Saat 13.00 sularında Norra Bantorget Meydanı'nda bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, açlık grevinde yaşamını yitirenler ve devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşundan sonra “Şehit namırın” sloganını attı.
PLATFORM: LEYLA'NIN TALEBİ TALEBİMİZDİR
“Leyla Güven ve açlık grevcileriyle dayanışma platformu” adına konuşan Sanatçı Monica Lilja, Erdoğan'ın iktidarını korumak için daha fazla şiddete başvurduğunu, Kürt halkına saldırdığını ve tek parti ve dinin egemen olduğu bir sistem kurmaya çalıştığını söyledi.
Leyla Güven'in 7 Kasım 2018 günü başlattığı açlık grevinin 7 bin kişinin katılımıyla kitleselleştiğine ve 8 kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Lilja, Türk devletinin Öcalan'ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine izin vermemesinin insan hakları ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunun altını çizdi.
Lilja, PKK'nin demokrasi, insan hakları ve eşitlik için mücadele eden bir parti olduğunu ve YPG/YPJ'nin DAİŞ çetelerini yenilgiye uğrattığını belirtikten sonra İsveç Hükümeti'den Öcalan'a uygulanan tecritin kaldırılması için harekete geçmesini istedi.
“Leyla'nın talebi talebimizdir” diyerek konuşmasını sonlandıran Lilja'nın talebi gösteriler tarafından alkış ve sloganlarla karşılık buldu.
KNK: DIŞ DÜNYA SUSKUNLUĞUNU BOZMALI
KNK adına konuşan Ahmet Karamuş, Leyla Güven'in demokrasi ve insan haklarının sembolü olduğunu ve tek talebinin Kürt Halk Önderi Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması olduğunu söyledi.
Öcalan'ın 20 yıldır İmralı'da izole edildiğini hatırlatan Karamuş, binlerce tutsağın tecritin kaldırılması talebiyle açlık grevlerinde olduklarını belirttikten sonra dış dünyanın Türkiye'nin gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine karşı çıkması gerektiğini şu ifadelerle dile getirdi:
“Suskunluğu bozun. İkiyüzlülüğü bırakın. Erdoğan ve Türk devletine yaptırım uygulayın. Demokratik güçler bunu sizden istiyor. Suskunluğu kırana kadar mücadelede kararlıyız. Birleşmiş Milletler ve İskandinavya hükümetleri suskunluğu bozmalı.”
SOL PARTİ: SUSKUNLUK ÖLDÜRÜYOR
Sol Parti adına konuşan Milletvekili Daniel Riazat, kendisini feminist olarak tanımlayan İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün Leyla Güven'in tecritin kaldırılması için sürdürdüğü eyleme sahip çıkması gerektiğini söyledi.
Ancak İsveç ve Avrupa ülkelerinin açlık grevleri karşısında sessiz kaldıklarına dikkat çeken Riazat, “Suskunluk öldürüyor” diyerek açlık grevcilerini desteklemeyen ülkeleri eleştirdi.
Medyanın açlık grevlerini görmezden gelmesini de kınayan Riazat, İsveç parlamentosundaki tüm siyasi partiler ve dünya kamuoyuna açlık grevcileriyle dayanışmaları çağrısı yaptı.
BARIŞ KONSEYİ: AÇLIK GREVCİLERİNİN TALEPLERİNİN ARKASINDAYIZ
İsveç Barış Konseyi İkinci Başkanı Kemal Görgü, örgütlerinin her zaman Kürt halkının barış ve özgürlük için verdiği mücadelesiyle dayanışma içinde olduğunu söyledi.
“Öcalan'ın ideolojisi Ortadoğu ve dünyadaki ezilen halklar için bir ışıktır. Bu ışığı biz burada ileriye doğru taşımak zorundayız” diyen Görgü, dış dünyanın Öcalan'a yönelik tecritin kaldırılması için sürdürülen açlık grevlerini görmezden gelmesini eleştirdi.
Görgü, açlık grevcilerini tecriti kaldırma taleplerinin arkasında olduklarına vurgu yaptı.
Ellerinde tecridin kaldırılmasını talep eden pankartlar, Kürt Halk Önderi Öcalan ve yaşamlarını yitiren açlık grevcilerinin resimlerini taşıyan eylemciler, Norra Bantorget Meydanı'ndan il merkezine doğru yürüdü.
Yol boyunca tecriti ve dış dünyanın sessizliğini kınayan konuşmaların yapıldığı yürüyüş süresince “Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a barış”, “Biji Serok Apo”, “Be Serok jiyan nabê” , “Faşist Erdoğan, iki yüzlü AB”, “Öcalan halktır, halk biziz” sloganları atıldı.