Avrupalı aşırı sağcılar için kötü zamanlar

Avrupa’da muhalefette olan aşırı sağcı partilerin popülaritesi gittikçe azalıyor. Almanya’dan Fransa’ya, İtalya’dan Avusturya’ya sağcı partiler özellikle pandemi günlerinde sınıfta kaldılar.

Dünyayı sarsan koranavirüsü salgını Avrupa’da aşırı sağcı partilerin gücüne ve popülaritesine büyük darbe vurdu. Yabancı ve Müslüman karşıtlığı üzerinden siyaset yapan bu partilerin salgına karşı sundukları çözümlerdeki tutarsızlığın seçmen kitlelerinde büyük hayal kırıklığı yarattığına dikkat çekiliyor.

Diğer yandan Avrupa’ya yönelik mülteci akışının durdurulması, kıtanın sınırlarının sıkı sıkıya kapatılması üzerinden seçmenlerden oy toplama çalışan aşırı sağcı partiler, salgınla mücadelede ortaya çıkan “de facto” durum nedeniyle öne sürdükleri söylemlerin de hiçbir önemi kalmıyor. Üstelik bu partiler hem hükümetlerin aldığı tedbirleri yetersiz buluyorlar hem de maske zorunluluğu gibi önlemlere de karşı çıkıyorlar.

Salgınla mücadelede tutarsız söylemleriyle dikkat çeken aşırı sağcı partilerin başında Almanya İçin Alternatif (AfD) geliyor. 2017’de yüzde 12’lik bir oy oranıyla Federal Meclis’e giren ve Hıristiyan demokratlar ile sosyal demokratların koalisyon hükümeti kurmalarıyla ana muhalefet partisi olan AfD’nin yöneticiler ile eyalet teşkilatları arasında yaşanan ciddi görüş farlılıkları dikkat çekiyor.

AŞIRI SAĞCILARDAN TUTARSIZ AÇIKLAMALAR

AfD’nin başındaki bazı isimler, Merkel hükümetini yeterli tedbir almamakla deyim yerindeyse topa tutarken, bazıları da salgın için “dünyanın en büyük komplo teorisi” deyimini kullanıyorlar. Hatta Bavyera Eyaleti Teşkilatı Başkanı Yardımcısı Hansjörg Müller “Berlin’deki gösteride en önde olmalıyız” çıkışını yapmıştı. Geçtiğimiz hafta başkent Berlin’de aşırı sağcılar, aşı karşıtları ve komplo teorilerine inanlar kitlesel bir gösteri düzenlemişti.

Alman haber ajansı DPA, AfD’de birbiriyle çelişen açıklamaların seçmen kitlesi üzerinde ciddi etkiler yarattığı ve partinin gittikçe popülaritesini kaybettiğini bildirdi. Benzer bir durum Avusturya’da da yaşanıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında “Korona saçmalığı” adıyla bir kampanya başlatan ülkenin aşırı sağcı partisi Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ)’nin salgın krizinde sınıfta kaldığı belirtiliyor.

Avusturya’da yapılan son araştırma kamuoyuna göre Başbakan Sebastian Kurz ile Yeşiller’den Sağlık Bakanı Rudolf Anschober ise her gün basının karşısına çıkmalarından dolayı popülariteleri artırmış durumda. Geçtiğimiz yıl yüzde 16 alarak ülkenin üçüncü partisi olan FPÖ’nin hali hazırda ciddi şekilde oy kaybı yaşadığına dikkat çekildi.

SALVİNİ’NİN BİR NUMARASI KALDI!

İtalya’da ise ülkenin önde gelen gazetelerinden “La Repubblica” aşırı sağcı lider Matteo Salvini için “Acılı yaz” manşetini açtı. Daha önce içişleri bakanlığı koltuğundayken yaptığı mülteci karşıtlığı siyaseti ve ülkenin sınırlarını mülteci gemilerine kapatmasıyla gündeme gelen Salvini’nin de söylem üretmemesi yüzünden ciddi bir oy kaybıyla karşıya olduğu belirtiliyor. Anketlere göre en son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 35 oy alan Salvini’nin partisi Lega’nın hali hazırdaki oy oranın yüzde 25’i geçmiyor.

Fransa’da ise siyasette söylem bulmakta zorlanan Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Cephe (FN) ise sadece Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’nun öncülüğünde AB zirvesinde kararlaştırılan yardım paketinin iptali üzerinden açıklamalar yapıyor. 2022 yılında yapılacak cumhurbaşkanı seçimleri için adaylığını açıklayan Le Pen’in partisi geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen belediye seçimlerinde oy kaybetmişti. Salgının hala Fransa’da etkilisi olması ve buna karşın Macron yönetimine duyulan memnuniyetin Le Pen’in oylarındaki kaybı daha da arttırdığı ifade ediliyor.