Türk devleti ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) adlı altındaki çetelerin Rojava’ya dönük saldırıları İngiltere’nin başkenti Londra ve Liverpool kentlerinde Kürdistanlılar ve dostları tarafından protesto edildi.

Kürt Halk Meclisi öncülüğünde Kürdistanlılar ve dostları Londra Downing Street’teki Başbakanlık binası önünde ‘Rojava’yı savun’ şiarı ile bir araya geldi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan flamaları ile YPG ve YPJ bayrakları taşıyan kitle, alkış, zılgıt ve sloganlarla Türk devletinin Rojava’ya yönelik saldırılarını protesto etti. 

Kürdistanlılar, sık sık, “Terörist Türkiye”, “Utanın”, “Bijî Serok Apo”, “Rojava insanlık onurudur”, “Kürtlere yönelik soykırım saldırılarına son”, “Bijî YPG”, “Bijî YPJ” sloganları attı.  Yüzlerce bildirinin dağıtıldığı eyleme çevreden de yoğun ilgi gösterildi. 

İrlandalı gazeteci Mark Campbell, konuşmasına, İngiliz polisin Kürt halkına yönelik kriminalizasyon operasyonunu kınayarak başladı. Campbell, başta Dışişleri Bakanı David Lammy ve Kürt halkını yakından tanıyan İşçi Partisi’nin bu operasyonlara karşı yeterli tepki göstermemesini de sert sözlerle eletirdi. 

Suriye’de tarihi bir dönüm noktasına tanıklık edildiğini ifade eden Campbell, “Suriye halkı gerçek bir demokratik değişim hak ediyor, ancak bizler, El-Kaide bağlantılı grupların yükselişine, bunlar arasında HTS ve Türkiye destekli cihatçı grup SMO’nun  bulunduğuna tanık oluyoruz” dedi. 

SMO’nun saldırılarını özellikle Til Rifet ve Şehba’daki Kürtlere yönelik gerçekleştirdiğine dikkat çeken Campbel, şunları söyledi: “Suriye’nin bazı bölgelerinde yaşayan Aleviler, Dürziler ve Hristiyan topluluklarının bir cihatçı yönetim altında yaşamaları mümkün değildir. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlüğü odaklı bir paradigmanın dışında, heterojen bir toplum olan Suriye’nin monolitik bir yönetimle idare edilmesi imkansızdır.”

Özellikle kadınların ve çocukların SMO çeteleri tarafından sistematik bir şekilde hedef alındığına dair korkunç  görüntülerin yansıdığına dikkat çeken Campbell, Türk devletinin eylemlerinin sadece Kürtlere değil, diğer etnik topluluklara da yönelik bir soykırıma dönüştüğünü belirtti. 

İngiliz Hükümeti’nin cihatçı çetelerle birlikte hareket eden Türk devletine yönelik tavır ve tutum içerisine girmesi gerektiğini kaydeden Campbell, faşist Türk rejimine ve onun köktendinci temsilcilerine karşı durulmasının herkesin görevi olduğunun altını çizdi. 

Mark Campbell’in konuşması sırasında sık sık İngiliz Hükümeti’ne yönelik “Utanın” sloganı atıldı. 

Ardından bir konuşma yapan Londra Kürt Halk Meclisi Eşbaşkanı İshak Milani, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı tüm dünyanın bir arada durması gerektiğini ifade ederek, “Bu eli kanlı çeteler bu faşist Türk devleti, o bölgede en barışçıl en demokratik en özgür alanlara yönelik saldırılar düzenliyor. Bu saldırılara karşı güven, özgürlük, demokrasi isteyen hiçbir kesim sessiz kalamaz. Türk faşizmi bu insanlık suçlarının altında kalacaktır ve halklar asla Rojava’yı ve devrimi yalnız bırakmayacak koruyacak büyütecek” diye kaydetti. 

Yapılan konuşmaların ardından kitle Başbakanlık binası önünde YPG ve YPJ için yazılmış şarkılar eşliğinde halaylar çekti. 

LİVERPOOL’DA MİTİNG VE YÜRÜYÜŞ

Liverpool’da da Kürdistanlılar ve dostları, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı Merkez Tren İstasyonu önünde bir araya geldi. 

Kitle, “Terörist DAİŞ’e destek veren Türk devletini durdurun” şeklinde pankartların yanı sıra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın flamaları ile YPG ve YPJ bayrakları taşıdı. Sık sık, “Bijî Berxwedana YPG”, “Bijî Serok Apo”, “Jin Jiyan Azadî” ve “Bijî Rojava” şeklinde sloganlar atan kitle, Kürdistan Özgürlük Şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. 

Eylemde bir konuşma yapan Demokratik Alevi İnisiyatifi aktivisti Mehmet Dersim, Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’nde yaşayan Kürtler ve diğer halkların Türk devletince desteklenen SMO çetelerinin saldırıları altında olduğunu hatırlattı. 

Bu bölgede, sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirilmekte olduğunu söyleyen Dersim, halklara dönük nefret söyleminin Türk devlet eliyle geliştirildiğine dikkat çekti. Dersim, bu saldırılara karşı Rojava’yı savunmanın bir insanlık görevi ve onuru olduğunu hatırlatarak, halkların Rojava için her türlü eylem ve etkinliği geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Enternasyonalist gruplar adına yapılan konuşmalarda da, Kürt özgürlük mücadelesi ve daha geniş anlamda Suriye’ye yönelik emperyalist işgale karşı mücadele, tüm emperyalizme ve militarizme karşı verilen daha geniş bir mücadelenin parçası olduğunun altı çizildi. 

Uluslararası Sosyalist Alternatif adına yapılan konuşma da ise , İngiltere’nin soykırım saldırılarında bulunan ve halklara yönelik faşizan uygulamaların öncülüğünü yürüten Türk devletine karşı yaptırımlarda bulunarak silah ihracatının durdurulmasını talep etti. 

Rojava halkıyla dayanışma içinde olduklarını ifade eden Sosyalist Alternatif, Rojava halkı ve Rojava devriminin yanında olmayı ve dayanışmayı sürdüreceklerini kaydetti. 

Yapılan konuşmaların ardından kitle alkış, zılgıt ve sloganlarla kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe yoğun ilgi gösterilirken, yürüyüş boyunca bildiriler dağıtıldı. Eylem kent merkezinde sona erdi.