Mardin'in Derik ilçesinde faili meçhul cinayete kurban giden 13 köylünün ölümünden sorumlu Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuðgeneral Musa Çitil'in yargılanmasına Mardin'de başlandı. Duruşmaya Tuðgeneral Çitil rapor alarak katılmazken, cinayete kurban gidenlerin yakınları ve ÝHDli avukatlar hazır bulundu.
Mardin'in Derik ilçesinde 1993-94 yılları arasında faili meçhul cinayete kurban giden 13 köylüyle ilgili, dönemin Derik Ýlçe Jandarma Komutanı olan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuðgeneral Musa Çitil'in yargılanmasına Mardin Aðır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tutuksuz yargılanan ve 13 kez aðırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen Çitil, raporlu olduðu gerekçesiyle duruşmaya katılmadı. Duruşmada öldürülen 13 kişiden Sara Ötün'ün yakınları dışındaki yakınları hazır bulundu. Duruşmada Çitil'e avukatı Yurdakan Yıldız vekalet ederken müştekileri savunmak için ise IHD adına 10 avukat hazır bulundu. Mardin Barosu Başkanı Avukat Azad Yıldırım da davaya destek verdi.
Tuðgeneral Çitil'in avukatı Yurdakul Yıldız, müvekkilinin rahatsızlıðı sebebiyle duruşmaya katılamadıðını ileri sürerek, Etimesgut Askeri Hastanesi'nden alınan 5 günlük istirahat raporunu sundu. Yıldız duruşma başlamadan önce mahkeme heyetinden "Kendisi hakkında bir kısım kişileri öldürdüðü iddiası ile kamu davası açılmıştır. Suç tarihi olarak belirtilen zamanlarda kendisi Derik Jandarma Komutanı'dır. Biz CMK'nın 161 ve HS kanunun 82'inci maddesi uyarınca yargılanabilmesi için izin alınması gerektiðini düşünmekteyiz. Öncelikle işlediði iddia olunan suçlar yönünden izin alınmasını bu konuda duruşma kararı verilmesini talep ediyoruz. Yine iddianame alel acele düzenlenmiştir. Zira müvekkilim görevli olduðu halde maktullerden Mehmet Faysal Ötün'ün ölümünden dahi sorumlu tutularak hakkında iddianame düzenlenmiştir" dedi.
Mahkeme heyeti avukat Yurdakul Yıldız'ın bu talebini reddetti.
Müştekilerin avukatlarından Erdal Kuzu, mahkemeye 31 sayfalık belge vererek, "Her ne kadar sanık hakkındaki dava mahkemenize açılmış ise de biz mahkemenizin görevli olmadıðını görevli mahkemenin TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş özel yetkili mahkeme olduðunu düşünmekteyiz. Bu nedenlerle bu dava için görevsizlik kararı verilerek dosyanın Diyarbakır TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş ilgili mahkemesine gönderilmesini istiyoruz. Zira dosyanızda sadece sanık Musa Çitil hakkında dava açılmıştır. Ancak maktullerin ölümü tek başına işlenebilecek suçlar deðildir. Biz bunun örgütlü yapı içerisinde emir ve direktifler doðrultusunda işlendiðini düşünmekteyiz. Bu nedenle görevsizlik kararını talep ediyoruz" dedi.
'IÇ INFAZ OLABILIR' SAVUNMASI
Musa Çitil'in avukatı Yurdakul Yıldız, son olarak müvekkilinin yıllarca vatanı savunmak için PKK ile mücadele ettiðini belirterek, "Müvekkilim bölgede PKK'nin hakimiyet saðlamak için en güçlü olduðu dönemlerde Derik'te görev yapmıştır. Kendisinin iddia edilen suçlarla bir ilgisi yoktur. Kendisi bölgenin en karanlık döneminde kendi memleketine hizmet etmiştir. Bu iddia edilen faili meçhuller örgütün iç infazları olabilir. Çünkü yeni yeni bu konuda onların en üst düzeydeki yetkilileri de kalkıp iç infaz yaptıklarına dair açıklama yapıyorlar" iddiasında bulundu.
Duruşmada kimlik tespiti sırasında müştekilerden Türkçe bilmeyen Kürtçe konuşan Cahide Çeviren, Züleyha Izci, Hediye Durmaz, Zülfinaz Avcıl için mahkeme başkanının isteðiyle yeminli tercüman atandı. Yeminli tercüman aracılıðı ile Kürtçe konuşan kadınlar, Tuðgeneral Musa Çitil'in mahkemeye katılmaması nedeniyle ifade vermek istemediklerini söyledi ve mahkemeye tercüman atandıðı için mahkeme başkanına teşekkür etti. Müştekilerin ifade vermek istememesi üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 25 Aralık 2012 tarihine erteledi. Tuðgeneral Musa Çitil hakkında birden fazla ölüme sebebiyet vermek suçundan 13 kez ömür boyu müebbet hapis cezası isteniyor.
Duruşmanın ardından müşteki avukatlarından Özdemir Türkdoðan, bölgede işlenen faili meçhullerle ilgili 'Temizöz' davasından sonra en önemli davanın Tuðgeneral Musa Çitil hakkında açıldıðını söyledi. Türkdoðan, şöyle dedi:
"Tabi ki bizler bugün sanıðın burada olmasını beklerdik. Kendisine yöneltilen bu aðır insanlıða karşı işlenen suçlarla ilgili savunmasını yapsın ve bizde ona göre özellikle suçtan zarar gören maktul yakınları müştekiler ve hepimiz sorular soralım o dönemle ilgili bildiklerini anlatsın isterdik. Ama kendisi rahatsızlıðını bildirmiş. Gelemeyeceðini beyan etmiş. Tabi yargılama devam ediyor. Bizler bugün bu davanın özel yetkili mahkemeye gönderilmesi yönünde bir talebimiz oldu. Çünkü örgütlü suç kapsamında işlenmiş suçlardan bahsediyoruz. Göz altılardan, zorla göz atına alınmaktan sahte evraktan ve daha birçok onlarca suçtan bahsediyoruz. Faili meçhul cinayetlerin zaman aşımı uygulanmaz Avrupa Insan Hakları sözleşmesi bunu açıkça düzenliyor. 12 Eylül darbesi devam eden davada zaman aşımı faktörüne başvurulmadı. Ve yine işkence olayları ile ilgili olarak ta yürüyen davalar vardır. Ama Mardin'de hala akıbetini araştırdıðımız insanlarımız var. Hala cenazesine ulaşamadıðımız insanlarımız var. Burada işlenen suçlar bu kadar sınırlı deðil. Işlenen bütün suçların ortaya çıkmasını istiyoruz. Ama kamu vicdanı açısından toplum vicdanı açısından biz bugün burada bir tutuklama kararı bekliyorduk. Bu kadar aðır suçlar itham edilen bir kişi ile tutuklama tedbirine başvurulmamasına da tabii ki yadırgıyoruz. Ama mahkemenin takdiridir. Ama görünen o ki özellikle 90'lı yıllarda işlenen faili cinayetler ilgili bu tip davalar artması gerekiyor. Ve etkili bir kovuşturma yapılması gerekir. Adalet sonuçlanıncaya kadar mücadele edeceðiz. Sanıðın buraya gelip savunma yapmasını bekliyoruz."