Aynur Taş, bir oğlu şehit, bir oğlundan 10 yıldır haber alamayan bir anne, kardeşi cezaevindeki tekli hücrede hasta haliyle tutulan bir kardeş. “Dayanılacak şey değil ama biz yine de dayanıyoruz” diyen Aynur Taş, hiçbir annenin evladını kaybetmesini, ağlamasını istemediğini belirterek, her şeye rağmen barış istediğini söyledi.

İstanbul’da yaşayan Aynur Taş, Erzurum Dumlu 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki hasta tutsak Serhat Karsu’nun kardeşi; Efrîn’de 2018’de şehit düşen YPG’li Mazlum Taş’ın (Andok Farqîn) da annesi. ANF’ye konuşan Aynur Taş, 136 yıl ceza verilen kardeşi Serhat’ın tek başına bir hücrede tutulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Serhat'ın midesinde hastalığı çıkmış, yüzüne vurmuştu. Yüzündeki bütün damarlar simsiyah olmuştu. 6 sene bu hastalığı çekti Serhat. O süre içinde hastaneye götürmediler, tedavi etmediler. En son kötü olunca bize, 6 senedir bunu çekiyorum, dedi. Konuyu basına taşıdık ve İHD’ye başvurduk. İHD, Serhat’ın yanına gidince hastaneye götürmeye başladılar. Yoksa ilk başta tedavisi de engellendi. Bir doktor kendisine ‘Seni hastaneye sevk etmiyorum. Geberiyorsan burada gebereceksin’ demişti.

AĞZINDA DİŞ KALMADI

Tedaviler başladı ama bu hastalıktan dolayı ağzında diş kalmadı. Şu an Serhat’ın diş tedavisini yaptırıyoruz. Mideden dolayı durumu ise kötü. Serhat hemen hemen bir senedir tedaviye başladı ama ilaç içmesine rağmen ‘korkudan bir lokma ekmek yemiyorum. Sanki midemde taş var gibi hissediyorum’ diyor. Hastaneye gidiyor gitmesine ama tam anlamıyla iyileşmiyor. Başka doktorlara da gitmesi gerektiğini düşünüyoruz fakat dışarıda olursa mümkün.

TEK KİŞİLİK HÜCREDE

Kardeşim tek kişilik hücrede tutuluyor. Şu anda bir arkadaş yanında olsa belki daha iyi olur. Bazen ‘Gözümü açıyorum, nerede olduğumu anlayamıyorum, demek ki kendimden geçmiş, öylece düşmüşüm’ diyor. Serhat'ın bir suçu yok, tek ‘suçu’ Kürt olması. Biz Serhat'ın da bütün hasta tutsakların da serbest olmasını istiyoruz.”

MEZARLIĞI DA YIKTILAR

Aynur Taş’ın oğlu Mazlum, 2014’te YPG’ye katılmış ve 2018’de Efrîn’e yönelik işgal saldırıları sırasında şehit düşmüş. Cenazesinin bulunduğu Avesta Mezarlığının, Türk devlet ajansı Anadolu Ajansı (AA) tarafından toplu mezar olarak lanse edilmeye çalışıldığını hatırlatan Aynur Taş, şöyle devam etti: “Şehit oğlumun cenazesini getiremedim. Defnedildiği Avesta Mezarlığını da yıktılar. 70 arkadaşıyla birlikte benim oğlumun naaşını nereye attıklarını kimse bilmiyor.

BİZ YİNE DE DAYANIYORUZ

Dayanılacak şey değil ama biz yine de dayanıyoruz. Bir kemiği bile olsa razıyım. Bir mezarı olsa taşına gidersin, onunla konuşursun, içini dökersin ama o da yok. Bu, insanlık dışı bir muamele ama biz buna rağmen barış istiyoruz. Bir anne olarak içim yanmış, hiçbir annenin yanmasın. Hiçbir anne ağlasın istemiyorum. Hiçbir anne evladını kaybetmesin. Ben çocuğumu kaybettim ama hiç kimse kaybetmesin. Çocuğumun kemiklerini istiyorum.

BİR EVLADINDAN DA HABER ALAMIYOR

Biz evlatlarımızı kaybetmişiz ama barış istiyoruz. Ben bir evladımdan da 10 senedir haber almıyorum. Tek diyeceğim şey; Barış, barış, barış…”