Danimarka'da casusluk soruşturması

Berlingske gazetesi, Danimarka'da Türk devleti adına yapılan 11 casusluk soruşturmasının sürdüğünü açıkladı.

Türkiye'nin Danimarka'da rejim muhaliflerini fişleme çalışmaları sürdürdüğü, 2016 yılında gerçekleşen darbe girişiminden sonra sık sık medyanın gündemine gelmişti.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan dönemin Adalet Bakanı Sören Pape Paulsen, 2018 yılının mart ayında, aralarında Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Lars Aslan Rasmussen, Sosyalist Halk Partisi eski Milletvekili Özlem Çekiç ve Diyalog Başkanı Mustafa Gezen'in de aralarında bulunduğu muhalifleri Türkiye'ye ihbar eden 3 kişi hakkında 'hafif casusluk' suçundan dava açıldığını açıklamıştı.
Aradan 2 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen yargılanmanın sonuçlanmaması, kamuoyuna bilgi verilmemesi ve Türkiye seyahatleri sırasında bazı Danimarka vatandaşlarının gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları hükümete yönelik eleştirilere neden olmuştu.

BİRLİK LİSTESİ, BAKANLARDAN AÇIKLAMA İSTEDİ

Birlik Listesi Milletvekili Soren Sodergaard, Aralık ayı içinde verdiği bir önergeyle konuyu gündeme getirmiş, Türkiye'nin Danimarka'da sürdürdüğü casusluk çalışmalarına karşı Adalet Bakanı ve Dışişleri Bakanı'ndan açıklama istemişti.
Danimarka, NATO müttefiki Türkiye'nin ülkesinde sürdürdüğü casusluk çalışmalarını halktan gizlemek için özel bir çaba gösteriyor. Bu nedenle her iki bakanın katıldığı toplantının bir bölümü basına kapalı olarak yapıldı.

HEKKERUP: TÜRK DEVLETİNE İHBAR KABUL EDİLEMEZ

Kamuya açık toplantıda Türkiye'ye casusluk suçlamasıyla savcı, polis ve Danimarka İstihbarat Teşkilatı'nın (PET) 11 soruşturma yürüttüğünü ve hükümetin yürütülen casusluk çalışmalarını ciddiye aldığını öne sürdü.
Kararı verme yetkisinin mahkemelerde olduğunu söyleyen Hekkerup, ”Danimarka herkesin görüşlerini açıkladığı açık ve özgür bir toplum. Görüş ayrılıklarını tartışabildiğimiz onurlu bir geleneğimiz var. Doğal olarak Danimarka'da tüm vatandaşlar başka ülkelerin gizli servislerine bildirilme korkusu olmadan düşüncelerini açıklayabilmeli. Bundan dolayı Danimarka'da bazı insanların ülkemizde yaşayan başka insanları Türk devletine yardım için ihbar etmesi kabul edilemez” dedi.

KOFOD: FİŞLEMEK YASA DIŞI

Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, hükümetinin Türk devletinin yürüttüğü casusluk faaliyetlerine şu ifadelerle tepki gösterdi:
"Vatandaşların siyasi görüşlerini hakkında bilgi toplamak ve fişlemek Danimarka'da yasa dışıdır. Ve Danimarka'da Danimarka yasalarına uyulmalı. Biz, Danimarka'da yaşayan vatandaşlarının takip ve tehdit edilmelerini kabul edemeyiz.”

SONDERGAARD: SOMUT ÖNLEMLER ALINMALI

Arbejdaren gazetesine konu hakkında açıklamalar yapan Soren Sodergaard, Adalet ve Dışişleri bakanlarının Türkiye'nin casusluk çalışmaları ve SETA raporuna tavır almalarından memnuniyet duyduğunu ancak fişlemelerin ve tutuklamaların son bulması için somut önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Danimarka'nın Türkiye'ye yaptığı eleştirilerden istenen sonucun alınıp alınamadığının, Türkiye'de tutuklanan Danimarka vatandaşlarının sayılarında bir artış olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtti.
Facebook hesabından yasal bir açıklama yapan Danimarka vatandaşlarından bazılarının 1 yıl Türkiye cezaevlerinde tutuklu kaldıklarını söyleyen Sönderggard, hükümetin oluşturacağı bir çalışma grubunun konuyu derinlemesine ele alması, ihbarcılığın yasa dışı olduğu  uyarısında bulunması ve bunu yapanları polise bildirmesi gerektiğini belirtti.

SETA, 100'Ü AŞKIN KİŞİYİ HEDEF GÖSTERMİŞTİ

Türk devletinin ihbarcıları ve büyükelçilik aracılığıyla sürdürdüğü casusluk çalışmaları sonucu elde ettiği ve gerçekleri yansıtmayan bilgiler, AKP'nin yan kuruluşu SETA tarafından 'Avrupa'da PKK yapılanması' adıyla raporlaştırılmıştı.
666 sayfalık raporun 60 sayfası Danimarka'ya ayrılmış, aralarında parti liderleri, milletvekilleri, sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin de bulunduğu 100'ü aşkın dernek ve kişi hedef gösterilmişti.
Danimarka vatandaşlarının fişlenmelerine toplumun her kesiminden tepkiler yükselmiş, Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu arayarak casusluk çalışmalarının durdurulmasını istemiş, Türk Büyükelçi de Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı.
Tepkiler sonucu SETA, rapora adı geçenlerin 35'inin isimlerini silmek zorunda kalmıştı.
Danimarka'da yasalar, göçmen ve sığınmacılar hakkında bilgi toplanması ve bu bilgilerin başka ülkelere iletilmesini kriminalize ediyor. Fişleme ve casusluk çalışmaları yürütenler, Ceza Yasasının 108. maddesine göre 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor.