İHD, İç Anadolu'daki cezaevlerinde yaşananları raporlaştırdı

İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Ekim-Kasım-Aralık 2017 tarihlerini kapsayan 3 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı.

Avukat ziyaretleri, tutsaklar tarafından gönderilen mektuplar, aile görüşleri ve İHD'ye yapılan başvurular sonucu hazırlanan rapor, Bolu ve Kırıkkale F tipi cezaevleri, Nevşehir E Tipi Cezaevi, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi ve Kayseri/Bünyan 2 No’lu Kapalı Cezaevi’ni kapsıyor.

TUTSAKLAR NELER YAŞIYOR?

Raporun açıklandığı ve İHD şubesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Komisyon Üyesi Nuray Çevirmen, hem "tek tip" dayatması hem de cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden dolayı tutsakların yaşadıkları sorunların her geçen gün arttığına dikkat çekti. Çevirmen, “Tek tip tıraş ile tek tip kıyafet dayatılmasına bir adım yaklaşılmakta. 24 saat kamera ile izleniyorlar ve yaşamlarına doğrudan bir müdahale söz konusu. Hastanelere götürülmede veya hastanelerde hak ihlalleri yaşanmakta" dedi.

Raporda hak ihlalleri şöyle sıralandı:

* Sohbet hakkı haftada 10 saat değil, ayda 10 saati bulmayacak şekilde gerçekleşmektedir. 15 günde bir kez, iki-iki buçuk saat olacak şekilde çıkartılıyorlar.

* Kanallarının seçiminde birçok televizyon kanalı yasaklanmış durumdadır. Yalnızca İslami kanalların izlenmesine izin verilmekte. CNN Türk, Fox Tv dahi izlenememektedir.

* Özgürlükçü Demokrasi, Evrensel Gazetesi gibi gazeteler verilmiyor. Yasal olarak basılan ve dağıtılan bu yayınlar cezaevlerinde sakıncalı bulunmaktadır.

* Telefon görüşmelerinde hem mahpuslara hem de ailelerine tekmil verilmesi dayatılmaktadır. Tekmil verilmediğinde görüşmeler kesilmektedir.

* Kullanılan tüm metal eşyalar ve kaplar toplatılmış ve tümü plastikle değiştirilmiş.

* Radyolar toplatılmıştır, bu şekilde haber alma özgürlüğü ve bilgi edinme özgürlüğü daha da fazla kısıtlanmıştır.

* Hastane sevklerinde, dosyaya ve sevk belgelerine ‘dikkat kaçar, kaçırılır’ ibaresi ve ‘örgüt isimleri’ yazılmaktadır. Bu uygulama, doktorlar ve sağlık çalışanları üzerinde olumsuz etki yaratmakta, hasta-doktor ilişkisini zedelemekte ve tedavi sürecinde olumsuz bir tutum sergilenmesine neden olmaktadır.

*Hastaların sağlık raporları verilmemektedir.

* Ekim 2017’de yapılan sevklerin ardında sevki yapılmayanların da kendi inisiyatifleri dışında başka odalara eşyalarını alamadan götürülmüşlerdir ve günler sonar eşyalarını alabilmişlerdir. Bu esnada sağlık dosyaları vs. kaybolmuştur.

* Hastanelerde doktorlar tarafından gerektiği gibi muayene edilmiyorlar ve kelepçeli muayene dayatmasından dolayı hastalar tedavi ve tetkikleri yaptıramadan cezaevine geri dönüyorlar.

* Ekim ayı içerisinde hapishanelerden mahpuslar odalarına yapılan ani baskınla ve eşyalarını bile almalarına izin verilmeden apar topar; Kayseri-Bünyan’da yeni hapishaneye ailelerine bile haber verilmeden sevk edildiler.

*Hapishane girişinde çıplak arama dayatmasına karşı çıktıklarından dolayı kimi mahpuslar darp edilmişler ve fiziki saldırıya uğrayarak çıplak aramaya maruz kalmışlardır. Henüz inşaat halindeki odalara doldurulmuşlardır. Hiç bir temizlik malzemesi olmadan bir hafta boyunca inşaat temizliği yapmışlardır.

*Her gün sabah, akşam ayakta sayım dayatması uygulanmaya çalışılmıştır. Bunu kabul etmeyen mahpuslar fiziki saldırıya uğramış ve darp edilmişlerdir. Bu fiziki saldırı ve darp için birçok mahpusun vücudunda darp izi olmasına karşın doktor, darp raporu vermemiştir.

* 24 saat boyunca yaşam alanlarını gözetleyen kameraların önünde darp etmelerine rağmen bu darp olayını yapanlar kabul etmiyorlar.

* Kitap sayısı 5 ile sınırlandırılmıştır.

*Sağlık memuru bulunmamaktadır, acil durumlarda 112’nin aranılacağı belirtilmekte, ancak 112 sistemi ne kadar hızlı işlerse işlesin acil bir duruma yetişmesi zor ve ciddi bir risk yaratmaktadır.

*Hastaların diyet ihtiyacını karşılayacak, vejetaryenlerin ihtiyacına cevap olacak bir sistem henüz oluşturulmuş değildir.

* Hastaların kullanması gereken eşyaların yasak olması veya rapor olmaması gerekçesi ile verilmemekte. Örneğin renyo, romatizmal hastalıklar, astım vs. hastalıklar için kullanmaları gereken bere, eldiven, uygun battaniye, yastık, minder vs. hepsine rapor şartı getirilmektedir.

* Mevresim, çarşaflar sadece birer adet verilmekte. Özellikle kışın yıkama ve kurulama imkanları göz önünde bulundurularak sağlık sorununa yol açacağı belirtilmiştir.

* Hastanelere sevk verildiğinde hastane sevki yapılmaktadır.

* Mahpusların bulundukları odaların iç kısmına yerleştirilmiş kamera 24 saat kesintisiz kayıt yapmaktadır. Oda içine yerleştirilen kamera ile ortak yaşam alanlarının izlenmesinin yanı sıra, tuvalet ve banyo girişi de bu kamera ile gözlenmektedir.

* Spor ve sohbete 10 saat yerine 5-6 saat çıkarıyorlar. Kurslar (bilgisayar ve saz) yok gibidir.

* Sıcak su haftada 2 gün arayla 4 saat veriliyor. Hem tazyiki az hem de sıcaklığı yeterli olmadığı belirtilmiştir.

*Kaloriferler “kazanın biri bozuk, bir parçası eksik, gelene kadar böyle” denilerek yakılmamaktadır.

* Yemekleri kalitesiz ve oldukça kötü durumdadır. Düzeltilmesini istedikleri halde çeşitli gerekçelerle aynı tarz ile devam edilmekte, iaşe bedelinin çok çok altında bir sağlıklı olmayan, beslenme değer, düşük yemekler verilmektedir

* Çeşitli resmi kurumlara yazdıkları dilekçelerin akıbetini tam bilmiyorlar.

* Son bir kaç aydır cezaevi idaresi berberde “makasla” saç tıraşını yasaklamıştır. Güvenlik gerekçesi ile tek tip saç dayatıldığı belirtilmiştir. Mahpuslar bu uygulamayı kabul etmediklerini belirtmiş, idare de, “Gizli genelge” geldiğini buna dayanarak “yasaklama” kararı aldıklarını beyan etmişlerdir.

* Koli yoluyla aileler tarafından mahpuslara yollanan siyah renk başta olmak üzere tayt biçiminde bedene yapışan iç çamaşırlar (içlik diye tarif edilenler) yasaklanmıştır. Gerekçe yine aynı, “güvenlik”. Kış gelmesine, hücrelerin soğuk olmasına rağmen bu giysilerin yasaklanması sağlık açısından sıkıntılı durumlar yaratacaktır.

* Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan, Nusaybin’den yaralı olarak getirilmiş olan Dilber Tanrıkulu adlı kadın mahpusun omuzunda ve ayağında açık yaralar bulunmakta; ayağına protez ve metal destekler takılmış durumdadır. Sağlık nedeniyle alafranga tuvalet ihtiyacı olmasına rağmen, bu ihtiyacı karşılanmamaktadır.