17 yıl sonra babasının kemiklerine kavuşmayı bekliyor!

17 yıl sonra babasının kemiklerine kavuşmayı bekliyor!

Mardin'in Derik ilçesine bağlı Déşi (Kocatepe) köyünde yaşayan 60 yaşındaki İsa Efe,5 Temmuz 1996 günü askerlerce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Oğlu Şehmus Efe (30) olayın aydınlatılarak sorumluların yargılanmasını istiyor. 

Derik'e bağlı Déşi köyünde yaşayan İsa Efe, ilerlemiş yaşına rağmen çiftçilik ve hayvancılık yaparak dokuz çocuğuna bakmaya çalışıyordu. Askerler 96 yılı Haziran ayında Déşi köyünü basarak PKK'ye yardım ettikleri gerekçesiyle yaklaşık 30 köylüyü gözaltına aldı. İsa Efe, bu baskında yakalanamadı ancak bir süre sonra 5 Temmuz'da Jandarma Karakoluna giderek ifade verdi, ardından serbest bırakıldı. Efe, aynı akşam yeniden gözaltına alındı. İki gün sonra 7 Temmuz 1996 gecesi gözaltında aynı hücrede tutulduğu kardeşi ve köylülerinin yanından alındıktan sonra da kendisinden bir daha haber alınamadı. Aynı ay içerisinde Derik Cumhuriyet Başsavcılığına gözaltında kayıp ile ilgili suç duyurunda bulunan ailenin başvurusu işleme konulmadı. 1997 yılında bu defa AİHM'e başvuran ailenin bu başvurusu da takipsizlikle sonuçlandı. 

Aradan geçen 17 yıl da babasından bir haber alamadıklarını, akıbeti konusunda bir sonuca varamadıklarını belirten oğlu Şehmus Efe, 2011 yılında yeniden dava başvurusunda bulunduklarını, dava süreci devam ederken bir ihbar üzerine yapılan kazılarda Dérik'e bağlı Sahdan (Çat) köyünde bir insana ait kemikler bulunduğunu, kemiklerin babasına ait olabileceği şüphesi ile DNA testi istediklerini ifade etti. 

Sahdan köyünde bulunan kemiklerden alınan DNA örnekleri uyuşursa bir kayıp vakasının daha aydınlatılmış olacağını belirten İHD Mardin Şube Başkanı Avukat Erdal Kuzu, aynı zamanda devam eden dava dosyasında temel bir delilin de tamamlanmış olacağını ifade etti. 

“BABAM KENDİ HALİNDE BİR İNSANDI”

Babasının kendi halinde yaşlı bir adam olduğunu anlatan Şehmus Efe, “çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Köyümüzden PKK'ye katılan gençler oldu. Bunun üzerine devletin köyümüze baskıları artmaya başladı. Babamın kimseyle herhangi bir ilişkisi yoktu. Kendi halinde çocuklarına bakmaya çalışan yaşlı bir adamdı” diye konuştu.

1996 yılı Haziran ayı sonlarında itirafçıların ifadeleri üzerine köylerine yönelik geniş bir gözaltı operasyonu yapıldığını söyleyen Efe, bu operasyonda 30 köylünün gözaltına alındığını ancak babasının yakalanmadığını ifade etti.

SERBEST BIRAKILDIKTAN SONRA TEKRARA ALINIYOR

Babası İsa Efe'nin bu baskından sonra bir süre Kızıltepe de kaldığını daha sonra köye geldiğini belirten Şehmus Efe, “Biz de babam konusunda kimseyle bir ilişkisi olmadığı için rahat davranıyorduk. Ayrıca Jandarma babam gelmeden diğer köylüleri bırakmıyordu. Babam bu nedenle 5 Temmuz 1996 günü Kızıltepe-Derik yolu kavşağında bulunan Üçyol Jandarma karakoluna giderek ifade verdi” dedi.

Ancak ifade verdikten sonra ikindi vaktinde serbest bırakılarak eve gönderilen İsa Efe, akşam sekiz sıralarında askerler tarafından evi basılarak tekrar gözaltına alındı. 

'HÜCREDEN ALINARAK SERBEST BIRAKILDI DENİLİYOR'

“Biz askerlere 'ifadesini aldınız, serbest bıraktınız, bir daha ne diye götürüyorsunuz” diyerek karşı çıktık ama bizleri dinlemeden babamı tekrar alıp götürdüler. İfadelerinin kullanan Şehmus Efe, sözlerine şöyle devam etti: “Babamı bu defa Derik'e bağlı Tepebağ (Tılbısım) köyünde bulunan Jandarma Komando Taburu'na götürdüler. Orada babam gözaltında bulunan diğer köylüler ile birlikte iki gün gözaltında kaldı. İki günün sonunda 7 Temmuz geceyarısı saat on iki gibi babam, köylüler ve amcam Bubu Efe ile birlikte bulunduğu hücreden alınarak götürülüyor.” 

Bir süre sonra amcası Bubu Efe'nin “ağabeyime ne yaptınız” diye askerlere sorduğunu aktaran oğul Efe, “amcama, babamı serbest bıraktıklarını söylüyorlar. Bunun üzerine amcam da ağabeyi bırakıldı düşüncesi ile rahatlıyor” dedi.

'BİR DAHA HABER ALAMADIK'

“Diğer gün gözaltında bulunan amcam ve köylülerimiz serbest bırakıldı. Eve geldiklerinde babamı sordular. Bize babamın serbest bırakıldığını söylediler ancak babam eve gelmemişti. Bundan sonra hemen her tarafta babamı aramaya başladık” diyen Efe, şunları kaydetti: “amcalarım ve köylülerimiz Derik ve Tepebağ Jandarma karakoluna giderek babamı sordular. Karakol komutanları onlara babamın serbest bırakıldığını söylüyor. 'Ne zaman bıraktınız' sorularına gece on iki de bırakıldı cevabını veriyorlar. Babam o tarihten beridir kayıp, aradan tam on yedi yıl geçti.”

SAVCILIK DİKKATE ALMIYOR

Babasının kaybedildiği aynı ay içerisinde Derik Cumhuriyet Başsavcılığına gözaltında kaybedilmesi ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Şehmus Efe, “ancak bu başvurumuz işleme alınmadı ve herhangi bir dava açılmayarak takipsizlik kararı verildi” diyerek “bu kararın ardından 1997 yılında amca oğlum Salim Efe, tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM'ne dava başvurusunda bulundu. AİHM'de aynı yıl dosya ile igili takipsizlik kararı verdi. Aradan geçen zamanda tüm aramalarımız da sonuçsuz kaldı” şeklinde konuştu.

SAHDAN KÖYÜNDE BULUNAN KEMİKLER İÇİN DNA TESTİ

2011 yılında Derik Cumhuriyet Başsavcılığına yeniden başvuruda bulunduklarına değinen Efe, şunları anlattı: “babamın gözaltında kaybedildiğine ilişkin dava süreci başlattık. Dava süreci devam ederken 2011 yılında Derik'e bağlı Sahdan (Çat) köyünde bir kişiye ait insan kemikleri bulundu. Biz de bu kemiklerin babama ait olabileceğini düşünerek DNA testi yapılması için başvuruda bulunduk”.

DNA testi sonucunda kemiklerin babasına ait olduğu ortaya çıkarsa 17 yıldır devam eden aramalarının sonunda en azından olayı aydınlatmış olacaklarını dile getiren Efe, “sonrasında failler ile ilgili başlattığımız dava süreci yeni bir aşamaya geçmiş olacak, elimizde somut deliller olacak” diye kaydetti.

'ANNEM ACISINDAN ÖLDÜ'

“Babam kaybedildiğinde daha 13 yaşımdaydım, iki abim de yurt dışındaydı annem ve kız kardeşim ile yalnız başımıza kaldık” diye konuşan Şehmus Efe, bu süreçten sonra yaşadıklarını şöyle anlatmaya devam ediyor: “Bu sürede çok acılar çektik. Bir yandan babamın acısı diğer yandan annem ve kız kardeşim ile birlikte hayatı göğüslemek için içerisine girdiğimiz zorlu mücadele. Annem bizlere hem analık hem de babalık yaptı. Babam ile ilgili haber alamamak annemi kahrediyordu ve babamın akıbeti konusunda hiçbir şey öğrenemeden geçen yıl yaşadığı acılara daha fazla dayanamayarak öldü.” 

Şimdi tek isteğinin babasının akıbetini bilmek olduğunu ifade eden Şehmus Efe, “O kadar zaman sonra en azından bir mezarı olsun istiyorum. Sadece ben değil ailem ve tüm akrabalarım bu olayın aydınlatılmasını ve faillerin, katillerin bulunmasını isiyor” ifadelerini kullandı.

Efe, sadece babasının değil babası gibi bu topraklarda kaybedilen binlerce kişi olduğunu ve tüm bunların aydınlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.

“DAVA YENİ BİR AŞAMAYA TAŞINACAK”

İHD Mardin Şube Başkanı ve aynı zamanda ailenin avukatı olan Erdal Kuzu ise “Sahdan köyünde bir ihbar üzerine yapılan kazılar sonucunda bir insana ait kemiklere ulaşıldığını ve bu kemiklerin İsa Efe'ye ait olabileceği şüphesi ile DNA istendiğini belirterek şunları söyledi: “Oğlu Şehmus Efe'den DNA örneği alınarak bulunana kemiklerin DNA örnekleri ile karşılaştırılacak. Şimdi bu DNA örneklerine ilişkin raporlar bekleniyor. Eğer raporlarda DNA örnekleri uyuşursa bir kayıp daha ortaya çıkmış olacaktır.”

DNA örneklerinin uyuşması ile birlikte şu an da Derik'te devam etmek de olan dava dosyasının yeni bir aşamaya taşınacağını vurgulayan Kuzu, “ceza davalarında dosyanın yürümesi için cesedin bulunması gerekiyor. Bu durumda ceset bulunmuş ve dosya da böylelikle ileri bir aşamaya geçmiş olacak” diye ifade etti.