KCDK-E: Doğa kırımına ve jenoside karşı ayağa kalkalım!

KCDK-E, AKP'nin Kürdistan coğrafyasına dönük katliamlarına karşı Kürt halkını her yerde ayağa kalkmaya çağırdı.

Avrupa Demokratik Kürdistan Toplum Kongresi (KCDK-E), Türk devletinin soykırımcı uygulamaları kapsamında Kürdistan'daki doğa katliamına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.

"AKP-MHP faşizminin Kürt halkına karşı yürüttüğü topyekûn savaş doğaya ve coğrafyamıza dönük jenoside dönüşmüştür" diye başlayan açıklamada, şu değerlendirmeler yapıldı:

"AKP-MHP faşizminin halkımıza karşı geliştirdiği fiziki soykırım politikalarını doğamız ve coğrafyamıza karşı da insanlık dışı bir ekolojik, inançsal ve kültürel soykırıma dönüşmüştür. Halkımıza karşı kültürel soykırım politikası uygulayanlar Kürdistan coğrafyası üzerinde ekolojik bir kırım gerçekleştiriyor. Özgürlük mücadelesi karşısında çaresizleşen Türk devleti kirli savaşını Kürdistan’ın doğasını yakarak sürdürmektedir. Arka arkaya Dersim, Lice ve bir çok yerde ormanları yakıyor, Kürdistan binlerce yıllık tarihini yerlerini sular altına gömüyor.

Doğa üzerindeki bu tahribat özelliklede Kızılbaş Alevi Kürtleri, Süryani ve diğer yerleşim merkezleri üzerinde yoğunlaştırılarak jenosid gerçekleştirilmek istenmektedir. Hem tarih, hem coğrafya, inanç ve hem de kültürel miras hedeflenmektedir.

Dersim ve diğer şehirlerimizde yakmaya başladıkları orman yangınları büyüyerek devam ediyor. İnsanlığın gözü önünde gerçekleşen bu kıyıma kayyum atanan belediye müdahale etmediği gibi, yangını söndürmek isteyen vatandaşlara da engel olunarak yangın bölgesine giriş yasaklanmaktadır.

'COĞRAFYAMIZ İNSANSIZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR'

Türk devleti eski konsepti yeniden uygulayarak Kürt halkının özgürlük yürüyüşüne engelleyebileceğini sanmaktadır. Ortadoğu’da yarattıkları DAİŞ çeteleri de doğayı ve bin yıllık tarihleri yakıp yıkıp tahrip ederek ne kadar barbar olduklarını insanlığa göstermiştir."

'SUSARSAK, ONAYLAMIŞ OLURUZ; AYAKLANALIM!'

KCDK-E, açıklamasının devamında şu çağrıları yaptı:

"Kürt halkı tüm bu vahşete, toprağımıza, suyumuza, tarihimize ve kültürümüze karşı yürütülen jenoside karşı ekolojik bir bilinçle, havasına, suyuna, ağacına, ormanına sahip çıkmalıdır. Kürdistan’daki doğa kırımına ve jenoside karşı mücadelede etmelidir.

Halkımız 12 bin yıllık Hasankeyf’i yıkan, Mezopotamya topraklarındaki tarihe ve kültüre saldıran bu DAİŞ zihniyetli barbar Türk sömürgeciliğine karşı ayağa kalkmalıdır. Yurtsever olmanın temel bir görevi Kürdistan doğasını sahip çıkmak ve doğasını korumaktır. Önder Apo bunu şöyle tanımlamaktadır: Siyasal savaş, yurtseverlik savaşı, tarihe ve toprağa sahip çıkma savaşıdır.

Yurtseverlik temelinde, Kürdistan toprağına, emeğine ve tarihine sahip çıkmak temel görevimizdir. Kürdistan doğasına ve tarihine yönelik bu katliamlara karşı kıyameti koparmalıyız.

Yaşadığımız tüm her yerde Avrupa ve dünya halklarına, ekolojik grupları ve duyarlı herkese harekete geçirmek için acilen harekete geçirerek uluslararası kamuoyu oluşturmalıyız. Kamuoyu baskısıyla bu doğa ve kültür vahşetine dur demeye çağırmalıyız.

KCDK-E olarak biz Avrupa’da yaşayan on binler doğamızın, tarihimizin, kültürümüzün ve coğrafyamızın katledilmesine karşı sessiz kalmamalı tepkimizi dile getirmeliyiz. DAİŞ zihniyetli sömürgeci Türk devletinin bu doğa tahribatını, Kültürler ve inançlar üzerindeki jenosidi teşhir etmeliyiz.

Susmak, bir şey yapmamak bu doğa katliamını onaylamak olacaktır."