Gustafsson: Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı

İsveç'te çalışma yürüten Kürdistan'la Dayanışma Komitesi ve Kürdistan'da Barış ve Özgürlük için Söderhamn İnisiyatifi, Türk devletinin HDP'ye yönelik tutuklamalarını kınadı, siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi.

Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uyguladığı mutlak tecrit ile HDP'ye yönelik baskı ve tutuklamalara tepki gösteren Kürdistan'la Dayanışma Komitesi ve Kürdistan'da Barış ve Özgürlük için Söderhamn İnisiyatifi Başkanı Benny Gustafsson, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'ye çağrıda bulundu. Gustafsson, Kürt Halk Halk Önderi Öcalan'ın serbest bırakılması ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması için girişimde bulunmasını istedi.

10 Haziran günü İsveç Başsavcısının Olof Palme cinayeti davasının kapatıldığını ve cinayette Kürtlerin bir sorumluluğu olmadığının açıklaması ardından pek çok kuruluş, İsveç'in Kürtlerden özür dilemesini ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılmasını gündeme getirmişti.

Bu taleplere İsveç'in kuzeyinde çalışma yürüten Kürdistan'la Dayanışma Komitesi ve Kürdistan'da Barış ve Özgürlük için Söderhamn İnisiyatifi aynı talepte bulundu.

TÜRKİYE FAŞİST DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU EVRİLİYOR

Konuşmasını videoya kaydeden ve sanal ağlarda paylaşan iki kuruluşun başkanlık görevini yürüten Benny Gustafsson, Türkiye'nin son on yılda giderek faşist bir diktatörlüğe doğru evrildiği değerlendirmesini yaptı.

Daha önce de Türk devletinin baskı ve saldırılarına tanıklık yaptıklarını ancak saldırıların ilk kez bu kadar açık olduğunu söyleyen Gustafsson, "Erdoğan'ın baskıları sınırlarda durmuyor. Erdoğan komşu halklara yönelik savaş ve işgalleri sürdürüyor. Osmanlı hayallerini gerçekleştirmek istediği için diplomatik çevrelerde 'Sultan' olarak adlandırılıyor. Hayaller Irak ve Suriye'nin büyük kesimleriyle Kuzey Afrika ve Libya'yı kapsıyor. Yunanistan da tehdit ediliyor” dedi.

SALDIRILAR ESAS OLARAK ROJAVA'YI HEDEFLİYOR

Gustafsson, saldırıların esas olarak demokrasiyi inşa eden ve kadınların özgürlüğünü gerçekleştiren Rojava'yı hedeflediğini belirtti. Gustafsson, Türkiye'nin Rojava'daki oluşumu ortadan kaldırmak için yağmacılık ve tecavüz suçlarını işleyen El Nusra ve DAİŞ gibi aşırı İslamcı örgütleri desteklediğine dikkat çekti.

Kürtler başta olmak üzere etnik azınlıkların Türkiye'de ağır baskı altında tutulduklarını hatırlatan Gustafsson, Türkiye'de geçtiğimiz Cuma günü aralarında milletvekilleri ve belediye başkanlarının da bulunduğu HDP'lilerin gözaltına alındığını kaydetti.

'PKK VE ÖCALAN DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN ÖNDERLİĞİNİ YAPIYOR'

Gustafsson, Türkiye'de gazeteciler, aydınlar ve muhaliflerin sürekli olarak tutuklandıkları ve ağır hapis cezalarına çarptırıldıklarını hatırlattıktan sonra şunları kaydetti:

"PKK ve Öcalan demokrasi mücadelesinin önderliğini yapıyor. 2013-2015 yılları arasında Türk devleti ve PKK arasında Öcalan'ın bir dönem önderlik yaptığı ateşkes, demokratik tartışmalar, çoğulcu ve hoşgörülü sosyo-politik siyasi bir atmosferin önünü açtı. Türkiye'nin böylesi bir şeye ihtiyacı var ve biz uluslararası toplum, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve CPT'nin Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve 2015 yılında kesintiye uğrayan barış görüşmelerinin yeniden başlatılması için seslerini yükseltmesini istiyoruz. Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı.”

"Türkiye etnik temizlik, ırkçılık ve cinsiyetçi politikalarıyla İslamcı ve milliyetçi faşizmi kuruyor. Türkiye insan haklarını ihlal ediyor” diyen Gustafsson, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'den Erdoğan'ın politikalarına karşı çıkması, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması ve PKK'nin legalize edilmesi için girişimde bulunması çağrısında bulundu.