Gazze’de bilanço ağırlaşıyor: En az 52 ölü

Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması ardından ABD’nin büyükelçiliğini taşımasını protesto eden Filistinlilere yönelik müdahalelerde ölü sayısının en az 52 olduğu, binlerce kişinin de yaralandığı bildiriliyor.

ABD’nin Kudüs büyükelçiliğinin açılışı öncesinde Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’nin İsrail ile olan sınırı boyunca gün boyu devam eden gösterilerde onlarca kişi hayatını kaybetti. İsrail ordusuna göre gösteriler en az 13 farklı noktada gerçekleşirken, bu gösterilerde ‘şiddete başvuruldu’.

On binlerce Filistinlinin katıldığı eylemlere İsrail güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonucu onlarca kişi ölürken, ölü sayısının en az 52 olduğu bildiriliyor. Sınırdaki çatışmalarda en az 2 bin 400 kişinin de yaralandığı öğrenildi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararını açıkladığı 30 Mart’tan bu yana Gazze’de düzenlenen gösterilerde hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı ise 94’e ulaşmış oldu.

ABD büyükelçiliğinin bugünkü açılışına Donald Trump'ın kızı Ivanka Trump ve damadı Jared Kushner'in de aralarında bulunduğu üst düzey yetkililer katılmıştı. Bunlar arasında ayrıca Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan ile Hazine Bakanı Steven Mnuchin yer alıyordu.

İsrail’in Kudüs işgali, uluslararası toplum tarafından tanınmıyor. Ancak Donald Trump iktidara geldikten sonra, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma sözünü geçtiğimiz yıl Aralık ayında yerine getirdi. 1993’teki İsrail-Filistin barış görüşmelerine göre, Kudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileriki aşamalarında ele alınması gerekiyordu. ABD’nin Kudüs’ü tanıma kararı, 193 ülkeden oluşan BM Genel Kurulu’nda 128 ülkenin oyları ile mahkum edilmişti.

İsrail’in 1967'deki işgalinden sonra Doğu Kudüs'te yasadışı Yahudi yerleşim birimleri oluşturuldu. Mevcut durumda 200 bin dolayında Yahudi, işgal edilen alanlara yerleştirilmiş bulunuyor. Uluslararası hukuk, Yahudi kolonilerini yasadışı olarak kabul ediyor.

Donald Trump’ın Kudüs kararıyla birçok Filistin yönetimi, ABD’nin tarafsızlığını yitirdiğini ve on yıllardır süren ‘arabulucu’ rolünün artık bittiğini duyurmuştu.