Öcalan için küresel kampanya

Güney Afrika Ulusal Meclisi Sözcüsü Lechesa Tsenoli, geçmişte Mandela’nın özgürlüğünü getiren dünyanın farklı bölgelerindeki kampanyaların, şimdi de Öcalan için yapılması gerektiğini söyledi.

Güney Afrika Ulusal Meclisi Sözcüsü Lechesa Tsenoli, Mandela için yürütülen uluslararası kampanyanın benzerinin Öcalan için de yürütülmesi gerektiğini belirtti. Tsenoli, “Biz Apartheid sistemini dünyadaki dayanışmayla kırabildik. Dünyadaki devrimciler bizim için ayağa kalktı. Öcalan, Kürt halkı ve Ortadoğu gerçekliğini tüm dünyaya anlatabilmek önemlidir” dedi.

Güney Afrika Ulusal Meclisi Sözcüsü Lechesa Tsenoli, Güney Afrika’da bir dönemlerin ırkçı apartheid rejimi ile bugünkü Türkiye rejimi arasındaki benzerlikler ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yapılması gereken kampanyalar ilişkin Yeni Özgür Politika'ya konuştu.

Gazetemize konuşan Tsenoli, Mandela’nın özgürlüğü için dünyanın her tarafında yükselen mücadelenin oldukça önemli olduğunu ve özgürlüğüne giden yolu açtığını ifade etti. Geçmişte Mandela için yapılanların bugün Öcalan için yapılması gerektiğini söyleyen Tsenoli, Kürtler ve Güney Afrika halkları arasında benzerlikler olduğunu, deneyimlerden iki halkın da faydalanması gerektiğini dile getirdi.

KÜRTLERİN DİRENİŞİ TANIDIK

“Bizim başımıza gelen aynı şeyler Türkiye’de de yaşanıyor” diyen Tsenoli, mücadele döneminde yürütülen çalışmaları hatırlattı: “Tüm dünyada bir kampanya başlatmamız çok önemli oldu. Tüm dünyada çalışmalar yürüttük. O açıdan da bazı benzerlikler var. Bizi kendi ülkemizde etnisite, ırk gibi şeyler üzerinden ayırmak istediler. Ayrımcı bir devlet anlayışı var. Bunun politik farklı boyutları var. Hayatın tüm alanlarında gerçekten bu ırkçı sistemi uygulamak istediler. Ama baştan bu yana dediğimiz, bunun çözümü bir örgüt kurmaktan geçiyordu. Afrika Ulusal Kongresi önümüzdeki yıl 107 yaşına girecek. Gerçekten de sömürgeci devlete karşı mücadele edebilmek için önemli bir adımdı. Ama ulusal bir öfkemiz de vardı. Sömürgeci bizi görmezden gelen sisteme karşı bir isyan vardı. Bunun hukuksal, ekonomik boyutları da vardı. Bu nedenle Kürt halkının direnişini dinlerken birçok şey bana tanıdık geliyor.”

‘TÜM DÜNYADAN DESTEK ALDIK’

“Biz Apartheid sistemini dünyadaki dayanışma ile kırabildik. Tüm dünyadan pratik bir destek aldık. Dünyadaki devrimciler bizim için ayağa kalktı” hatırlamasında bulunan Tsenoli, Kürtler için de aynı şekilde bir dayanışmanın önemini şu sözlerle dile getirdi: “Öcalan, Kürt halkı ve Ortadoğu gerçekliğini de tüm dünyaya anlatabilmek önemlidir. Türkiye bu baskıları yaparken dünyaya nasıl bir mesaj veriyor? Öcalan’ın tecrit altında tutarak neyi gösteriyor? Dünya sadece izleyip sessiz kalmamalı. Herkes Kürtlerin durumunun farkında ama bir şey yapmıyor.“

Kürtlere yapılanların hiç bir hukuka uyuşmadığını söyleyen Lechesa Tsenoli,  Türklerin de devlet terörüne karşı çıkmalarının önemli olduğunu söyledi.

Lechesa Tsenoli “Güney Afrika Parlamento Komitesi, Kürdistan için insan hakları temelinde bir destek sunuyor. Kürtlere yapılanlar bizim kendi hukukumuza göre aykırıdır. O nedenle bu mücadeleyi destekliyoruz. Mandela, Türkiye’nin vermek istediği Atatürk Ödülü’nü reddederken ‘Bu bizim ilkelerimizle bağdaşmıyor’ dedi. Devlet şiddeti kimin adına yapılıyorsa bu insanlar da başkaldırmalı. ‘Benim adıma devlet tarafından Kürtlere yapılan şiddeti tasvip etmiyorum, bu bizi temsil etmiyor’ diyebilmeli. Biz de biraz öyle oldu. Bu anlamda bizler Kürtleri destekliyoruz.”

HALKLAR HÜKÜMETLERİ HAREKETE GEÇİRİR

Güney Afrika Ulusal Kongresi olarak verdikleri mücadeleyi anlatan Güney Afrika Ulusal Meclisi Sözcüsü Lechesa Tsenoli uluslararası dayanışmanın önemini kendilerinin çalışmalarını örnek göstererek anlattı: Strateji bir çok yöntem ile sürüyordu. Birincisi ANC’nin Nelson Mandela’nın yoldaşını Oliver Tambo’yu uluslararası dayanışmayı örgütlemek için yurtdışına göndermesiydi. Tüm kıtaları Güney Afrika mücadelesine destek bulmak için dolaştı. Onlar hükümetlerle ilişki geliştirmedi. Parlamenterlerle görüşmüş olabilirler ancak daha çok sivil toplum örgütleri, sanatçılar, aydın ve şahsiyetlerle görüştüler. Britanya’da Free Mandela (Mandelya Özgürlük) Kampanyası başlatıldı. Bu Aparteid rejimine karşı yurtdışında yürütülen en büyük eylem ve çalışma oldu. Halkı bu konudaki hassasiyeti hükümetin de duyarlı olmasına yolaçtı. Yoldaşlarımız Amerika’ya da gitti. O zamanlar Amerika’nın her şeyinden nefret ediyorduk. Ancak oraya giden yoldaşlarımız halkla, aktivistlerle görüşmeler yaparak ABD halkının da bizim için seferber olmalarını sağladı. İngiltere ve ABD toplumu hükümetlerine “Politikalarınız yanlış, ‘Mandela’ya Özgürlük’ kampanyasına destek verin” baskısında bulundu. Halkın baskısı ve duyarlılığı hükümetlerin de harekete geçmesine vesile oldu. Örneğin üst düzey bir yöneticimiz, İsveç Başbakanı Olof Palme ile görüştü. Palme, “Biz hükümetiz, istediklerinizi yapmamız için önce İsveç halkına davanızı anlatın ve desteğini alın. Ondan sonra size yardım etmemiz kolaylaşır” dedi.

İsveç halkını ikna etmemiz için izin verdi, imkan sundu. Yoldaşlarımız da üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler nezdinde müzakerelerde bulundu. Bunun sonucunda da İsveç devleti davamıza destek oldu. Maddi, manevi büyük destek sundu. İsveç halkı kendi temsilcileriyle görüştü ve bize destek olunması için baskı yaptı ve bu gerçekleşti.”