İba: Siz ileri adım atın, biz geri adım atmayacağız

Sağlığı kötüleşen ve kan kusan açlık grevindeki Yusuf İba, "Amacımıza ulaşmadan eylemi bırakmayacağız" dedi. İba, halkları ve kurumları direnişe sahip çıkmaya çağırdı.

Kanada’nın Toronto kentinde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a tecride karşı 101 gün önce süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine giren Yusuf İba, kan kusmasına rağmen eylemini kararlı bir şekilde sürdürüyor.

Kamuoyuna çağrıda bulunan İba, "Siz ileriye adım atın; çünkü biz geri adım atmayacağız" dedi.

FENALAŞARAK KAN KUSTU

Daha önce mide bulantısı, kalp spazmı, nefes sorunu gibi sebeplerden 9 kere hastaneye kaldırılan fakat tedaviyi reddedip eylemine devam eden İba, 2 gün önce fenalaşarak kan kustu.

İba, sıvı alamamakta ve kaslarının erimesi nedeniyle yürüyemiyor. Bastonla ve yanındaki arkadaşlarının yardımıyla ancak ayağa kalkabilen İba, artık hastaneye de gitmiyor.

Arkadaşlarının bütün çabalarına rağmen ambulansın çağrılmasını istemeyen İba, sessizliğe dikkat çekerek Kürt halkına, kamuoyuna, demokratik güçlere, sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulundu.

'BORCUMUZU ÖDEMENİN TAM ZAMANI'

İba, şunları söyledi:

"Gittiğimiz her yere Önder Apo’nun insanlık, bilgelik, kadına, ekolojiye, halklara yaklaşımını yaymamız gerekiyordu. Ben de bu düşüncelerle hareket eden bir Kürt genci olarak, Amerika kıtasında, Kanada’da bu eyleme başladım. Eyleme başlarken ben de diğer arkadaşlarım gibi kendime ve halkımıza bir söz vermiştim. Bu eylem bize her neyi getirirse getirsin; ama mutlaka Başkan Apo’nun üzerindeki tecridin kırılması ve özgürlüğünün sağlanması için bir gelişme sağlamalıydı. Bizler en zorlu dönemlerde Başkan Apo’yu düşündükçe ve onun ideolojisinden beslendikçe direncimiz ile umudumuzu koruyarak bugünlere geldik. Kürdistan tarihine ve halkına baktığımız zaman geçmişleri hep acıyla, saldırıyla ve yok etmeyle var olmuştur. Düşünün, kart-kurt seslerinden koca dünyayı sarsan bir özgürlük hareketi ve lideri doğmuştur.

Bizler, Kürt gençleri olarak her zaman bu emeğin ve çabanın karşılığını nasıl verebiliriz diyerek kaygı duymalıyız. Borcumuzu ödemenin tam zamanıdır. Başkan Apo’ya layık bir halk, layık bir gençlik, layık bir kadın hareketi ve layık bir insan olmak için ne yapsak azdır. Hak hukuktan anlamaz, hukuku sadece bir sopa olarak gören ve her zaman insanların kafasına vurmakla tehdit eden AKP-MHP çete hükümeti birkaç gün önce çok masumane taleplerle Gebze Cezaevi önünde ve Kızıltepe’de alanlara çıkan annelere saldırarak hukuk tanımazlığını göstermiştir. Bu barbarlara karşı o zaman ne yapmamız gerekiyor? Tabii ki yapmamız gereken şey direniş. Düşman üzerimize geldikçe bizim cevap verme ve Başkan Apo’dan aldığımız güçle düşmanı ezme vakti değil midir? Bugün susuyorsak 'Bê Serok jîyan nabe' cümlesinin anlamı kalmamıştır. O cümleye ve cezaevindeki tutsaklara şimdi sahip çıkma zamanıdır. Haydi o zaman biyolojik yaşı 60-70 olup Başkan Apo’nun 'Genç başladık, genç başaracağız' sözüne sahip çıkan anaların direnişine sahip çıkalım.

'HEMEN HAREKETE GEÇİN'

İki gün önce defalarca kan kustum, ayrıca midem bulandığı için sıvı da alamıyorum. Kas erimelerim nedeniyle tek başıma kalkamıyorum, arkadaşların yardımı ve kullandığım bastonun yardımıyla kalkabiliyorum. Halkımız şunu bilmeli; ister kan aksın, isterse doktorlar '10 dakika sonra öleceksiniz' desin, bedeli ne olursa olsun biz amacımıza ulaşmadan bu eylemi bırakmayacağız. Biz eylemi tecrit kırılana kadar bırakmayacağımıza göre o zaman siz harekete geçin, gençlerin hayatlarını kaybetmelerini istemiyorsanız hemen harekete geçin. Biz geri adım atmayacağımıza göre siz ileri adım atın. Her an cezaevlerindeki 7000 arkadaşımızı düşünüyor ve onlar için daha çok kaygılanıyoruz. Cezaevlerinin önüne 3-5 anne gideceğine yüzlerce, binlerce kişi gitmeli; ancak bu barbarlarla bu şekil mücadele edilebilir. Biz Önderliğe borçluyuz, bize klasik, geleneksel, gerici hayatı değil; yenilikçi, ilerici, insanı anlayıp bilimi benimseyen ve devrimle kendini anlatan bir ruh kattı ve yeni yaşamı bu şekil inşa etti."