Tutsak Murat Aslan: Önder Apo toplumları faciadan kurtarmanın yolunu açtı

13 yıllık tutsak Murat Aslan, Önder Apo'nun "PKK'yi feshedin" çağrısına ilişkin şu yorumu yaptı: Mesele bu isimde bir partinin olup olmaması değil. Önemli olan o ruhun, o kurumsallığın ifade ettiği anlamın varlık bulması, bir inşa sürecine dönüşmesidir.

MURAT ASLAN

2012 yılından beri tutsak olan yazar Murat Aslan, ANF'ye gönderdiği yazı ile Önder Apo’nun 27 Şubat'ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nı değerlendirdi. Aslan, cezaevlerinde bulunan Kürt siyasi tutsakların Önder Apo’nun çağrısına tam destek verdiğini açıkladı. 

Önder Apo’nun çağrısı doğru anlamak gerektiğini belirten Aslan, şunları yazdı:  “Öncelikle bütün halkımızı, kamuoyunu derin selamlarımla, sevgilerimle selamlıyorum. Önderliğimizin 27 Şubat tarihinde yapmış olduğu çağrı, halkımızla bütün ezilenler, inkar edilenler için, kadınlar için, Aleviler, Kürtler için yeni bir çağın başlangıcını ifade etmektedir. Bunu doğru anlamak, buna sahip çıkmak, geleceğin teminatı, geleceğin inşası için belirleyici bir önem ifade etmektedir.

Bizler, zindanda yıllarda hayatlarını bedel eden on binlerce siyasi tutsak nasıl ki bugüne kadar zulme karşı en ön safta mücadele ettiysek, direndiysek, herkesin bilmesini isteriz ki, tam da bundan dolayı bugün de demokratik ve onurlu bir barışın inşası için en ön safta yine çalışmak, emek vermek, inşacı rolde bir aktivite sergilemek isteriz. Bunun bizlerin zindandan çıkması ya da çıkmaması ile hiçbir alakası yoktur. Hiçbirimizin şahsi hiçbir beklentisi olmadığı için gençliğimizi bedel ettik, bundan pişman değiliz. Bugünden sonra verilmesi gereken bedelleri vermekten hiçbirimiz sakınmayız. Ama barış halklarımızın insanlarımızın yüzyıllardır özlemini çektiği, büyük acılar yaşadığı, büyük bedeller verdiği bir gerçeklik olarak karşımızda dururken, hiç kimsenin 'ben ne olacağım' kaygısına kapılmaya hakkı yoktur. Biz birlikte ne olacağız; bunu düşünmek, birlikte bir geleceği inşa etmek gerekiyor. Bu anlamda ben herkesi barış ve demokratik toplum çağrısını doğru anlamaya davet ediyorum. Bu benim şahsi bir tutumun değil, benimle beraber direnen Kürt siyasi tutsak yoldaşlarımın ortak tavrıdır. Bizler Önder Apo’nun başlatmış olduğu bu çağrıya yürekten sahip çıkıyoruz, güveniyoruz, inanıyoruz. Bu, kendimize duyduğumuz inançtan kaynaklıdır."

‘YAŞADIĞIMIZ BÜYÜK ACILAR ARTIK ONURLU BİR BARIŞA EVRİLMELİ’

Önder Apo’nun 16 yıl önce kaleme aldığı Özgürlük Sosyolojisi kitabının yeniden okunması gerektiğini belirten Aslan, “Elbette halkımızın insanlarımızın anlam veremediği bazı noktalar olabilir. Bunlar süreçle anlaşılabilecek şeylerdir ama ben herkese şunu öneririm. Naçizane önerimdir; Özgürlük Sosyolojisi bundan 16 yıl önce yazıldı ve Özgürlük Sosyolojisi kitabında toplumun barış ve demokrasi sorunu ve demokratik siyaset adlı başlıkların tekrar okunmasını, incelenmesini öneririm. O gün orada dile getirilen, o gün orada ortaya konulan tarihsel hakikatlerdir bugün bu mektupta dile gelen, bütün halklarımıza deklare edilen şey. Bu sıfırdan geliştirilen bir şey değil, bu yıllardır önderliğimizin çalıştığı, geliştirmek istediği bir şeydi. Bunu bilenler bilir. Halkımızın da buna yürekten inanmasını umut ediyorum. Halkımız büyük acılar yaşadı, büyük bedeller ödedi. Bunun artık onurlu bir barışa evrilmesi gerekiyor" dedi.

‘PKK BİR RUHTUR VE EVRENSELLEŞEREK SINIRLARI AŞAR'

PKK’nin Kürt halkı nezdinde büyük bir değere dönüştüğünü dile getiren Aslan, PKK’nin bir ruh haline geldiğini belirterek şöyle devam etti: “Şunu da belirtmek isterim, elbette ki PKK verdiği bedellerle, emeklerle Kürt halkı nezdinde çok ciddi bir teveccüh kazandı, değer haline geldi, bir ruh haline geldi. Bugün bu partinin fesh ediliyor olması, kuşkusuz halkımızda belli bir hüzne yol açmış olabilir. Bu anlaşılırdır ve değerlidir de. Ama şunu bilmeliyiz ki bu bir ruhtur ve ruhlar bazen evrenselleşerek bir kurumun niteliğini, sınırlarını aşar. Ve bu ruh, bugün demokratik modernitede varlığını bulmuştur, hayat bulmuştur, kültürleşmiştir. Buna inanmak gerekiyor. Bu yüzden mesele, bugün bu isimde bir partinin olması ya da olmaması değil. O ruhun, o kurumsallığın ifade ettiği anlamın varlık bulması, bir barışa, bir inşa sürecine dönüşmesidir önemli olan. Herkes bunun için bedel verdi,. Canını verenler bu onurlu barış için canını verdi. Bilenler bilir; onların anısına bir bağlılık, bir saygı gereği dahi olsa bizim geleceğe bu onurlu barışı hediye etmemiz gerekiyor. Ben bütün halkımızın bu duyarlılık, bu bilinçle bu sürece sahip çıkacağına inanıyorum."

‘BÜTÜN EMEK VE BEDELLER ONURLU BİR BARIŞ İÇİNDİR’

Verilen bütün çabaların, bütün bedellerin onurlu bir barış için olduğunu kaydeden Aslan, zulmü en bilenin Kürt halkı olduğunun altını çizerek, yazısını şu ifadelerle sonlandırdı: “Bu bizim açık ve net tutumumuzdur. Bütün bedel, bütün emek, bütün çaba onurlu bir barış için verildi. Elbette savaştan, ölümden, her türlü zulümden en iyi anlayanlar bizleriz. Çünkü bu uğurda ateşin ortasında, orta yerinde yananlarız. Kürtler bir halk olarak bunu en iyi bilenlerdir ama artık bugün kardeşliği tesis etmek gerekiyor. Bugün bir şeylerden vazgeçilmiyor; bir davadan, bir umuttan, bir hayalden vazgeçilmiyor; tam tersine yeni bir stratejik mücadele dönemidir. Bunu doğru anlamak gerekiyor ama herkesin kazanacağı, herkesin yer alacağı, toplumun daha fazla demokratikleştirileceği, sistemin, devletin daha fazla demokrasiye duyarlı hale getirileceği yeni bir stratejik mücadele dönemidir. Bunu böyle anlamak gerekiyor. Çatışmasız bir zeminde, hukuki, siyasi alt yapının oluşturulduğu bir zeminde siyasi, ideolojik mücadele zemini başlar ki; orada kim kendi hakikatini daha iyi anlatabilirse, kuşkusuz kendi alanını genişletecek olan odur. Biz kendi hakikatimize inanıyoruz, bizim hakikatimiz tarihsel toplum içerisinde süre gelen ahlaki-politik toplumdur. Bunu halkımız zaten yaşayarak biliyor. Ahlaki toplum gerçekliğini bizim halkımızdan daha iyi kim bilebilir? Bu değer yargılarından hiç kopmamıştır. Tarihte bunu inşa eden halkın kendisidir. Bu sürece bütün arkadaşlarımızla beraber elimizden gelenin fazlasıyla katkı sunmaya hazır olduğumuzu, en ön safta inşacısı olmak istediğimizi bir kere daha belirtmek istiyor, bütün halklarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. “