Alman polisinin dün sabah saatlerinde Bielefeld Demokratik Kürt Toplum Merkezi'ne (DKTM) yönelik gerçekleştirdiği baskına tepkiler sürüyor. KCDK-E Eş Başkanlık Divanı, yaptığı yazılı açıklamada, Alman hükümetinin Kürt kurumlarına uyguladığı hukuksuz baskınlar 24 Haziran seçimleri ile hız kazandığına dikkat çekti.

Dün sabah resim ve bayrakların gerekçe yapılarak Bielefeld’e yapılan baskında bayrak, fotoğraf ve kitaplara sebepsiz bir şekilde el konulduğu belirtilen açıklamada, Bielefeld DKTM’ne yapılan baskında polislerin kapıları kırıp içeri girerek hukuksuz yönelimlerine yenisini eklediği vurgulandı.

BASKINLARDA ERDOĞAN'IN YÖNTEMLERİ KULLANILIYOR

Bilefeld‘de yapılan baskın ile daha önce Berlin, Hannover ve Heilbron derneklerine yapılan baskınlarda da Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın metotlarını ve yöntemlerini aratmayan hukuk dışı siyasi baskıların uygulandığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Almanya diktatör Erdoğan’ın talebiyle Kürt kurumları ve siyasetçilerine delil toplamak maksadıyla baskınları yaptığını söylüyor.

Alman hükümeti artık Kürt kurumlarını kriminalize etmek için hukuku ayaklar altına alarak diktatör Erdoğan’ın KHK’lerine benzeyen delil olmadan delil üreten kanunsuz yöntemi kullanmaktadır. Dernekler ve yöneticilerin evleri korsanca basılmaktadır. Bu baskınların siyasi olduğu ve Türkiye’nin talebi doğrultusunda yapıldığı çok net biçimde ortadadır. Alman hükümeti bu tutumuyla Türk devletinin baskılarını aratmaz durumu gelmiştir."

AMAÇ DAİŞ DESTEKÇİSİ AKP'NİN İNSANLIK SUÇLARINI GİZLEMEK

PKK yasağı adı altında, Kürt halkının renklerinin, bayraklarının ve kültürel değerlerinin hedef alındığı vurgulanan KCDK-E Eş Başkanlık Divanı açıklamasında, bu tutumun sosyal medya ağlarında yapılan paylaşımlara kadar uzandığı belirtildi.

Efrîn’de ve Kürdistan’da Alman panzerleri ile insanlık suçlarının işlendiği hatırlatılan açıklamada, "Bu baskılarla DAİŞ destekçisi AKP-MHP'nin Kürdistan ve Ortadoğu’daki insanlık dışı uygulamalarını gizlemek, Alman halkının DAİŞ’e karşı mücadele eden Kürdistan özgürlük hareketine olan sempatiyi engelleme uygulamalarıdır. Kürdistanlı ve demokratik kamuoyunu Alman devletinin uyguladığı bu baskılara karşı demokratik ve hukuksal mücadeleye çağırıyoruz. Başta yurtsever halkımız olmak üzere, tüm duyarlı kesimlerin Kürt toplum merkezlerine destek vererek sahiplenmeye çağırıyoruz" denildi.