kürt gençliði, özgürlüðü yaşamak yerine yüreðini namluya sürüp, daðların yolunu tutuyor!

Gençlik, özgürlüðün hayatın her alanında derinleştiði bir çaðda köle olarak kalamayacaðını dost-düşman herkese göstermek istiyor.

Kürt halkına her türlü zulmü reva gören, onun kendi ülkesinde söz ve karar sahibi olması ihtimali karşısında bile hezeyan geçiren Yeşil Kemalist rejimin burnunu sürtmeye çalışıyor!

Genetik kodlarında yoðun ırçılık olan Erdoðan hayatın Kürtler için ne kadar deðerli olduðunu bilmiyor! Bilmediði için de Kürt gençlerinin ölüme neden koşarak gittiklerini anlamıyor!

Oysa hayat Kürtler için, ülke de dahil herşeyden daha deðerlidir.

Hayatın deðeriyse özgürlüðündedir!

Dolayısıyla Kürtler ya özgür yaşayacak ya da onurlarıyla öleceklerdir.

Gerisini de Kürtlerin ve özgürlüðün düşmanı olan Erdoðan düşünecektir.

Agit ile Zilan bu mesajı vermişlerdir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika