9 kadın tutsaktan duyarlılık çaðrısı
9 kadın tutsaktan duyarlılık çaðrısı
Diyarbakır Cezaevi'nde 12 Eylül'den bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan 9 kadın tutsak, Atılım Gazetesi'ne mektup göndererek, demokrasi ve barış yanlısı herkesten dayanışma ve duyarlılık istedi. Kadın tutsaklar, "Taleplerimiz hayat buluncaya kadar eylemimize devam edeceðiz" dedi.
Kürt sorununun çözümünde en büyük rolün Abdullah Öcalan'da olduðuna dikkat çekilen mektupta, "Onurlu yaşama giden yolun mimarı olduðu kadar, onurlu bir barışın inşasında da büyük misyon sahibidir. Bunu milyonlarca insanın alanlardaki haykırışında görmek ve hissetmek mümkündür. Kürt sorununun çözümünden yana olan her gücün öncelikle halkın iradesine saygılı olması ve onu esas alması temel koşuldur" denildi.
'KÜRTLER ESKÝ KÜRTLER DEÐÝL'
Hükümetin bir yandan "açılım" söylemleri umut yaratırken, diðer yandan sivil halka yönelik katliamları devreye soktuðuna dikkat çekilen mektupta, şu ifadeler yer aldı: "Ancak Kürtler eski Kürtler deðil. Direnişin içinde özgürlük arayışında derinleşen Kürtler Rönesans'ını yaşıyor. Bu deneyimiyle Ortadoðu halkları içinde umut oluyor. Deðerlerinden kimliðinden özgürlük isteminden asla vazgeçmeyecek bir kararlılıktadır. Bizler de halkımızın bu deðerlerine baðlıyız. 12 Eylül faşizminin tüm vahşetiyle kıramadıðı direniş geleneðinin mirasçılarıyız. Bu temelde de bizler de tepkimizi dile getiriyoruz. Bizler için onurlu bir çözümün gelişebilmesi için öncelikli olarak hayat bulması gereken iki önemli husus söz konusudur. Birincisi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak, saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarını saðlanması gerektiði, ikincisi ise anadilimiz üzerindeki baskıların kaldırılarak eðitim ve savunma dili haline getirilmesi gerektiðidir."
"Taleplerimiz hayat buluncaya kadar da devam edeceðiz" diyen kadın tutsaklar, demokrasi ve barış yanlısı herkese dayanışma ve duyarlılık çaðrısı yaptı.
12 Eylül'den bu yana açlık grevinde olan kadın tutsakların isimleri şöyle: Sara Aktaş, Herdem Kızılkaya, Zeynep Kaplan, Sevi Demir, Pero Dündar, Besime Konca, Mizgin Arı, Nihayet Taşdemir ve Taybet Belge.
Kürt sorununun çözümünde en büyük rolün Abdullah Öcalan'da olduðuna dikkat çekilen mektupta, "Onurlu yaşama giden yolun mimarı olduðu kadar, onurlu bir barışın inşasında da büyük misyon sahibidir. Bunu milyonlarca insanın alanlardaki haykırışında görmek ve hissetmek mümkündür. Kürt sorununun çözümünden yana olan her gücün öncelikle halkın iradesine saygılı olması ve onu esas alması temel koşuldur" denildi.
'KÜRTLER ESKÝ KÜRTLER DEÐÝL'
Hükümetin bir yandan "açılım" söylemleri umut yaratırken, diðer yandan sivil halka yönelik katliamları devreye soktuðuna dikkat çekilen mektupta, şu ifadeler yer aldı: "Ancak Kürtler eski Kürtler deðil. Direnişin içinde özgürlük arayışında derinleşen Kürtler Rönesans'ını yaşıyor. Bu deneyimiyle Ortadoðu halkları içinde umut oluyor. Deðerlerinden kimliðinden özgürlük isteminden asla vazgeçmeyecek bir kararlılıktadır. Bizler de halkımızın bu deðerlerine baðlıyız. 12 Eylül faşizminin tüm vahşetiyle kıramadıðı direniş geleneðinin mirasçılarıyız. Bu temelde de bizler de tepkimizi dile getiriyoruz. Bizler için onurlu bir çözümün gelişebilmesi için öncelikli olarak hayat bulması gereken iki önemli husus söz konusudur. Birincisi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak, saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarını saðlanması gerektiði, ikincisi ise anadilimiz üzerindeki baskıların kaldırılarak eðitim ve savunma dili haline getirilmesi gerektiðidir."
"Taleplerimiz hayat buluncaya kadar da devam edeceðiz" diyen kadın tutsaklar, demokrasi ve barış yanlısı herkese dayanışma ve duyarlılık çaðrısı yaptı.
12 Eylül'den bu yana açlık grevinde olan kadın tutsakların isimleri şöyle: Sara Aktaş, Herdem Kızılkaya, Zeynep Kaplan, Sevi Demir, Pero Dündar, Besime Konca, Mizgin Arı, Nihayet Taşdemir ve Taybet Belge.
