Montpellier’de yürüyüş: Saldırılara karşı birlikte hareket etme sürecidir

Kobanê’nin özgürleştirilmesinin 10. yılı vesilesiyle düzenlenen yürüyüşte, Türk devleti ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye yönelik saldırılarına karşı birlikte hareket etme çağrısı yapıldı.

Kobanê’nin DAİŞ karanlığından kurtuluşunun 10. yılı vesilesiyle Fransa’nın Montpellier kentinde Kürt dostu Fransızlar ve Montpellier Demokratik Kürt Toplum Merkezi öncülüğünde yürüyüş gerçekleştirildi.

La Péyro Parkı’nda bir araya gelen kitle en işlek meydan olan Comedy meydanına kadar “Bijî Serok Apo” ve “Jin Jiyan Azadî” sloganları atarak yürüdü.

Yürüyüşte, üzerinde Önder Apo’nun fotoğraflarının bulunduğu flamaların yanı sıra PKK bayrakları taşındı.

Meydan’da Kürdistan Özgürlük Şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Montpellier Belediye Meclisi üyelerinin de yer aldığı eylemde Montpellier Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı açıklama yaptı.

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye, özellikle de Tişrîn Barajı’nda nöbet tutan sivillere yönelik saldırıların ve gerçekleştirdiği katliamların kınandığı açıklamada, “Süreç saldırılara karşı birlikte hareket etme sürecidir" denildi.

Fransız Kürt dostları adına da bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “YPG güçleri, bundan tam 10 yıl önce Suriye'nin Kobanê kentini dört ay süren şiddetli çatışmaların ardından DAİŞ’ten geri almıştı. Bu zafer, bölgede benzersiz bir deneyim. Rojava'da demokratik, feminist, ekolojik ve çok kültürlü özerk bir hükümet olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kurulmasının önünü açtı. O dönemde Kürtler, Ortadoğu'da terörle mücadelede müttefikimizdi. Bugün Rojava tehlikede. Türkiye, bu durumdan yararlanarak cihatçı paralı askerlerinin yardımıyla Kürt topraklarını işgal etmeye çalışıyor. Türk devleti yıllardır Rojava'yı bombalıyor, özellikle sivil altyapıyı (hastaneler, okullar, buğday stokları vb.) hedef alıyor. Son olarak Kobanê'ye 50 km uzaklıktaki Tişrîn Barajı’na sistematik saldırı düzenleyerek, Fırat'ın bu kesiminde yaşayan nüfus ve ekosistemler için büyük riskler oluşturdu. Erdoğan'ın Türkiye'sinin aktif suç ortağı Avrupa Birliği, uluslararası toplum ise buna göz yumuyor. ABD ve NATO, eski müttefiklerini terk etmiş olsa da Kürtler, bölgedeki terör örgütlerine karşı mücadeleyi sürdürüyor. Avrupa Birliği ise göç konusunda Türk devletinin şantajlarına boyun eğmeyi tercih ederek sessizliğini koruyor."

Açıklamada ayrıca, Kürtlerin ve Suriye’de yaşayan tüm azınlıkların yeni Suriye’nin bir parçası olarak tanınması, PKK’nin AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması, Önder Apo’nun yanı sıra Türkiye ve İran'daki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması çağrısı da yapıldı.