Seyfo Komitesi’nin üyesi Gazeteci Yawsef Beth Turo, Türk yetkililerin yaptıkları açıklamaların yaralarını daha da kanattığını, bu kanamanın Türkiye’nin soykırımla yüzleşene kadar devam edeceğini söylüyor.
MURAT KUSEYRİ
STOCKHOLM / ANF
Salı, 7 Nisan 2015, 07:04
Soykırımın 100. yılı dolayısıyla Asuri-Süryanilere yapılan soykırımını dünya kamuoyunun gündemine getirmek amacıyla oluşturulan Seyfo Komitesi’nin üyesi Gazeteci Yawsef Beth Turo, Türk yetkililerin yaptıkları açıklamaların yaralarını daha da kanattığını, bu kanamanın Türkiye’nin soykırımla yüzleşene kadar devam edeceğini söylüyor.
Seyfo Komitesi’nde Bethnahrin Ulusal Konseyi çatısı altındaki kuruluşların yanı sıra Asuri-Süryani-Keldani-Arami halkının kurum ve kuruluşlarının da bulunuyor. Turo, komitenin soykırımın 100. yılı dolayısıyla kapsamlı bir planlama yaptığını, Nisan ayından itibaren komite olarak hem ülke hem de diasporada bir dizi etkinlik gerçekleştirmeye başlayacaklarını söylüyor.
Diasporadaki Seyfo etkinliklerin üç ayağı olduğunu söyleyen Turo, bunları ABD, Avustralya ve Avrupa ayakları olarak sıraladı ve etkinliklerin merkezinde Avrupa’nın bulunduğunu belirtiyor. Süryani halkının yoğun olarak yaşadığı İsveç, Almanya, Hollanda, Belçika ve İsviçre’nin lokomotif fonksiyonunu üstleneceklerini belirten Turo, Avrupa’da çoğunluğu Almanya ve İsveç’te 240 bin civarında Asuri-Süryani’nin yaşadığına dikkat çekiyor.
SOYKIRIM ANITLARI DİKİLMESİ İÇİN GİRİŞİMLER
Turo, beş Avrupa ülkesinde Seyfo konferansları, paneller, resim sergileri düzenleyeceklerini gibi Avrupa’nın bazı yerleşim birimlerinde soykırım anıtları dikilmesi için girişimde bulunduklarını söylüyor.
Avrupa’da sadece kendisinin katılacağı 8 panel düzenleneceğini söyleyen Turo, “Toplantı ve konferanslarda biri yeni hazırlanan iki tane belgesel film göstereceğiz. Bu belgesellerden birinin adı İşitilmeyen Çığlık. Film gösterimlerinden sonra soykırım tartışmaları yapılacak” diyor.
Avusturya’nın başkenti Viyana’da da 250 kişinin katılacağı bir konferans düzenleyeceklerini belirten Turo, Almanya’nın Hamburg ilinde bir soykırım anıtı dikilmesi için resmi başvuruda bulunduklarını söylüyor.
HOLLANDA, ALMANYA VE İSVİÇRE’DE AÇLIK GREVLERİ YAPILACAK
Turo, Hollanda’da 12 kurum ve kuruluşun katılımıyla 7-12 Nisan günleri açlık grevi yapacaklarını, amaçlarının 100. yıl dolayısıyla 100 kişinin 100 saat katılacağı bir açlık grevi gerçekleştirmek olduğunu ifade ediyor. Almanya’nın Berlin, İsviçre’nin Cenevre illerinde 19 ila 24 Nisan arasında açlık grevi yapacaklarını belirtiyor.
Soykırımının 100 yılı dolayısıyla diplomatik çalışmalara hız kazandıracaklarını söyleyen Turo, ilk aşamada Ermenistan, Almanya, Hollanda, Fransa, İsviçre, Avusturya, Belçika, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin parlamento yetkilileriyle görüşmek için başvuruda bulunduklarını ve soykırım konusunda hazırladıkları dosyaları ileteceklerini dile getiriyor.
ROJAVA KANTONLARINDAN SOYKIRIMI TANIMALARI İSTENECEK
Turo, Ortadoğu’da da Lübnan, Irak, Kürdistan Federal Yönetimi, Suriye’deki Kobanê, Cezire ve Afrin kantonlarını ziyaret edeceklerini ve 1915 soykırımını tanımalarını isteyeceklerini söylüyor.
ABD ve Avustralya’da sürdürlecek çalışmaların henüz netleşmediğini belirten Turo, Avustralya’da Ağustos, ABD’de ise Eylül ve Ekim aylarında bir dizi etkinlik yapmayı hedeflediklerini söylüyor.
Turo, Suroyo Tv’de soykırım için özel programlar yapacaklarını, köy köy soykırımını anlatacaklarını ve tanıklarla yapılan söyleşilere yer vereceklerini ifade ediyor. 1915 soykırımıyla ilgili şiirlerin yer aldığı kurbanlara atfedilen Süryanice bir CD hazırlamakta olduklarını söylüyor.
Her soykırımının bir sonraki soykırımın bir hazırlığı olmaması, yeni soykırımlarının engellenmesi için Seyfo’yu dünya kamuoyunun gündemine getireceklerini söyleyen Turo, “1915 soykırımı 1933 Simela soykırımına, 1939-45 Yahudi soykırımına, Ruwanda, Bosna-Hersek’teki saoykırımlara sebep olmuştur. Yeni soykırımların önüne set çekebilmek için 1915 soykırımının tüm dünya tarafından bilinmesini ve kabul edilmesini istiyoruz” dedikten sonra şunları söylüyor:
“Tarihte bazı halkların diğer halkların topraklarını işgal ettiğini ve baskı altına altına aldığını görüyoruz. Tarihimizdeki iyi şeyleri öne çıkararak ve kötülükleri gizleyerek bir yere varamayız. Biz Asuriler ve Süryaniler olarak Milattan Önce Arami beylikleri, Asuri, Keldani Babil İmparatorlukları kurmuş bir medeniyetin torunları olarak ben atalarımın Yahudiler ve diğer komşu halklara karşı yaptıkları baskı ve katliamlardan dolayı özür diliyorum. Bunu yapmam gerekiyor çünkü Bir Süryani olarak Asuri İmparatorluğu’ndan onur duyacaksam, onun yaptığı baskı, katliam ve sürgünü de mahkum etmem gerekiyor. Asuriler MÖ 600’lü yıllarda Yahudileri Kudüs’ten Babil’e sürgün etti. Ben bundan dolayı büyük bir eziklik hissediyorum. Özeleştiri vermek ve yaptıklarımızdan dolayı özür dilemek zorundayız. Aynı şeyi bize soykırım uygulayan halkların torunlarından da bekliyorum.”
DAİŞ 1915 SOYKIRIMINI YAPANLARLA AYNI ZİHNİYETTE
1915 yılında devletin yanında yer alarak Ermeni, Süryani ve Pontus soykırımına katılan Kürtlerin bugün DAİŞ saflarında katliam yaptıklarını belirten Turo, “Köy korucuları da aynı zihniyetin bir başka versiyonu. Kendi halklarına karşı ihanet içine girmişlerdir. Ancak 1915’te Saruhan Ağa, Şeyh Fethullah ve Çelebi Ağa gibi Süryani ve Ermenileri baskı ve katliamlardan koruyanlar bugün YPG saflarında Gozarto, Kobanê ve Afrin’i savunuyor. Bu iki zihniyeti birbirinden ayırmak gerekiyor” diyor.
Şengal, Ninova ve Habur’da olanları yeni bir soykırımı olarak niteleyen Turo, “DAİŞ denilen terör örgütünün Mezopotamya, Rojava ve Kürdistan’da yaptığı geçmişte yapılan soykırımından farklı değildir. DAİŞ orada yaşayan farklı inanç ve etnik kökenden insanları ortadan kaldırmayı hedefliyor. 1915 soykırımını gerçekleştiren zihniyetle bugün Şengal, Kobanê ve Rojava ve Ninova Ovası’nda DAİŞ’ın yaptıkları arasında hiç bir fark görmüyorum. Her ikisi de kendinden başkasını kabul etmeyen ve ötekileştiren zihniyete sahipler” şeklinde konuşuyor.
Avrupa’da 340 bin civarında Asuri-Süryaninin yaşadığını söyleyen Turo, bunlardan en az 50 bininin sokaklara çıkarak soykırımının kabul edilmesi için gösteri yapması gerektiğini düşünüyor.
TÜRKLERİN GEÇMİŞTE OLANLARI SORGULAMASI GEREKİR
“Bir soykırım hiç bir gerekçeyle hoş görülemez. Bugün Erdoğan uzmanlar arşivlere girip olanları araştırsın diyor. arşive neden gireceksin? Önce bugünkü Türkiye’nin durumuna bak. Türkiye’de 1913 yılında yapılan sayımlarda 914 bin Süryani, 1,5 milyon Ermeni, 700 bini aşkın Pontus Rumu yaşıyordu” diyen “Nereye gitti bunlar? Bu halklara ne oldu?” sorusunu Türkiye’de yaşayan herkesin kendi kendine sorması gerektiğini söyleyen Turo, “Her halkın gibi Türklerin de dönüp kendi tarihine bakması ve geçmişte olanları sorgulaması gerekiyor. Yoksa bu soykırımın yol açtığı acı Türklerin omuzlarında ölünceye kadar bir yük olarak kalır” şeklinde konuşuyor.
Bazı Kürt aşiretleri soykırıma katıldığı için Ahmet Türk’ün özür dilemesinin Süryani halkının yarasına merhem olduğunu söyleyen Turo, “Bu bizler için yeni bir umut olmuştur. Eğer Erdoğan veya Davudoğlu böylesi bir açıklama yapsalar gerçekten bizim yaralarımız yavaş yavaş kapanır. Ama bunların yaptıkları açıklamalar yaramızı daha da kanatıyor. Bu yara hep kanayacak. Ta ki Türkiye objektif bir şekilde tarihleriyle yüzleşene kadar bu böyle devam edecek” diyor.