PKK ve PAJKlı tutsakların başlattıðı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 14. Gününe girdi. 13 cezaevinde sürdürülen açlık grevine KCK operasyonlarında tutuklanan 3 gazeteci de katılıyor.
Türkiye ve Kürdistandaki cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJKlı tutsaklar, 14 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. 12 Eylülde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanın saðlık-güvenlik-özgürlük koşullarının saðlanması ve Ýmralıda 15. ayına giren aðırlaştırılmış tecritin kaldırılması ile anadil üzerindeki baskıcı uygulamalara son verilmesi talebiyle başlatılan açlık grevine 24 Eylül tarihinde 7 cezaevi daha katıldı.
Toplam 13 cezaevinde devam eden açlık grevine Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinden de 10 tutsak katılıyor. Açlık grevi eylemine başlayan kadın tutsaklar arasında, 20 Aralık 2011de özgür basın emekçilerine dönük operasyonda tutuklanan gazeteciler Fatma Koçak ve Ayşe Oyman da var.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde 24 Eylülde açlık grevine başlayan kadın tutsaklar şunlar:
Fatma Koçak (Dicle Haber Ajansı-DÝHA Editörü), Ayşe Oyman (Özgür Gündem gazetesi Editörü), Melek Dolaz, Ayşe Güney, Semra Tekin, Çimen Türk, Canan Güler, Nucan Can, Hacire Tanırgan, Hanım Çelik.
ÖCALAN BARIŞI GETÝRECEK YEGANE GÜÇ
Kadın tutsaklar aileleri aracılıðıyla yaptıkları açıklamada, Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki aðırlaştırılmış tecrite dikkat çekti. Açıklamada şunlar belirtildi:
Sayın Öcalan ve 5 siyasi tutsak bir yılı aşkın bir süredir aile, avukat ve telefon görüşüne çıkarılmamakta, kendilerinden hiçbir haber alınamamaktadır. AKP iktidarı coðrafyamızda savaş kışkırtıcılıðı yapmaktadır. Son bir yıllık süreçte yaşanan kayıplara bakıldıðında bu çok rahat görülecektir. KCK adı altında yürütülen operasyonlar, Roboski katliamı Kürtlere tahammül edilemediðinin en bariz örnekleridir. Birkaç Mehmetçik ölüyor diye Meclis'i mi toplayacaðız diyecek kadar insani deðerlerden kopmuş bir iktidar söz konusudur.
Kürt sorununun demokratik çözümü, Sayın Abdullah Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının yaratılmasıyla sıkı bir bað içerisindedir. Sayın Abdullah Öcalan, bu topraklara onurlu bir barışı getirecek yegane güçtür. Kürt halkı dün olduðu gibi bugün de taleplerinde ısrarlıdır, inatçıdır, direngendir. Kürt halkı kendi dilinde konuşmak, eðitim almak, örgütlenmek ve siyaset yapmak istemektedir. Bu talepler onun en doðal hakkıdır. Nasıl ki sel sularının önünde durulamazsa bu taleplerin gerçekleşmesi de engellenemez. Cezaevlerinde bulunan bizler, bu taleplerin arayışçısı ve takipçileri olarak sonuna kadar halkımızın yanındayız. Kürt dili ve kimliði tanınıncaya ve Sayın Öcalan özgürleşinceye kadar ısrarlı direnişimiz sürecektir. Bizler, Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması, saðlık ve özgürlük koşullarının saðlanması, anadilde savunma ve eðitim yapma hakkının tanınması talepleri ile 24 Eylül 2012 tarihinden itibaren süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlayacaðımızı bildiriyoruz. Eylemimiz boyunca kapalı ziyaretlere çıkmayacaðız. Bu taleplerimiz karşılanıncaya kadar süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemimiz devam edecektir."
DÝHA EDÝTÖRÜ TAYÝP TEMEL DE AÇLIK GREVÝNDE
Fatma Koçak ve Ayşe Oymanla birlikte süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine katılan gazetecilerin sayısı 3e çıktı.
Diyarbakır D Tipi Cezaevinde tutulan Dicle Haber Ajansı Editörü Tayip Temel de 12 Eylülde açlık grevine başladıðını duyurmuştu.
"Onca yalana karşı kendini tek kelime ile savunamayanlardan biri benim. Bu uygulamalarla ve politikalar karşısında, tutuklanan bir Kürt gazeteci olarak sorumlu bir yurttaşlık inancıyla, Sayın Öcalan'ın sürece müdahil olabilecek, özgür koşullara kavuşturması ve anadilim olan Kürtçe üzerindeki tüm baskı ve yasakların kaldırılması talepleriyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamış bulunmaktayım demişti.