Türk devletinin savaş suçlarını pek çok kez İsveç Parlamentosu ve kamuoyunun gündemine taşıyan Sol Parti Milletvekili Daniel Riazat, AKP-MHP iktidarının HDP’li belediyeleri gasp edip devlet memurlarını kayyum olarak atmamasını kabul etmediklerini belirtti.

ANF'ye konuşan Riazat, Türkiye'deki sistemin diktatörlük haline geldiğini, tüm güçlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinde toplanmasından sonra Kürt, aydın ve muhaliflere yönelik baskı ve saldırılarda belirgin bir artış olduğunu söyledi. Erdoğan'ın, özellikle HDP ve Kürt Hareketi’ni hedef aldığına işaret eden Riazat, “Dünyanın Türkiye'deki hak ihlallerine ilgisiz kalmasını fırsat bilen Erdoğan, sendikaları, sol ve Kürtleri zayıflatmak için her şeyi yapıyor” dedi.

SEÇİMLE ALAMAYINCA GASP ETTİ

Son yerel seçimlerde AKP ve Erdoğan'ın büyük şehirleri kaybetmesine rağmen pratikte bunun etkilerinin görülmediğini savunan Riazat, “Erdoğan son yapılan yerel seçimlerde Kürt kentlerinde başarı sağlayamayacağını bir kez daha gördü. Kürdistan'da halk desteği bulamadığı için belediyeleri demokratik yöntemlerle ele geçiremeyeceğini anladı. Seçimle alamadığı belediyeleri kayyumla gasp etti” şeklinde konuştu.

Türk devletinin 2016’da Kürt belediyelerine kayyum atanmasına karşı İsveç ve Avrupa'da güçlü bir tepki olduğunu hatırlatan Riazat, o sıralar belediyeciler ve politikacıların, halkın iradesinin gasp edilmesini şaşkınlıkla karşılayıp tepki gösterdiğini ama son kayyum atamalarından sonra aynı tepkiyi göremediğini kaydetti.

NORMAL GÖRÜLMEYE BAŞLANDI

Riazat, İsveç ve Avrupa'da kayyumlara yönelik güçlü bir tepki olmamasını şu şekilde izah etti: “Bunun birinci nedeni medyanın kayyum uygulamalarına ilgisiz kalması. İkinci nedeni ise Erdoğan'ın kayyum uygulamasını normalleştirme çabaları. Bundan 5 yıl önce belediye başkanlarının görevden alındıkları duyulduğunda herkes 'bu nasıl olabilir?' diye tepki gösterdi. Şimdi kayyum uygulamaları neredeyse normal görülmeye başlandı. Bir diğer nedeni de Venezuela, Şili, Bolivya, Irak, İran ve dünyanın pek çok yerinde ölümle sonuçlanan eylemler oluyor. Bu nedenle Erdoğan’ın kayyum uygulamaları medya ve kamuoyuna yansımıyor.”

SOL PARTİ NELER YAPIYOR?

Riazat, Sol Parti'nin AKP-MHP ittifakının gerçekleştirdiği hak ihlalleri ve kayyum uygulamalarına karşı neler yaptığı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Kuzey ülkelerinin sol ve yeşil partileri bir arada kayyum uygulamalarını Avrupa Parlamentosu'nun gündemine getirdik. Kayyum uygulamalarına son verilmesini ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep ettik. AKP hükümetinin seçim sonuçlarına saygı göstermesini, görevden aldığı belediye başkan ve yöneticilerini görevlerine iade etmesini istedik.”

AVRUPA'YI REHİNESİ HALİNE GETİRDİ

Erdoğan'ın Avrupa'yı sınırları açıp sığınmacıları göndermekle tehdit ettiğini hatırlatan Riazat, “Bu, Avrupa'nın Erdoğan'ın gerçekleştirdiği kayyum uygulamaları ve ihlallere karşı sessiz kalmasının en önemli nedenlerinden biridir. Türkiye ile imzalanan sığınmacı anlaşması Avrupa'yı Erdoğan'ın rehinesi haline getirdi. Avrupa Birliği'nin sığınmacılar için Türkiye'ye aktardığı milyarlarca Euronun sığınmacılar için kullanılmadığını gösteren raporlar var. Biz bu konuyu İsveç ve Avrupa parlamentolarının gündemine getirdiğimizde diğer partilerin sessiz kaldıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu.

Riazat, Avrupa'da ırkçı ve yabancı düşmanı parti ve akımların güçlenmekte olduğu bir dönemde geleneksel partilerin bir sığınmacı akınından çekindikleri için insan hakları ihlallerine göz yumduklarını oldukça trajik bulduğunu söyledi. Avrupa için sığınmacıların durdurulmasının insan haklarını savunmaktan daha önemli olduğu değerlendirmesinde bulundu.

KONGREYE DELEGASYON

Sol Parti'nin yönetimi paylaştığı belediyelerin HDP'li belediyelerle kardeş olması ve işbirliği yapması için çaba gösterdiklerini belirten Riazat, “HDP ve Kürt belediyeleriyle dayanışmayı güçlendiriyoruz. HDP'nin Şubat’a yapılacak kongresine bir delegasyon göndereceğiz” dedi.