İhlalleri gizlemek için insan hakları savunucularına saldırılıyor
İHD Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, Türkiye’nin işlediği hak ihlallerini gizlemek için insan hakları aktivistlerine saldırdığını söyledi.
İHD Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, Türkiye’nin işlediği hak ihlallerini gizlemek için insan hakları aktivistlerine saldırdığını söyledi.
İHD Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucularının Büyükada’da “darbe hazırlığı yaptıkları” iddiasıyla gözaltına alınmasının gülünç olduğunu, Türkiye’nin işlediği hak ihlallerini gizlemek için insan hakları aktivistlerine saldırdığını vurguladı.
Hak ihlalleri ve işkencenin had safhada olduğu Türkiye’de OHAL kapsamında yayınlanan KHK’ler ile yüzlerce dernek ve kurum kapatılırken, binlerce kişi gözaltına alınarak, tutuklandı. Gözaltıların son mağduru ise insan hakları savunucuları oldu. 5 Temmuz’da İstanbul Büyükada’da insan hakları savunucularının eğitim toplantısı için bulundukları otel polis tarafından basılarak, Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden Nalan Erkem, Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Veli Acı, İnsan Hakları Gündemi Derneği’nden Günal Kurşun, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan, Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden Özlem Dalkıran, eski MAZLUMDER aktivisti Şeyhmus Özbekli ile toplantılara moderatörlük yapan Ali Garawi gözaltına aldı.
"Silahlı örgüt üyeliği" iddiasıyla gözaltına alınan insan hakları savunucularıyla ilgili hem yurt içinden hem de Uluslararası Af Örgütü, BM ve ABD düzeyinde tepki açıklamaları geldi. Ancak iktidarın kalemşörleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan insan hakları savunucularını “15 Temmuz benzeri bir kalkışmaya hazırlanmak” ile itham etti. İnsan hakları savunucuları hala avukatlarıyla görüştürülmezken, gözaltı süreleri de 7 gün uzatıldı. Gözaltı operasyonu hakkında konuşan İHD Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcı Necla Şengül, akıl tutulması yaşandığına dikkat çekti.
’BASKILARLA VE TUTUKLAMALARLA SÜRECİ GEÇİRİYORUZ’
İnsan hakları savunucularına uzun bir zamandır böyle bir operasyonun olmadığını anımsatan Şengül, bu güne kadar tek tek tutuklandıklarını, haklarında çok yoğun davalar açılarak adliye kapılarında ayrılmaz hale getirilerek işlevsizleştirilmek istendiklerini dile getirdi. Gözaltındaki insan hakları savunucularının bu konuda en uzman kişiler olduğunu vurgulayan Şengül, bilinçli bir şekilde devlet tarafından hedef alınıp gözaltına alındıklarını dile getirdi. Şengül, “Şu an iktidara yakın durumlar ve bağımsız olarak çalışan bir tek İHD ayakta duruyor. İHD’ye de yapılan denetimlerle yöneticilerin özellikle gözaltına alıp tutuklamalarıyla ve yoğun açılan davalarla bu süreci geçirmeye çalışıyoruz. En son yapılan operasyon insan hakları mücadelesine sekteye uğratacak bir operasyon olmasa da gerçekten bu sözü ve birikimi olan insanlara yapılan bu işlemin hukuksuzluk olarak değerlendiriyoruz. İnsan hakları savunucularının özellikle korunması anlamında uluslararası sözleşmelere uymadığını görmekteyiz” dedi.
‘MUTLAKA BİR GÜN GÜNEŞ DOGACAKTIR’
İktidara yakın basın yayın organların insan hakları savunucuları hakkında asılsız haberler yaptığını hatırlatan Şengül, “İnsan hakları savunucuları, ajan yapıldı, terör örgütü üyesi yapıldı. Gerçekten bunları çok komik buluyoruz. İnsan hakları savunucularının ellerine silah aldığı nerde görülmüş? Şiddet uyguladıklarına dönük bir kanıt göstersinler bize. İnsan hakları savunucuları zamanında Tayip Erdoğan için kampanyalar yapmış insanlar. Kendi dosyalarını açarsa bu insanların kendisi için neler yaptığını görecektir. Okuduğu şiirden dolayı yaşadığı mağduriyetin sona ermesi için insan hakları savunucuları düşünce özgürlüğü kampanyası yürüttü” diye konuştu.
Bu gidişatta baskıyla ülkenin daha fazla yönetilemeyeceğine dikkat çeken Şengül, “Nereye kadar bu kadar insanı susturulabilir. Muhalif kesimin ne kadarı hapishanelere atılabilir ki? Ülkeyi terk etmek durumunda bırakma nereye kadar gidecektir. Bu ülkenin en değerleri insanlarına sahip çıkmayan bir sistemle karşı karşıyayız. Bunun çok uzun süreceğini düşünmüyoruz. Mutlaka bir yerden bir güneşin doğacağının farkındayız hepimiz” dedi.
İHLALLERİ GİZLEMEK İÇİN GÖZALTINA ALDILAR
İktidarı bu politikalarından vazgeçmeye çağıran Şengül, “Günü geldiğinde hapishanelere düştüklerinde, hasta listemizde adları olacaktır. Yine ifade özgürlüğü için onları da savunacağız. Kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşüyorlar” şeklinde konuştu.
İktidarın, Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini gizlemek için insan hakları savunucularına saldırdığına vurgu yapan Şengül, “Bizim Cizre raporumuz çıktıktan sonra raporu hazırlayan kurumlar kapatılmaya başlandı. Mesela MAZLUMDER’e operasyon düzenlendi. Bunun sonucunda ikiye bölünmek zorunda kaldı. MAZLUMDER’i kendi etkileri altında aldılar. Bu saldırıların bir anda ortaya çıkmadığının farkındayız. İnsan Hakları Derneği çok büyük bir denetimden geçti. Çok ciddi baskılara uğradı. Hemen hemen Kürdistan’daki bir çok yöneticimiz gözaltına alındı. Tutuklananlar oldu çalışamaz hala getirilenler oldu. Hiçbir devlet yetkilileri ile görüşemiyoruz. Tamamen kapılar bize kapatılmış durumda. Hasta listesini bugünlerde yayınlayacağız. Cezaevindeki hak ihlalleri iki katı arttı. İşkence, kötü muamele ve hak ihlalleri cezaevinde tavan yapmış durumda. Özellikle Edirne, Tarsus, Elazığ ve Denizli cezaevinde insanlar çok ciddi işkencelere maruz kalıyor. Kamuoyu hiç kimse duymuyor. Bunların sesini de dile getirenler bizleriz. Bize yapılan bu baskıları nedenini bizler çok iyi biliyoruz” diye konuştu.