Kakabaveh: Uluslararası kuruluşlara daha fazla baskı yapılmalı

İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için CPT ve Avrupa Birliği başta olmak uluslararası kuruluşlara daha fazla baskı yapılması gerektiğini söyledi.

İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Türk devletinin kendi yasaları ve uluslararası sözleşmeleri çiğneyerek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tecrit uyguladığını belirterek ”Eğer Türkiye dünyada iyi anılmak istiyorsa her şeyden önce Öcalan ve siyasi tutsakların haklarına ve temel insan haklarına saygı gösterilmeli” dedi.

Kakabaveh'le Öcalan'a yönelik tecridi, açlık grevlerini ve Avrupa Birliği ve İsveç'in Türkiye'ye yönelik politikalarını konuştuk.

Türkiye'de tutsakların seslerini duyurabilmek için açlık grevini bir mücadele yöntemi olarak kullanmak zorunda kaldıklarını söyleyen Kakabeveh, ”Ben buna rağmen Leyla Güven ve diğer açlık grevcilerinin açlık grevi nedeniyle yaşamlarının riske girmesini ve sağlıklarının kötüleşmesini istemiyorum” dedi.

Türkiye'nin tutsakların koşullarını düzenleyen uluslararası yasa ve sözleşmelere imza attığını hatırlatan Kakabaveh, ”Hem uluslararası sözleşmeler hem de Türk devletinin kendi yasaları tutuklu ve mahkumların tedavi olma, avukat ve aileleri ile görüşme haklarını güvence altına alıyor. Buna tüm siyasi tutsaklar da dahildir. Ama Güven ve cezevindeki diğer siyasi tutsakların tedavi olmaları bile engelleniyor” diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN UYGULAMALARI VAHŞİ VE ZALİMCE

Kakabaveh, Öcalan'ın ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutulduğunu hatırlattıktan sonra Türk devletinin uyguladığı ağırlaştırılmış tecride ilişkin şunları söyledi: ”2 yıldan fazla bir süredir Öcalan'ın yasal haklarını kullanması, ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi engelleniyor. Eğer Türkiye dünyada iyi anılmak istiyorsa her şeyden önce Öcalan ve siyasi tutsakların haklarına ve temel insan haklarına saygı gösterilmeli. Türkiye'nin uygulamaları vahşi ve zalimce.”

2013 yılından itibaren Türkiye'nin hızla tek adam rejimi ve diktatörlüğe evrildiğini gözlemlediğini söyleyen Kakabaveh, ”Artık Türkiye'de bağımsız yargıdan söz edemeyiz. Yargı ve devlet Erdoğan'ın denetiminde. Erdoğan, Selahattin Demirtaş ve diğer HDP'lilerin tutuklanmalarına karar verebiliyor. Bunu Türkiye'de yaşayan herkes biliyor ama halk missilleme korkusuyla sesini çıkaramıyor” şeklinde konuştu.

Kakabaveh, tarihin baskı ve zulmün olduğu her yerde, direniş ve mücadelenin olduğunu da gösterdiğini vurguladı.

TECRİDİN KALDIRILMASI İÇİN DAHA FAZLA MÜCADELE GEREKİYOR

Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Avrupa'da başlatılan açlık grevleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: ”İsveç medyası açlık grevlerini görmezden geliyor. Açlık grevlerini yazmak isteyen gazeteciler olsa bile redaksiyon bu tür haberleri yayımlamıyor. Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması için siyasi mücadele verilmesi ve PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması gerekiyor. Buradaki açlık grevi parlamentonun koridorlarında yeterince yankı bulmuyor.”

KÜRDİSTANLILAR AVRUPA'DAKİ PARLAMENTOLARI HAREKETE GEÇİRMELİ

Avrupa ülkelerinde sonuç alınabilmesi için daha etkin yöntemlere başvurulması gerektiğini söyleyen Kakabaveh önerilerini şu cümlelerle özetledi: ”Batılı ülkelerde yaşayan Kürdistanlılar, hükümetleri ve parlamentoyu etkilemek için girişimde bulunmalı. Siyasi parti temsilcilerine Türkiye'de olanları anlatmalı. Parlamentodaki partileri Türkiye'ye karşı ortak tutum almaya zorlamalı. Abdullah Öcalan uzun yıllar Kürtlerin hakları için mücadele eden bir liderdir. 20 yıldan beri cezaevinde. Önce Türk yasalarındaki hakları tanınmalı ve serbest bırakılmalı. Avrupa'da yaşayan Kürdistanlılar medyaya makaleler göndermeli. Tartışma sayfalarında konuyu gündeme getirmeli.      

Türk devletinin Öcalan'a tecrit uygulamasına son vermedikçe ve Öcalan'ı serbest bırakmadıkça Türkiye'deki savaşın daha kanlı olacağı uyarısında bulunan Kakabaveh, ”Tarih eğemenlerin bir halkı toptan katledemeyeceğini gösteriyor. Ayrıca Kürtler dünyanın her tarafında yaşıyor ve Kürdistan'daki halkla dayanışma içinde” dedi.

TECRİDİ PARLAMENTONUN GÜNDEMİNE GETİRDİM

Kakabaveh, Sol Parti'nin Türk devletinin Öcalan'a uyguladığı tecrit ve HDP'lilerin cezaevlerinde tutulmalarına karşı neler yaptığına ilişkin sorumuzu da şöyle yanıtladı: ”Bundan bir süre önce Kürdistan'ın dört parçasındaki gelişmelerin ele alınıp parlamentoda tartışılmasını talep eden önergeyi parlamentoya verdim. Gündeme getirdiğim öneriler arasında Rojava'ya maddi yardım yapılması, statüsünün tanınması, Türkiye'deki siyasi tutsakların serbest bırakılması ve yeniden barış görüşmelerine dönülmesi için İsveç'in girişimde bulunması gibi talepler var. Öcalan'a yönelik tecridi daha önce parlamento gündemine getirdim.”

AVRUPA İLİŞKİLERİNİ BOZMAK İSTEMİYOR

Öcalan'a yönelik tecride karşı İsveç hükümeti ve Avrupa'nın suskun kalmasının esas nedeninin PKK'nin terör örgütleri listesinde bulunması olduğunu ifade eden Kakabaveh, ”PKK terör örgütü listesinde yer aldığı için Batılılar Türkiye'nin Öcalan'a uyguladığı tecridi görmezden geliyor”  dedi.

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sığınmacıların Avrupa'ya ulaşmalarını engellemek için yapılan anlaşmanın Batılıların sessiz kalmalarının bir diğer nedeni daha olduğunu söyleyen Kakabaveh, ”Ayrıca Türkiye NATO üyesi. ABD ve Avrupa Birliği'nin müttefiki. Ekonomik ve siyasi ilişkileri var. Bu ilişkileri Öcalan ve Kürtler için bozmak istemiyorlar” diye belirtti.

GÜVEN İÇİN GİRİŞİMLERDE BULUNACAĞIZ

Aynı zamanda ”Ne Fahişe Ne Boyun eğen” adlı kadın örgütünün başkanlık görevini yürüten Kakabaveh, ”kadın örgütlerine ortak bir açıklama yapma önerisinde bulunacağız. Bu açıklamayı günlük gazetelerden birinde yayınlatmaya çalışacağız” dedi.

Milletvekili olarak da Türkiye'deki açlık grevlerini parlamentonun gündemine getireceğini söyleyen Kakabaveh, ”Güven halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilidir. Cezaevinde tutulması yasalara aykırı. Avrupa'da değişik ülkelerdeki meslekdaşları bu duruma tepki göstermeli” dedi.

Erdoğan ve AKP hükümetinin yerel seçimler öncesi HDP'nin yeniden kayyum atanan belediyeleri geri alınmasını engellemek için HDP'ye yönelik saldırıları yoğunlaştırdığını ve Gezi direnişini gündeme getirdiğini söyleyen Kakabaveh, ”Amaçlanan baskıyla halkı sindirmek ve korkutmak. Avrupa'dan Türkiye'ye giden Türk vatandaşları gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Türkiye polis devletine dönüştü. Tüm bunlar Türk anayasası ve yasalarına da aykırı. Türkiye Avrupa'dan hızla uzaklaşıyor ve hızla totaliter bir rejime doğru gidiyor” şeklinde konuştu.

TUTSAKLAR YALNIZ DEĞİL

Kakabaveh, başta Leyla Güven, Gültan Kışanak ve diğer HDP'li tutsakların yalnız olmadıklarını söyleyerek ”Burada onlara güçlü bir destek var. İnsanlar buradan kalkıp ziyaretlerine gidemiyor ama pek çok insan onların mücadelelerini biliyor ve direnişlerine destek veriyor. Ben kişi olarak her zaman onlarla dayanışma içinde olacağım” ifadeleriyle dayanışmanın süreceği mesajını verdi.