16 Mart uluslararası anma günü olmalı
16 Mart uluslararası anma günü olmalı
16 Mart uluslararası anma günü olmalı
Suriye’de süren savaşta rejimin mi yoksa muhalifleri mi kimyasal silah kullandığı tartışmaları sürerken ve tüm dünya kimyasal silah kullananları kınarken, İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh kimyasal silahların kullanımını İsveç Parlamentosu’nun gündeme getirdi. Kakabaveh Halepçe katliamının gerçekleştirildiği 16 Mart’ın kimyasal savaş kurbanlarını anma günü olarak kabul edilmesini önerdi.
Kakabaveh İsveç Parlamentosu’na verdiği önergede İsveç Parlamentosu’nun birçok kez Kürtlere yönelik baskı ve katliamları kınayan kararlar aldığını hatırlatıyor ve Kürtlere yönelik en büyük katliamın 1980’li yıllarda Anfal kampanyası sırasında, 16 Mart günü Halepçe’de yapıldığına dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz aylarda Parlamento’nun Anfal’ı soykırım olarak kabul ettiğini belirten Kakabaveh, Kürt Halkının bazı ülkelerde hala baskı altında yaşadığını, ulusal kimliğinin, kültürel ve demokratik haklarının inkar edildiğini ifade ediyor. Bu durumun devam ettiği sürece ayrımcılığa ve baskıya uğrayan bir halk grubunun nelerle karşılaşabileceğine Al Anfal ve Halepçe’nin bir örnek oluşturduğunu belirtiyor.
Ayrımcılığa uğrayan grupların her zaman daha büyük baskı ve saldırılarla karşılaşabileceğini hatırlattıktan sonra, bunun engellenmesinin bir biçiminin tarihte insan haklarına yönelik işlenen suçları hatırlamaktan geçtiği değerlendirmesini yapıyor.
Bu bakış açısının mantiki sonucu olarak insanların geçmişi hatırlamaları için vesile olması gerektiğini, bundan dolayı da Kürt Halkının Anfal sırasında yaşadığı acıların anımsanması gerektiğini vurguluyor.
Dışişleri Bakanı Carl Bildt’e Halepçe’de 5 bin Kürdün kimyasal silahlarla katledildiği 16 Mart gününün kimyasal savaş kurbanlarını anma günü olarak kabul edilmesi için girişimde bulunup bulunmayacağı sorusunu yönetiyor.
Carl Bildt, Kakabaveh’e verdiği yanıtta Halepçe’ye yapılan saldırının Saddam rejiminin gerçekleştirdiği en büyük suç olduğunu, savunmasız sivillerin hala saldırının acısını yaşadığını belirtiyor. Birleşmiş Milletlerin kimyasal silahların yasaklanmasını kabul ettiği tarih olan 29 Nisan’ın “Kimyasal Savaş Kurbanlarını Anma Günü” olarak kabul ettiğini ve her yıl Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Haag’da kurulu Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün (OPCW) bu güne dikkat çektiğini öne sürüyor.
Muhalefet partileri Carl Bildt’in verdiği yanıta tepkili. 16 Mart’ın anma günü olarak kabul ettirmesi için girişimlerini sürdürüyor ve kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Bunun bir parçası olarak da 29 Mayıs günü Parlamento’da bir panel yapacaklar.
“Halepçe’de Kürtlere kimyasal saldırı- Kimyasal silahların kullanılmasına karşı uluslararası bir anma günü” temalı panele Çevre Partisi Yeşiller Eşbaşkanı Gustav Fridolin, Sol Parti eski Lideri ve Milletvekili Lars Ohly, Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Desiree Petrus, Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Carina Hägg ve Moderat (Muhafazakar) Parti Milletvekili Ulrika Nilsson konuşmacı olarak katılacak. Bir devlet kurumu olan “Yaşayan Tarih”in Genel Müdürü Eskil Frank’ın yöneteceği panelde Uluslararası Hukuk Profesörü Pål Wrange de bir konuşma yapacak.