Brezilya değişime hazır mı?

Geniş bir koalisyonun adayı olan ve Brezilya seçimlerini kazanan Lula için farklı baskı unsurlarının olacağını ifade eden Gazeteci Erol Polat, önemli olanın devlet başkanın görüşünü ülke yönetimine yansıtıp yansıtamadığı olduğunu söylüyor.

Brezilya seçimlerini Luiz Inacio Lula da Silva, Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’ya karşı ikinci turda kazandı. İkinci turda yüzde 50,83 oy alan Lula ile yüzde 49,17 oranında oy alan Bolsonaro arasındaki makas çok da açılmadı. Bu makasın açılmamasının Lula hükümeti için sonuçlarının olacağı tartışılıyor. Zira Bolsonaro yanlıları bir süre bu sonucu kabul etmemekte de direndi.

Bolivya’da yaşayan gazeteci Erol Polat, Bolsonaro’nun aldığı bu yüzdeliği Lula’yı sıkıştırmak için kullanacağını ifade ediyor. Dahası geniş bir koalisyon cephesi adayı olan Lula için bu tür baskıların başka taraflardan da geleceğini ifade eden gazeteci Polat ile Brezilya seçim sonuçlarını ve yaşanacak olası durumları ANF için konuştuk.

Brezilya’da seçim sonuçları sonrası Lula’nın alt kesimlerden ve de yoksullardan oy aldığı görülüyor. Lula'nın kazanmasında sunduğu ekonomik politikaların da önemi olduğunun altı çiziliyor. Bu ne kadar etkili ve de bu politikaları hayata geçirebilir mi? Ekonomik vaatleri nelerdi?

Lula, ekonomi politikası olarak ancak var olanı güçlendirebilir yeni ve sol diyebileceğimiz ekonomi modelleri hali hazırda hükümet programında görülmüyor. Ekonomide büyük değişiklikler yapmak, ülke ve ülke dışı dengeler hesaba kattığında kolay değil. Brezilya 2020’de dünyanın en büyük 12’nci ekonomisine sahipti. Durum bu olunca iktidara kim gelirse gelsin bu ekonomiyi oluşturan ve kontrol eden iç ve diş kaynakları/güçleri kale almak zorunda.

Şimdi Lula’nın kısaca topluma ekonomi konusundaki bazı vaatlerine bakalım. Brezilya’da

Devlet Sosyal yardımları var, Bolsa Familya (aile torbası ya da aile çantası) diye. Eskiden 190 Real civarında olan bu miktarı Bolsonaro seçimlerden önce geçici olarak 600 Real çıkardı. Lula da bu aile sosyal programını devam ettirme vadinde bulundu.

Bolsonaro, Erdoğan gibi seçimleri kazanmak için bunu kullanmaya çalıştı. Sanırsam Erdoğan’ın da şu anda seçimlere dönük maaşları yükseltme vaatleri var. Toplumun bir kesimi bunların seçime yönelik yatırımlar ve propagandalar olduğunu biliyor. Bolsonaro da aynı şekilde seçime yönelik davrandı. Ama Lula bunu sürekli hale getireceği sözü verdi. Bunun toplumun %50 hata %60’ında karşılığı var. Çünkü Brezilya tolumun %50, %60’ı fakir, asgari ücret ve aşağısıyla geçiniyor.

Lula’nın bir diğer vaadi de Imposto Renda (gelir vergisi) denen yıllık bir vergilendirme var.  Bu vergi tüm vatandaşların yıllık olarak kazancından yola çıkarak gelir ve gideri karşılaştırıyor ve gelirinden artakalan para vergilendiriliyor. Lula bu vergiyi, geliri 5000 Reallin altında olanlardan almama vaadinde bulundu. Asgari ücret şu anda aşağı yukarı 1200 Real (240 dolar) civarında. Bir de Lula asgari ücrete enflasyon üzerinden zam yapma vaadinde bulundu. Bu vaatler gelecek seneki bütçeye göre ve şimdiden bütçe yapıcılar ile anlaşma aşamasındalar.

Ayrıca Lula’ya ikinci turda destek veren birinci tur başkan adaylarından Simone Nassar Tebet kendi seçim vaadi vardı, bu vaadi destekleme açıklamasından sonra Lula da kabul etti. Vaat öğrencilere burs ile ilgiliydi. Liseyi bitiren gençlere üniversiteyi okumaları ve yine organize suçlara bulaşmamaları için 5 bin ile 6 bin Realli civarında burs verme vaadiydi. Lula da bunu programına dâhil eti o açıdan da bu gençlerden de epey destek geldiği söylenebilir. 

Lula geniş bir koalisyonun adayı aynı zamanda. Bu koalisyon ile sürdürebilirliği ne kadar mümkün?

Lula’yı destekleyen bu koalisyon içerisinde muhafazakâr kesimler de var. Mesela Lula’nın başbakan adayı muhafazakâr Geraldo Alckmin’dir. Bunlar içerden Lula’yı kontrol edecek ve baskı kuracaklar. Dışardan da Lula’ya endirekt destek veren askeriyenin ve sermayenin bir bölümü ve yine ABD, Fransa gibi ülkeleri de kale almak zorunda.

Diğer taraftan başta Bolsonaro’nun partisi olmak üzere diğer muhalefet partilerini de hesaba katmak zorunda çünkü bunlar hem parlamentoda ve senatoda hem de valiliklerde çoğunluktalar. Bu tabloya bakıldığında en güçsüz taraf solcular oluyor. Dolayısıyla Lula bu guruplar dışında hareket etmesi durumunda çok zorlayacaklar. Bu durum, Demokles’in kılıcı gibi Lula’nın her attığı adımı üzerinde sallanacaktır. Lula bu koalisyonlara mecburdur ve bu çerçevede de hareket edecektir.

Lula’nın elinde de kullanabileceği bir tek silah var. O da şu; “Ben olmasam toplum Şili’de, Kolombiya’da ve Ekvator’da olduğu gibi ayaklanır ve çatışmalar çıkar” argümanıdır. Güçlü bir argümandır. Lula bunu bütün kesimlere karşı bir koz olarak kullanacaktır. Bu her iki denge, pazarlıklar sonucu ortak bir anlaşma yolu bulacaktır.

Peki, Lula'nın seçilmesinin hem Brezilya hem de bölgesel önemi nedir?

Dünyada genelde iktidardaki liderler popülist liderlerdir. Liderler ya da partiler artık ister sağ adına olsun ister sol adına olsun popülist politikalar ile iktidara gelirler. Popülist politikalar ile iktidara gelmeyenlerden örnek verecek olursak Uruguay eski devlet başkanı Pepe Mujica diyebiliriz. Kıtada devlet başkanlığı düzeyinde entelektüel, genel kültürü ve tahlil gücü olan bir liderdi ama iktidarı döneminde entelektüel birikimi, genel kültürü ve tahlil gücü pratik olarak Uruguay toplumuna ya da kıtadaki toplumlara yansımadı. Bu entelektüel birikimler ve genel kültürleri devlet sistemiyle bütünleşmiyor ya da bütünleşemiyor. Bu Lula için de geçerli.

Mesela Brezilya, Almanya’nın ya da Fransa’nın Avrupa için oynadığı lokomotif rolünü oynayabilme kapasitesine sahiptir ama uluslararası dengeler ya da güçler buna izin vermezler. Tabii bir de bugüne kadar ne Brezilya’da ne de kıtanın diğer ülkelerinde bu perspektife sahip bir lider ya da bir entelektüel güç ortaya çıkmadı.

Şu anda kıta düzeyinde Gustavo Petro (Kolombiya devlet başkanı) genel entelektüel ve genel kültür düzeyi güçlü bir lider konumunda, bunu ne kadar topluma yansıtır ya da devlet sistemine yansıtır göreceğiz. Kıta düzeyinde ekolojiye yönelik iyi önerileri var beklenti de Lula’nın Gustavo Petro’yu bu konuda desteklemesi yönünde. Öte yandan bugüne kadar kıta düzeyindeki sol liderler Gustavo Petro’nun bu önerilerine sesiz kaldı.

Lula iki dönem başkanlık yapmış bir lider ve bir dönem de Dilma Rousseff’in hükümeti üzerinde etkili oldu. Lula’nın hükümet olduğu dönemlerde de kıta üzerinde fazla etkisi olmamıştı yani kıta düzeyinde solculuk adı dışında pratik olarak ülkesine nasıl bir iyileştirme getirdiği konusunda kimse bir şey bilmiyor ve tartışmıyor.

Lula bunu “başardı” diyebileceğimiz bir pratik yok ortada. Salt solcu olması üzerinden yorumlanıyor bunu da daha çok Ortadoğu ve Avrupa solculuğu yağıyor. Onlar için nasıl bir iktidar yürüttüğü hiç önemli değil, önemli olan senin solculuğu teorik olarak ağzından düşürmemen. T.C.’nin Erdoğan’ın dini ağzında düşürmediği gibi.

Bolsonaro taraftarları seçim sonuçlarını kabul etmeyen gösteriler yaptı. Önümüzdeki süreçte sonuçlara dair iç çatışma ihtimali ya da böylesi eylemlerin devamı olabilir mi?

Suçlu suçunu itiraf etmemek için ya da karşı tarafın onu suçlu göstermemesi ve yargılamaması için karşı atağa geçer. Bunu Erdoğan hükümeti boyunca yaşadık ve yaşıyoruz. Bolsonaro da onu yapıyor. Bir diğer örnek olarak da Trump’ı verebiliriz. Yargılanacaklarını biliyorlar ama sanki suçlu karşı tarafmış gibi saldırıyorlar. Bu birinci neden

İkinci neden ise Bolsonaro hiç kimsenin tahmin etmediği kadar fazla oy aldı. Bu oyları, Lula hükümetini hem kendisine karşı olası yargılamaları pazarlık konusu yapmak için kullanıyor hem de Lula’ya “seni her an düşürebilirim” tehdidi savuruyor. Zaten parlamento, senato ve valiliklerde sağ muhalefet çoğunlukta kısacası Lula’nın eli mahkûm.

Bolsonaro yanlılarının eylemleri sık sık olacaktır bu eylemleri yalnız Bolsonaro organize etmiyor bütün sağ kesimler, hatta Lula’ya destek sunan askeri ve sermayedar kesimler de destekliyor ya da göz yumuyorlar. Kısacası Lula üzerinden bir nevi baskı ve kontrol mekanizmasıdır. Aslında bu durum sol olarak nitelendirilen bütün hükümetlere karşı kullanılan bir yöntemdir. O açıdan sol iktidara gelmeden önce büyük havalar yaratılır ama iktidara geldikten sonra da sistemin ekonomik politikaları olduğu gibi devam eder.