İHD: Tek tip elbise işkencedir

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyeleri, cezaevlerindeki tek tip elbise dayatmasını Galatasaray Meydanı’nda protesto etti.

Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde, söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, tek tip elbise dayatmasının öç alma uygulaması olarak gündeme getirildiğine dikkat çekerek, hükümeti insan hakları standartlarını uygun davranmaya ve imzaladıkları uluslararası sözleşmeleri uygulamaya çağırdı.

Cezaevlerindeki tek tip elbise dayatmasına karşı Galatasaray Meydanı’nda eylem düzenleyen İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyeleri, bu insanlık dışı uygulamadan derhal vazgeçilmesini istedi. “Tek tip elbise işkencedir” yazılı pankartı ile “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” dövizlerinin taşındığı eylemde, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri söz aldı.

 ‘TEK TİP ELBİSE ÖÇ ALMA UYGULAMASI OLARAK GÜNDEMDE’

İHD olarak tek tip uygulamasına karşı Temmuz ayından bu yana mücadele ettiklerini hatırlatan Yoleri, dünya ve Türkiye’de hapishanelerde tek tip elbise dayatmasının sonuçlarını ve nasıl bir işkence aracına dönüştürüldüğünü iyi bildiklerini vurguladı. Yoleri, insan haklarına aykırı olduğu için dünyada vazgeçilen bu uygulamanın Türkiye’de tekrar karşılarına çıkartılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Türkiye’de tek tip elbise dayatmasının AKP hükümeti tarafından bir öç alma uygulaması olarak gündeme getirildiğini hatırlatan Yoleri, uluslararası standartlarda öç alma için yapılan uygulamalara yer olmadığını kaydetti.

‘TOPLUMDA DÜŞMANLIK YARATIYORLAR’

Yoleri, hapishanede dört duvar arasında zaten genel haklarından mahrum bırakılan tutsakların, getirilen bu uygulama ile ikinci kez cezalandırmak istendiğine işaret etti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmada, tek tip elbise için tulumu düşündüğünü söyleyerek, partililerinden bu konuda onay istemesine tepki gösteren Yoleri, “İnsan hakları hiç kimsenin olur ya olmazı üzerine şekillenmez. Demokrasi adı altında kendi kesimlerinden onay alır gibi yaparak toplumda düşmanlık yaratıyorlar” dedi. Tek tip elbise dayatmasına karşı mücadelelerin süreceğinin altını çizen Yoleri, hükümeti, insan hakları standartlarına uygun davranması ve imzaladıkları sözleşmelere uygulamaları konusunda uyardı.

‘AMAÇ TEK TİP İNSAN YARATMAK’

Gülsen Yoleri’nin konuşması ardından İHD adına açıklama Sevim Alman tarafından okundu. Alman, sistem tarafından açık bir hapishaneye dönüştürülen ülkede, hakkını arayan, muhalif olan ve iktidara biat etmeyen herkesin hapishaneye girme olasılığın olduğunu hatırlatarak sözlerine başladı. Özellikle OHAL sonrası peş peşe çıkartılan Kanun Hükmündeki Kararnamelerle (KHK), her kesime olduğu gibi politik mahpuslara yönelik saldırıların da artığını vurgulayan Alman, tek tip elbise uygulamasını hayata geçirmeye çalışan AKP’nin hapishanelerde askeri düzende sayım ve tekmil dayattığını, buna karşı gelenleri ise görüş ve iletişim yasaklarıyla cezalandırıldığını belirtti. Burada asıl amacın politik mahpusları kimliklerinden, kişiliklerinden kopararak emre karşı gelmeyen tek tip insan haline dönüştürmek olduğuna işaret eden Alman, 12 Eylül faşist darbesine mahpuslara dayatılan bu insanlık dışı uygulaması nasıl tutmadıysa bugün de tutmayacağını vurguladı.

‘İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR’

Hapishanelerde başka bir saldırı biçimi olarak havalandırmalara tel kafes çekildiğini aktaran Alman, bu uygulamayla mahpusların gökyüzüne bakma özgürlüğü engellendiği gibi, oksijen ihtiyaçlarının da kısıtlandığını söyledi. Sürgün sevkler, disiplin cezaları, tedavi haklarının engellenmesi gibi çok sayıda insan hakları ihlallerinin sürdüğünü belirten Alman, “Biz insan hakları savunucuları olarak bütün bu hak ihlallerinin insanlık suçu olduğunu ve bu uygulamalardan derhal vazgeçilmesini istiyoruz” dedi.

‘ENGELLEMENİN KILIFI GÜVENLİK’

Öte yandan güvenlik adı altında eylemin yapıldığı alanı bahriyelerle çeviren polis, insanların basın açıklamasını dinlemesine izin vermedi. Bu keyfi uygulamaya sitem eden 70 yaşındaki bir adam, polise, “İktidarın değil toplumun polisi olun” diyerek tepki gösterdi. Açıklamanın ardından bu keyfi engellemeye karşı çıkan insan hakları savunucularıyla da tartışmaya giren polislerin, basın açıklaması sona ermesine rağmen görüntü çekmeye devam etmeleri ise dikkat çekti.