5 Aralık’ta Türkiye’nin içler acısı tablosu

5 Aralık’ta Türkiye’nin içler acısı tablosu

Dindar nesil yetiştirme heveslisi AKP’nin 10 yıllık iktidarlıðı döneminde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet, fuhuş, çocuklara yönelik cinsel istismar ve sömürü katbekat arttı. Bununla da yetinmeyen AKP, bunlara karşı çıkan, demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürüten yüzlerce kadını sindirmek ve susturmak için cezaevlerinde tutsak ederken, dünya sıralamasında da ektiðini biçerek en dipte yer alıyor.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü Türkiye’sinde kadına dair mevcut tablo kelimenin tam anlamıyla içler acısı bir biçimde dibe vurmuş durumda. Türkiye’de kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz günbegün artarken, bu şiddetin sonu gelmek bilmiyor. Evde, sokakta, işyerinde her tür şiddete, sömürüye maruz kalan kadınlar, hakkını aramaya kalktıðında bir darbe de yargıdan görüyor. Bugüne kadar birçok davada mahkemeler “aðır tahrik” indirimiyle erkekler şahsında kadına yönelik saldırı ve şiddeti koruması, kadının özellikle hukuk alanında yürüttüðü mücadelenin zorluðunun da ayrı bir vahim tablosunun göstergesi.

KADIN CÝNAYETLERÝNDEKÝ ARTIŞ

Kadına yönelik şiddet resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde bin 400 oranında artış gösterirken, kadınlar en çok ev içi şiddete maruz kalıyor. Adalet Bakanlıðı verilerine göre 2002’de 66 olan kadın cinayeti, 2007 yılında bin 77'ye yükseldi. Bu rakam resmi olmayan çeşitli araştırmalara göre de 2009'da bin 126’ya ulaştı. Mart ayında TBMM’den “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası” da kaðıt üzerinde kalmaktan öteye gidemedi. Yasanın ardından kadına yönelik şiddet de cinayet de katlanarak arttı. Geçen 7 yılda kadın cinayetlerine kurban giden kadın sayısı bin 400 kişi daha arttı. Bu durumu önleyecek ne bir eylem planı,ne de program var.

KADINDAKÝ SAÐLIK SORUNU 3 KAT FAZLA

Kadın örgütlerinin bu yılın ilk 6 ayındaki tespitleri de söze gerek bırakmayan cinsten. Ýlk 6 ayda 93 kadın hayatını kaybetti. Ancak rakamlar bununla da sınırlı deðil. Yılın son ayındaki kadın cinayeti rakamları bu rakamın çok üzerinde. Son araştırmalardaki dikkat çekilen bir başka husus, kolluk kuvvetlerine başvuran kadınların yüzde 73'ü, sıðınma evlerine giden kadınların ise yüzde 27'si cinayete kurban gidiyor. Şiddet nedeniyle depresyon, şizofreni ve iki uçlu bozukluk gibi ruhsal hastalıkların daha sık görüldüðü kadınların erkeklerden 3 kat daha fazla intihar girişiminde bulunduðu, daha çok tıbbi ve psikiyatrik ilaçlar kullanıyor.

YÜZLERCE KADIN TUTUKLU

AKP iktidarı döneminde yürüttükleri demokrasi ve eşitlik mücadelesi sebebiyle yüzlerce kadın cezaevlerine konulmuş durumda. Başta Kürt kadınları olmak üzere toplumda sendikal, muhalif, kadın eksenli çalışma yürüten kadınlar AKP’nin kadına yönelik şiddetinden nasibini aldıðı kadar, tutsak edilerek özgürlükleri de ellerinden alındı. Yalnızca Kürt kadınlarını kapsayan yönüyle ele alındıðında dahi 500’ün üzerinde Kürt kadın yürüttükleri mücadele baðlamında düşünce ve ifade özgürlüðüne tahammülsüzlük yüzünden cezaevlerinde tutsak durumunda.

KADIN EMEÐÝNDEKÝ SÖMÜRÜ

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Ticaret Politikalarını Gözden Geçirme Genel Konseyi’ne sunulan raporda belirtildiði üzere kadınlar erkeklere göre daha düşük ücretle çalıştırılıyor. Kadın işçiler özellikle emeðin yoðun olduðu alanlarda çalışıyor. Tarımda ve kayıt dışı istihdamda çalışan kadınlar çok düşük ücretler alıyor ve neredeyse hiçbir soysal güvenlik hakkına sahip deðiller. Her 4 kadından yalnızca 1’i resmi iş gücüne dahil. Çalışan kadınların yüzde 52’si ücretli veya yevmiyeli olarak çalışıyor. Yüzde 36’sı ücretsiz aile işçisi, sadece yüzde 11’i baðımsız çalışan ve yüzde 1’i işveren. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ÝLO) göre işsizler için yeni yaratılan “iş imkanları”nın çoðu kayıt dışı işler. Kadın işçilerin de yüzde 60’ı kayıt dışı çalıştırılıyor.

“Kadın da olsa çocuk da olsa gerekeni yapan” bir iktidar olan AKP döneminde kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün, cinayetlerin katlanarak artışı sadece verilere rakamsal olarak yansımanın ötesini içeriyor. Düşük ücretle emeklerinin sömürülmesinden, 4+4+4 eðitim sistemiyle çocuk gelinlerin önünün açılması, yine AKP döneminde fuşuhun da ciddi boyutlara ulaşması dikkat çekiyor. Dindar bir nesil yetiştirme heveslisi AKP’nin iktidara geldiði 2002’den itibaren suç oranlarındaki artışları geçtiðimiz aylarda açıklayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçlarının yüzde 220, ırza geçme ve çocuklara cinsel taciz suçlarının yüzde 125 arttıðını belirtti.

FUHUŞ VE ÇOCUK ÝSTÝSMARINDA BÜYÜK ARTIŞ

Verilerin daha da detaylı halinde ise çarpıcı sonuçlar mevcut. Söz konusu tablonun yasal dayanaðı ise hükümet. AKP iktidarının açıklamalarıyla fuhuş suçundan 2002 yılında 2 bin 669 kişi hakkında dava açıldı. Bu sayı 2007 yılında 4 bin 494’e, 2010 yılı sonu itibariyle de 8 bin 409’a ulaştı. Fuhuş suçu 8 yılda yüzde 220 oranında arttı. Cinsel saldırı ve çocuk istismarları suçlarında 2002 yılında 16 bin 043 sanık hakkında dava açılmışken, bu sayı 2007 yılı sonu itibariyle 19 bin 162’ye ve 2010 yılı sonu itibariyle de 35 bin 760’a ulaşarak 8 yılda yaklaşık yüzde 125’lik bir artış gösterdi. 2002 yılında müstehcenlik suçundan 818 sanık hakkında kamu davası açılırken, bu sayı AKP’nin birinci iktidar dönemi olan 2007 yılı sonunda bin 808’e ve ikinci iktidar dönemi olan 2010 yılı sonunda ise 2 bin 200 kişiye ulaştı. 2002 yılından 2010 yılı sonuna kadar yaklaşık yüzde 170’lik bir artış oldu.

TÜRKÝYE’NÝN DÜNYADAKÝ GERÝLÝÐÝ

AB standartlarına göre, her 7 bin kadın için bir sıðınma evi açılması gerekiyor ve bu da 7 bin 500 sıðınma evine tekabül ediyor. Ancak çaðdaşlık ve demokrasiden dem vuran Türkiye’de kadına yönelik çalışma yürüten STK’ların verilerine göre bu rakam 867 kişilik kapasiteli toplam 38 sıðınma evi bulunuyor. Saðlık, eðitim, ekonomik ve hukuksal veriler üzerinden yapılan deðerlendirmede Türkiye 132 ülke arasında 87. sırada yer aldı. 100 üzerinden 56.2 puan alan Türkiye, Gabon, Zimbabwe, Gambia ve Madagaskar gibi Afrika ülkelerinin gerisinde duruyor.

HERGÜN 5 KADIN ŞÝDDET VE CÝNAYET KURBANI

Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesi’ne (AÝHM) göre, kadına karşı şiddet ailedeki sorunlardan kaynaklanmıyor. Kadına karşı şiddet, ayrımcılıðın, insan hakları ihlallerinin ve kadın- erkek arasındaki eşitsizliðin bir göstergesi. Dünya Ekonomik Forumu kadın-erkek eşitliði raporuna göre 135 ülke arasında 122. sırada yer alan Türkiye’de her gün en az 5 kadın şiddete uðruyor ve hayatını kaybediyor.