İsveç Sol Parti'nin Avrupa Parlamentosu Miletvekili Malin Björk, AKP'nin tüm baskı ve saldırılarına rağmen HDP'nin yerel seçimlerden başarıyla çıkacağına inandığını söyledi.
Björk, 31 Mart günü yapılacak yerel seçimler, açlık grevleri ve Türkiye'nin Rojava'ya yönelik tehditleri hakkında ANF'ye açıklamalarda bulundu.
Seçimlerin adil ve demokratik koşullarda yapılmayacağını söyleyen Björk, ”Binlerce politikacının haspsedildiği, medyanın kapatıldığı, sivil toplumun Erdoğan tarafından baskı altına alındığı koşullarda adil bir seçimden söz edilemez” dedi.
Björk, tüm engellemelere karşın kardeş partileri HDP'nin Kürdistan'da ve CHP'nin de ülkenin batısında seçimlerden başarıyla çıkıp Erdoğan'ı zayıflatacağını umduğunu söyledi.
Avrupa Birliği'ni Türkiye'de gerçekleşen insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlallerine karşı güçlü çıkış yapmadığı için eleştiren Björk, devamında şunları kaydetti:
”Avrupa Birliği'nin Erdoğan'ın kucağına oturmasına ve sığınmacılara bekçilik yapması için 60 milyar kron ödemesine karşı çıkıyoruz. Böylelikle Avrupa Birliği Erdoğan'ı etkileme imkanını kaybediyor. Türkiye'ye baskı uygulamamız için öncelikle sığınmacılar için imzalanan sözleşmenin iptal edilmesi gerekir. Eğer Avrupa Birliği bunu yaparsa demokratik reformların gerçekleştirilmesi ve siyasi tutsakların serbest bırakılmaları için baskı yapma imkanı artar."
'TÜM PARTİLER KÜRTLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALI'
Björk, Türkiye'de gerçekleşen insan hakları ihlalleri ve Kürtlere karşı saldırılara sessiz kalan partileri de eleştirdi. Avrupa'daki tüm partilerin Kürtlerle dayanışma içinde olmaları gerektiğini söyledi.
İsveç, Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde çalışma yürüten sol partilerin Kürtlerin özgürlük, eşitlik ve kadın hakları için sürdürdükleri mücadeleye destek verdiklerini belirten Björk, "Sol partilerle Kürtler ve diğer ezilen halklar arasında sıkı bağlar var. Ancak Türkiye'de özgürlük, barış ve insan hakları için verlen mücadele sadece sol partilerin sorunu olmamalı. Tüm partiler bu mücadeleyi desteklemeli” dedi.
'AÇLIK GREVCİLERİ İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ'
Türkiye ve Avrupa'da süren açlık grevlerine de değinen Björk, ”Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması için Leyla Güven'in başlattığı ve 5 bini aşkın tutsağın sürdürdüğü açlık grevleri karşısında Avrupa'daki siyasi partiler bakmakla yetinemez. İnsanların yaşamları tehlikedeyken insan hakları ve barıştan yana olan tüm güçler harekete geçmeli" diye belirtti.
İsveç Sol Parti Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennelig ve Sol Parti Milletvekilleri Amineh Kakabaveh, geçtiğimiz ay verdikleri ayrı ayrı soru önergeleriyle açlık grevcilerinin durumlarını parlamentonun gündemine getirmiş ve İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'den girişimde bulunmasını istemişlerdi.
Björk, İsveç ve Avrupa Birliği'nin ne yapması gerektiği sorusunu, ”Ben Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının toplanarak açlık grevlerini tartışmalarını istiyorum. Sol Parti, Dışişleri Bakanı Margot Wallström ve Avrupa Birliği liderlerine baskı yapmayı sürdürecek” diyerek yanıtladı.
'ROJAVA'YA DOKUNULAMAZ'
Erdoğan ve Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal girişimi ve tehditlerine de tepki gösteren Björk, ”Rojava'ya dokunulamaz. Bu bizim sınırımızdır. Eğer bunu yaparlarsa ticari ve ekonomik sonuçlarına katlanırlar. Avrupa Birliği Rojava konusunda net tavır almalı. Türkiye ayrıca Nato ülkesi. DAİŞ'e karşı kurulan koalisyon da tavır almalı” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin böylesi bir tavrı göstermediği takdirde AB üyesi bazı ülkelerin harekete geçeceğine inandığını söyleyen Avrupa Birliği Parlamenteri Malin Björk, "Avrupa Birliği, 27 üye ülkenin görüş birliğine varmasını bekleyemez. Ama bazı ülkeler tavır koyabilir. İsveç bunu geçmişte yaptı” dedi.