İranlı yetkiliden itiraf: Halk ayaklanırsa bizi denize döker !

İranlı üst düzey yetkililerden Cevadi Amoli, ülkede artan toplumsal sorunlar ve tepkilere dikkat çekerek, “İnsanlar ayaklanmaya karar verirlerse hepimizi denize döker” dedi.

Çalışma Bakanı Ali Rabeyi ile bir görüşme yapan rejimin etkili isimlerinden Cevadi Amoli, “Bilmemiz gerekir ki, mevcut sorunlar göz önüne alındığında, eğer insanlar ayaklanmaya karar verirse, hepimizi denize döker. Sonuç olarak, çok dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.

Muhalif kaynaklara göre Amoli şunları ekledi: “Kuşkusuz, çok sayıda insan ülkeden kaçtı veya nereye kaçmak istediklerine şimdiden karar verdiler. Ama bizim kurtulabilmek için gidecek herhangi bir yerimiz yok. Bu adaletsizlikler ve bazı yetkililerdeki beceriksizlik hoşgörülemez. Su ve toprak gibi bu kadar kaynağımız olmasına rağmen neden bu kadar çok insan aç?”

Amoli, “Bir omurgası kırık bir ulusun hoşgörüsü mü, dayanıklılığını mu umut ediyorsunuz? Tekerlekli sandalyedeki bir halkın direnme kapasitesi yoktur” diye konuştu.

İslami lügate göre, yoksul bir bireyin varlığı, omurgası kırık bir ulus anlamına geliyor.

Son haftalarda Dini Lider Ali Hameney ile yakın ilişkideki bir çok yetkilinin bu tür açıklamalarda bulunması, artan tepkiler karşısında Tahran rejiminin derin endişelerine işaret ettiği belirtiliyor. İran’da ekonomik kriz, su krizi ve baskıcı politikaların yol açtığı toplumsal tepkilerin, her an bir patlamaya dönüşebileceği ifade ediliyor.

Son haftalarda başta Doğu Kürdistan’da olmak üzere çok sayıda eyalette protesto eylemleri var. İşçiler ücretlerini alamadıkları için, işten atıldıkları için ya da genel anlamda kötü yaşam koşullarından dolayı grev ve eylemlerde bulunuyor. Rojhılat’ta esnaf ve yük taşıyıcıları, sınır ticaretinin yasaklanmasına karşı haftalardır grevde. Kırsaldaki yaşam imkanlarını giderek zorlaşması nedeniyle kentler ve varoşların nüfusu şişiyor, bu da beraberinde daha derin bir yoksulluğu taşıyor.

Kuraklık ve su krizi de temel sorunlardan biri olarak giderek derinleşiyor. Kuraklık ve su sıkıntısı İran’ın genelini etkiliyor. Bu ekolojik felaketin temel olarak su kaynaklarının kötü idaresinden kaynaklandığı belirtiliyor. Çevre koşulları dikkate alınmadan, zenginleşmek için çok sayıda baraj inşa etti. Irmakla ve göller kururken, hükümet ciddi bir tedbir geliştirmedi.

Askeri amaçlı projeler ve tarım sanayisinin ihtiyaçları için su, hoyrat bir şekilde kullanıldı. Sadece akarsular ve göller değil, bataklıklar da kurudu. Enerji Bakanı kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, 334 kent ve toplam 35 milyon kişinin su krizinden etkilendiğini söyledi.