GÖRÜNTÜLÜ

Açlık grevindeki CÎK üyeleri: Öcalan ile acil görüşmeli

Strasbourg'daki açlık grevine katılan CÎK yönetici ve üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile bir an önce görüşmenin gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi.

Şengal Diaspora Meclisi’nin Strasbourg’da Avrupa Konseyi (AK) ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) Kürt Halk Önderi’yle acilen görüşülmesi için harekete geçmesi ve Şengal’in statüsü için başlattıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevi 12’inci gününe girdi. Êzidî yöneticilerin başlattığı eyleme destek amacıyla Civaka Îslamiya Kurdistan (CÎK) yönetici ve üyelerinden Melle Muhittin Kurtay, Hacı Edibe Kurtay, Melle Saleh Tori, Hacı Cuma Dağ ve Hacı Edibe Dağ da dün dönüşümlü açlık grevine katıldılar.

Açlık grevine katılmalarına ilişkin konuşan CÎK yönetici ve üyelerinin görüşlerini derledik:

Melle Muhittin Kurtay: Bu eylem ile kendilerini feda eden Êzidî arkadaşlarımıza destek vermek ve yine yıllardır esaret altında olan Kürt Halk Önderi’nin ve halkımızın özgürlüğü için Civaka Îslamiya Kurdistan adına buradayız. Kürt Halk Önderi’ne yıllardan bu yana bir tecrit uygulanıyor ve biz de buna karşı tüm dünyaya sesimizi duyurmak istiyoruz.

Ayette de dendiği gibi zalimler hiçbir zaman muzaffer olamayacaktır. Hem halkımıza hem de zalimlere mesaj veriyoruz: Halkımıza mesajımız, birlik olunmasıdır. Zalimlere ise, mazlumlara kulak vermesi ve haklarını gasp etmekten vazgeçmesi mesajını veriyoruz.

Doğru ve yanlış olmak üzere iki yol vardır: Doğru olan yol kardeşlik, eşitlik, özgürlük yoludur. Yanlış olan ise, kölelik, esaret ve onursuz bir yaşamdır. Her insan da onurlu bir yaşama sahip olmak ister. Yüce Allah da bize doğru ve yanlış olanı bulmak için fikir vermiştir.

Bugün tüm dünya baktığımızda Kürt halkının kendi başına kaldığını görüyoruz. Bundan dolayı da Kürt halkı güçle, aceleyle çalışmalarını arttırarak, özgürlüğünü sağlamalıdır. Artık zaman özgürlük zamanıdır. Binlerce şehidimiz var ve halkımız da bunu görmeli, buna göre mücadele etmelidir.

Yine Kürt halkının ve Önderliğinin özgürlüğü umuduyla başta bugün Almanya’da düzenlenecek festivale selamlarımızı gönderiyorum. Yine unutmamak gerekir ki, Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünü Kürt halkının özgürlüğüdür. Halkımız da bunu görerek hareket etmelidir.

Herkes artık kendini tanımalı ve bilmelidir. Kendini bilmeyen insan Allahı da bilmez. O nedenle de özellikle kendine ‘Müslümanım’ diyen insanlar bunu böyle bilmelidir. Allah her insanı özgür ve onuruyla yaratmıştır.

(Açlık grevini sürdüren) arkadaşlarımızın da vermek istediği mesajı anlamalıyız.

Hacı Edibe Kurtay: Bir anne olarak ben de Êzidî arkadaşların burada günlerdir bedenlerini açlığa yatırdığı bu eyleme destek amacıyla buradayım. Kaç sene oldu Başkanımız tecrit altındadır ve en az 1,5 yıldır da ne ailesiyle ne avukatlarıyla ne de bir başkasıyla görüşmesine izin verilmiyor. Bu tecriti kabul etmiyoruz ve lanetliyoruz.

Kürt halkı şunu bilmeli ki; bizler yıllardır alanlarda, sokaklarda hakkımızı arıyoruz ve ‘kimsenin bize destek olmadığını’ söylüyoruz. Dünya bize gelince kör, sağır, dilsiz olmuş. Ancak bizler kendimiz irademize, Başkanımıza ve de kendimize sahip çıkmalıyız.

Tabii bu sadece burada 5 gün bu arkadaşlarımızla dayanışma amaçlı grev yapmak değildir sadece. Bu bir ay da olsa yapabiliriz. Bizler de Kürt kadınları olarak buradaki arkadaşlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.

Hacı Cuma Dağ: Ben de bir Kürt inananı olarak Stuttgart’tan buradaki eylemcilerle dayanışmak için geldim. Ezidxanlı yoldaşlarımız, oldukça kutlu bir yola girmişlerdir. Bizler de bir hafta kadar onlarla dayanışma içerisinde olacağız.

Yine Serok Öcalan’dan 500 günü aşkın bir süredir herhangi bir haber alınabilmiş değil. Kendisinden bir haber gelmeyene kadar da bizler burada eyleme devam edeceğiz. İsteğimiz ailesinin ve avukatlarının kendisiyle görüşerek bizlere iyi bir haber getirmeleridir.

Ayrıca bugün Almanya’da yapılacak 24’üncü Kürdistan Festivali’ni kutlarken, Amed’de açlık grevine girecek olan halkımıza başarılar dilerim.

Melle Saleh Tori: Bu eylemimiz Önderimiz Öcalan’a yönelik tecrite karşı bizler de bu eylemdeyiz. Tabii, bu tecrit niye yapılıyor? Çünkü Önderimiz sıradan bir insan değildir. Serok, 1980 darbesinden önce ve sonra Kürdistan’da yapılan zulüm ve katliamlara karşı halkın zincirlerini kırarak, ayağa kalkmasına öncülük etti. Bundan dolayı da Serok bizim için çok önemlidir.

Zilan’da onbinlerce Kürdü katleden Kemalizm, ‘hayali Kürdistan burada yatmaktadır’ diyorlardı. Serok Apo ve Kürdistan gerillası, Kemalizmin ve bugün de Tayyip Erdoğan’ın katliamcı devletinin hayalini ayaklar altına aldı. Bu yüzden de Erdoğan ve AKP, Önderimiz üzerinde tecrit uyguluyor.

Silah ne Kürtlerin ne gerilla ve ne de Başkan Öcalan’ın tercihi değildi. 2013’ten 2015’e kadar süren ateşkes süreci Erdoğan’ın koltuk ve iktidar sevdası için yok edildi. Sonra ne oldu? 2015 Haziran’ından sonra Kürdistan’da sadece savaş, katliam ve yıkım var. (Erdoğan ve devleti) insanlık onurunu ayaklar altına alıyor. Roboski katili münafıklar bir ‘deccal’ gibi Kürdistanı virane ettiler. Buna karşılık bizler de gerillamıza, davamıza ve Önderimize sahip çıkıyoruz.

Çağrımız Ortadoğu’yu 100 yıldır kemalizm, İran, Baas gibi baskıcı ve milliyetçi sistemlere teslim eden ve kan gölüne dönüştürülmesine yol açan Avrupa’ya, Amerika’ya ve diğer tüm dünya ülkelerinedir. Artık bu katil ve diktatörlere ellerini uzatmaktan vazgeçip, Kürtlere destek vermelidirler.

Bugün katliam yapan DAİŞ de tıpkı kemalistler, JİTEM, Erdoğan, Baasçılar ve Humeyni gibi katliamcıların bir devamıdır. DAİŞ, Erdoğan ve diğerlerinin Kobanê’de başaramadıklarını Kuzey Kürdistan’da hayata geçirdiler ve Cizre, Sur, Nusaybin, Derik, Gever gibi birçok kenti virane hale getirdiler. Erdoğan’ın siyaseti ikinci bir Saddam siyasetidir. Rojava’ya da askerlerini sırf Kürtler Ortadoğu’da bir kazanım sahibi olmasınlar diye gönderiyor...

Hem Türk, Arap ve Acem aydın ve demokratlarına hem de tüm Kürt halkına çağrımız; insanlığa, halklarına ve davalarına sahip çıkmalarıdır. Türk devleti ve AKP de artık bu katliamlara son vermeli diyoruz.

...