DAİŞ kanlı dönüşün peşinde
DAİŞ, Kuzey ve Doğu Suriye’de hücrelerle örgütlenirken, Şam’daki HTŞ yönetimi DAİŞ’in terör saldırılarına alan açtı.
DAİŞ, Kuzey ve Doğu Suriye’de hücrelerle örgütlenirken, Şam’daki HTŞ yönetimi DAİŞ’in terör saldırılarına alan açtı.
Kuzey ve Doğu Suriye’de 1 Aralık 2024 ile 1 Mayıs 2025 ayları arasında yaşanan gelişmeler, DAİŞ’in örgütsel olarak çöküşten sonra da hücre yapılanmalarıyla varlığını koruduğunu ve kimi bölgelerde yeniden güç kazanmaya çalıştığını gösteriyor. QSD Basın Merkezi, Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklı verilere göre; söz konusu dönemde gerçekleşen saldırılar, DAİŞ çetesinin sadece bölgesel değil, uluslararası güvenlik açısından da ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri’nden alınan resmi verilere göre; DAİŞ’in gerçekleştirdiği 59 saldırıda toplam 33 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi yaralandı. DAİŞ’in uyuyan hücrelerine yönelik operasyonlarda 100 DAİŞ elemanı tutuklandı, 7 hücre tamamen çökertildi. DAİŞ’in gerçekleştirdiği 59 saldırıdan 32’si doğrudan İç Güvenlik Güçleri ve QSD noktalarına yönelik olurken, 14 güvenlik görevlisi şehit düştü, 5 güvenlik görevlisi de yaralandı.
QSD’nin 8 Aralık 2024 ile 4 Mayıs 2025 tarihleri arasında DAİŞ hücrelerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlar ile DAİŞ’in gerçekleştirdiği saldırıların bilançosu ise şöyle: Toplam 25 operasyonda 46 DAİŞ elemanı tutuklandı, 2 DAİŞ elemanı öldürüldü. Bu sürede DAİŞ tarafından toplam 13 saldırı gerçekleştirildi ve 12 QSD savaşçısı şehit düştü, 6 QSD savaşçısı ise yaralandı.
SOHR’un verilerine göre ise 5 aylık sürede toplam kayıp sayısı 100 ile 150 kişi arasında değişiyor. Bunların 20 ila 30’u siviller, gerisi ise savaşçılardı. Ayrıca 50 ila 70 arasında DAİŞ elemanı öldürüldü.
EN FAZLA SALDIRI DÊRAZOR’DAN
Dêrezor: El-Busayra, Diban, El-Tayana gibi kırsal bölgelerde DAİŞ’in yerel hücreleri silahlı pusular ve bombalı saldırılarla etkili oldu.
Cizîrê (Markada, Til Hemîs, Dêşîşe): Hücrelerin saklanma ve sızma noktası olarak kullandığı bölgeler.
Reqa: Özellikle pazarlarda gerçekleşen bombalı saldırılar ve pusu eylemleri dikkat çekici.
Hesekê: Yerel yöneticilere ve güvenlik güçlerine yönelik suikastlar, DAİŞ’in hedefli saldırılarının bir göstergesi.
Hol Kampı: Kamptan kaçma girişimleri ve içerideki DAİŞ’lilerin provokatif faaliyetleri, bölgenin halen kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.
DAİŞ’E YENİDEN ALAN KAZANDIRILDI
Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ), 2025’in ilk aylarında Şam çevresinde belirli bölgeleri kontrol altına alması, sadece El-Kaide bağlantılı grupların değil, DAİŞ gibi yapılanmaların da yeniden hareketlenmesine neden oldu. Çetenin özellikle başkent Şam’da bayrak ve amblem göstermesinin artması, kamu binalarına tehdit içerikli yazılamalar yapması, yalnızca doğu Suriye’de değil, ülkenin batısında da yeniden örgütlenmeye çalıştığını ortaya koyuyor. Suriye sahil şeridinde gerçekleşen katliamların faillerinin üzerinde DAİŞ amblemli kıyafetlerin bulunması, Dürzilere yönelik saldırılarda DAİŞ bağlantılı isimlerin öne çıkması ve Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı yapıların içerisindeki bazı gruplara çok sayıda eski DAİŞ üyesinin katılması, artık sadece kırsal saldırılarla sınırlı kalmadığını gösteriyor.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE DESTEK HATLARI
Birçok bölgesel analiz ve yerel kaynak, Türkiye’nin Suriye’de komuta ettiği çetelere (özellikle SMO) sağladığı destek üzerinden DAİŞ elemanlarını yeniden sahaya sürüldüğünü belirtiyor. SMO’nun yapısına dair sızan bilgiler, birçok DAİŞ’linin isim değiştirerek bu gruplarda faaliyet gösterdiğini gösteriyor. Bu durum, Türkiye'nin sınır ötesi saldırılarının DAİŞ’le mücadele değil, aksine dolaylı bir şekilde yeniden canlandıran dinamikler yarattığının kanıtı.
QSD KOMUTANLIĞI VE ULUSLARARASI KOALİSYON
QSD Genel Komutanlığı’nın yaptığı son açıklamalarda şu dikkat çekici ifadeler yer aldı: "DAİŞ’in saldırıları artık yalnızca doğrudan savaş değil, psikolojik ve yapısal tehditler de içeriyor. Hol Kampı’nda yaşanan her güvenlik açığı, gelecekte büyük çaplı sızmaların ve kitlesel eylemlerin önünü açabilir. Koalisyon güçleriyle işbirliğimiz hayati önem taşımaktadır."
Uluslararası Koalisyon, özellikle ABD ve Fransa, DAİŞ’in “taktiksel yeniden yapılanma” sürecine girdiğini ve bu sürecin hem Hol Kampı hem de Fırat’ın doğusundaki enerji altyapıları üzerinden yürütüldüğünü vurguluyor. ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) Ocak 2025’te yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: “DAİŞ’in kalıcı olarak bertaraf edilmesi için yalnızca askeri değil, sosyo-politik çözümler de şarttır. Kamplardaki radikal unsurlar temizlenmeden uzun vadeli istikrar mümkün değildir.”
DAİŞ’İN HÜCRE TAKTİKLERİ VE YENİ HEDEFLER
DAİŞ’in açık alanlarda büyük saldırılar yerine, gizli hücreler üzerinden; örneğin yol kenarına döşenen el yapımı patlayıcılar, suikast ve pusular, petrol tankerlerine yönelik sabotajlar, güvenlik noktalarına ani baskınlar gibi yöntemlerle hareket ettiği görülüyor. Ayrıca yerel yöneticiler, sosyal hizmet merkezleri ve enerji altyapıları da saldırıların hedefleri arasında.
UYARILAR VE GÜVENLİK AÇIKLARI
Özellikle Hol Kampı gibi alanlarda uluslararası ilgisizliğin sürmesi halinde, DAİŞ’in buraları lojistik ve insan kaynağı merkezi olarak değerlendirmesi kaçınılmaz. Ayrıca Türkiye'nin Suriye içindeki askeri mevcudiyetini arttırması ve HTŞ ile olan sıcak ilişkileri, DAİŞ için yeni geçiş hatları ve güvenli bölgeler yaratıyor. QSD kaynakları, kamplardan kaçış girişimlerinin son aylarda arttığını, güvenlik duvarlarının hem içeriden hem dışarıdan zorlandığını belirtiyor. Eğer bu duruma karşı Uluslararası Koalisyon ve BM düzeyinde daha ciddi adımlar atılmazsa 2025 sonlarına doğru DAİŞ’in organize saldırılarla yeniden gündeme gelmesi mümkün görünüyor.
DAİŞ BİTMEDİ, HÜCRELER AĞINA DÖNÜŞTÜ
DAİŞ, bugün coğrafi egemenlik hedefleyen bir yapı olmaktan uzak gibi görünse de coğrafyasız cihat anlayışıyla hareket eden bir hücreler ağına dönüştü. Bu durum, onu daha tehlikeli ve tahmin edilmesi güç hale getiriyor. Özellikle Türkiye’nin desteklediği grupların içerisinde saklanan DAİŞ’liler, yeniden yapılandığını gösteren önemli işaretlerdir. Uluslararası toplum, bu tehdidi yalnızca yerel bir mesele olarak görmeyi sürdürürse DAİŞ bir kez daha geniş çaplı bir felakete yol açabilir.