Federal Meclisteki Kürt konferansında Almanya’ya eleştiri

Federal Alman Meclisi’nde Kürt ve Alman temsilciler, konferans düzenledi. Sol Parti yetkilisi Stefan Liebich, Almanya’nın yaklaşımına sert eleştiriler yönelterek, PKK yasağının kaldırılmasını istedi.

Alman Federal Meclisi bugün Sol Parti ve Rosa Lüksemburg Vakfı’nın organizesiyle “Ortadoğu’da Kürt sorununun çözümünde güncel fırsatlar ve perspektifler” isimli bir konferansa ev sahipliği yaptı. Meclisin “Marie-Elisabeth-Lüders-Haus” binasında gerçekleşen konferans, Kürt parti ve güçlerin temsilcilerinin yanı sıra Alman siyasetçileri ile uzmanları buluşturdu. Sol Parti Milletvekili Helin Evrim Sommer’in inisiyatifiyle gerçekleşen konferansta gün boyca sunumlar ve oturumlar düzenleniyor.

Konferans Parlamenter Sommer’in açılış konuşmasıyla start aldı. Katılımcıları ve izleyicileri selamlayan Sommer, Kürt sorununun tarihi bir geçmişi olduğuna dikkat çekerek, 1. Dünya Savaşı sonrası bölgede yaşanan gelişmeleri özetledi. Kürdistan’da sömürgeci güçlerin soykırımı ve asimilasyon politikalarını anlatan Sommer, “Konferansamızda Türkiye, Suriye ve Irak’tan gelen katılımcılarla tarihi bir perspektifle sorunun nasıl çözülmesi konusunda sunumlar ile tartışmalara yer vereceğiz” diye konuştu.

SOYKIRIMLAR ANLATILDI

Konferansın organizatörlerinden Rosa Lüksemburg Vakfı’ndan Gabriele Kickut ise böyle bir buluşmaya öncülük yaptıklarından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi. Kickut, uzun bir süredir böyle bir konferans hazırlıklar yaptıklarını belirterek, verimli bir çalışma umduklarını ifade etti. Daha sonra Mahatma Gandhi’nin torunu barış aktivisti Ela Gandhi ve insan hakları savunucusu Eren Keskin’in konferansa gönderdikleri destek mesajlar izleyicilere dinletildi.

Konferansın ilk sunumu Tarihçi İsmail Küpeli tarafından “Ortadoğu’daki Kürt sorununun nedenleri ve arka planı” başlığıyla düzenlendi. Küpeli, 1. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’daki gelişmeleri, Kürdistan’ın parçalanmışlığını ve yaşanan soykırımları anlattı.

ALMANYA’NIN YAKLAŞIMI ANLATILDI

Daha sonra Gazeteci Hannes Heine’nin moderlatörlüğünde “Alman politikası ve Kürt sorunu” başlıkıyla bir oturum gerçekleşti. Oturumda Federal Meclisi Başkenvekili Cladia Roth, Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nu Başkanvekili Dr. Daniela de Ridder ve Sol Parti Dışilişkiler Sözcüsü Stefan Liebich’in konuşmacı olarak katıldı.

Yeşiller Partisi üyesi Roth, bölgedeki devletlerin artık Kürtlerin demokratik, siyasi ve kültürel haklarının tanınması gerektiğini belirterek, Türk yapıladevletinin inkarcı siyasetine dikkat çekti. 1988’deki Halepçe katliamından bu yana Kürt realitesinin tanınması ve haklarını elde etmesi için Kürtlerin yanında olduğunu ifade eden Roth, 90’lı yıllarda Kürdistan’a yaptığı gezileri anlattı.
Danielle Mitterrand “Unutmak ölümdür, Kürtleri unutmayın” sözünü hatırlatan Roth, Kürt sorununun çözümü için Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediklerine dikkat çekti. Almanya’nın net bir Kürt siyasetinin olmadığını ima eden Roth “Türkiye’nin Ankara adaylık süreci bize büyük bir umut verdi, ancak daha sonra bu süreç kesildi” diye konuştu. Berlin yönetiminin öncülüğünde Türkiye ile yapılan AB Mülteciler Anlaşması’na da değinen Roth Almanya’nın suskunluk için para ödediğini dile getirdi.

Güney Kürdistan’daki gelişmelere de değinen Roth, Irak’ın güçlü bir federal yapısı içerisinde Federal Kürdistan Bölgesi’nde demokrasinin güçlenmesini gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Kürtlere silah göndermek yetmez, zaten biz parti olarak silah gönderilmesine karşıyız, oradaki demokratik yapılarına da destek verilmeli.”

Türk devletinin Suriye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Roth, “Türkiye’ye hiçbir şekilde silah verilmemeli” çağrısını yaptı.
Roth’un ardından Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nu Başkanvekili Dr. Daniela de Ridder’e federal hükümetin Türk devletiyle çelişkili ilişkisi soruldu. Merkel hükümetinin ortağı Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) üyesi Ridder, öğrencilik yıllarından bu yana Almanya’da yaşayan Kürtlerle ilişkilerinin olduğunu hatırlattı.

SPD’Lİ RİDDER YPG SORUSUNA YANIT VEREMEDİ

Erdoğan rejiminin Kürtlere yönelik saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirten Ridder, Alman dış siyasetinin Fransa ve diğer ülkelerden farklı olarak başka bir pozisyon aldığını savundu. Sorunların çözümü için parlamenterler arası diyaloğu savunan Ridder’e göre Alman dış siyaseti son dönemlerde değişti ve Almanya dünyadaki sorunlara daha fazla duyarlı olmaya başladı.
Moderatör Heine’nin “Neden YPG bayrağını yasaklayan tek batılı ülkeyiz?” sorusuna ise SPD’li Ridder yanıt vermekten kaçınarak, “Hükümet olarak Ekim’den bu yana Türkiye ile silah satışını durdurduk” şeklinde Merkel hükümetinin tavrını savundu.

LİEBİCH: PKK YASAĞI KALKMALI

Sol Parti Dışilişkiler Sözcüsü Stefan Liebich ise sorunun çözümü PKK yasağının kalkması, ve Kürt hareketinin sembollerinin serbest olması gerektiğini belirtti. Liebich, DAİŞ’e karşı mücadelenin sadece Kürtlerin bir sorunu olmadığını, bütün dünyanın meselesi olduğunu ifade etti.

Sol Partili Liebich Alman devletinin sadece Türk devletini değil aynı zamanda daha önceki yıllarda Suriye ve Irak rejimlerini de desteklediğini, Kürtlerin bu ülkelerdeki mücadelesine sessiz kaldığını hatırlattı. Almanya rahatlıkla Kürt sorununun çözümüne öncülük edebilir” diyen Liebich Angela Merkel’in başbakanlığındaki hükümetin çelişkili siyasetine sert eleştiriler yöneltti.

Sadece şimdiki Merkel hükümetinin değil, daha önce de Yeşiller-Sosyal Demokratlar hükümetinin de Türk devletine silah destek verdiğini hatırlatan Liebich, “Bütün partiler Efrîn’deki Türk devletinin işgali için ‘uluslararası hukukun ihlali’ dedi, ama Merkel hükümeti ortak bir tavır sergileyemedi. Maas Ankara’da Çavuşoğlu’yla biraraya geldi ve ‘Türk devletinin operasyonu uzun sürmeyecek’ iddiasında bulundu, ancak bu işgal ikinci yıla girdi” diye konuştu. Liebich Erdoğan’ın şantajlarına son verilmesi için de Mülteci Anlaşması’nın derhal iptal edilmesini istedi.