Zergelê’de ölüm sessizliği

Şu anda ise tam bir ölüm sessizliği hakim köyde, çocuk sesleri yükselmiyor, meyve bahçeleri boş... Zergelê’de şu anda çocuk gülüşleri de, Soranice stranlar da yükselmiyor...

Kandil dağları silsilesinin arasındaki derin bir vadide bulunan Zergelê köyü güzelliğiyle adeta göz kamaştırıyor. Yüzlerce yıllık tarihe sahip olan Zergelê, son 50 yılda Irak, İran ve Türkiye’nin saldırılarında onlarca çocuğunu veren bir köy…

Kandil, irili ufaklı onlarca dağlardan oluşuyor. Coğrafik olarak 700 km bir alanı kapsayan Kandil’in denizden yüksekliği ise 3 bin 587 metre. Kandil bölgesinde, Zergelê, Enzê, Lewcê, Bokrîska, Bolê, Pirdeşalê, Suredê ve Xelatê olmak üzere yüzlerce köy  bulunuyor.

Yüz yıllardır burada insanlar yaşıyor. Hep savaşların ortasında kaldı. Ancak ısrarla, inatla savaşlara direnerek topraklarını bırakmadılar. Burada yaşayan Kürtler, daha çok hayvancılık, tarım ve çiftçilik ile uğraşıyor. Zergelê ise bu yüzlerce köyden sadece bir tanesi.

Güney Kürdistan ve Doğu Kürdistan ana yolu üzerinde bulunan Zergelê, iki dağ vadisinde kurulmuş. Köy, Mele Mustafa Barzani, Dr. Abdurahman Qasimlo başta olmak üzere hep Kürt özgürlük savaşçılarına ev sahipliğini yapmış. Bundan dolayı da sürekli olarak Irak ve İran saldırılarına maruz kalmış. Bu saldırılara Türkiye ise 1997 yılında PKK gerillalarını gerekçe göstererek, başta Zelê olmak üzere Zergelê ve Kandil’in diğer köylerine saldırılarda bulunuyor. Bu saldırılarda çok sayıda köylü yaşamını yitirirken onlarca kişi de yaralanmış... Hala birçok köylünün vücudunda Türk savaş uçakları, İran’ın havan saldırıları ve Saddam Hüseyin’in bombalarının açtığı yaralar var.

Derin bir vadide nehir kenarında bulunan Zergelê, 40 hanelik bir köy. Toplam 250 kişi yaşıyor. Camisi, okulu, sağlık ocağı olmak üzere bakkal, çocuk parkı bulunuyor. Köylüler, yazın köyün üst tarafına bulunan yaylalarda, kışın ise Zergelê’ye yaşıyorlar. Derin bir vadide kurulan köy, üzüm, nar, elma erik gibi meyveleriyle biliniyor. İçinde geçen Zergelê deresiyle tam bir cennetini andıran köy, bölgedeki bütün köylerin uğrak yeri adeta. Son yıllarda çocuk parkının olduğu, yazlık evlerinin inşa edildiği köyde, şehirlerde yaşayan insanların yazları akrabalarının yanlarına gelerek, tatillerini geçirmesi köyün çekiciliğini gösteriyor...

ZERGELE’YE İLK SALDIRI 1963 YILINDA YAPILDI

Kimse köyün tam olarak ne zaman kurulduğunu bilmiyor. Köyün en yaşlılarıysa  birkaç kuşaktan beri köyün olduğunun bilgisini veriyor. Tarih boyunca hep  Kürt direnişçilerine ev sahipliği yapan Zergelê ilk olarak, 1963 yılında Irak devletinin saldırılarına maruz kalıyor. Kürt peşmergelerini gerekçe gösteren Irak rejimi yüzlerce asker ve toplarla köye saldırarak, tam bir katliam gerçekleştiriyor. Bu saldırı da kadın, çocuk olmak üzere çok sayıda kişi yaşamını yitirir, onlarca kişi de bu saldırılarda yaralanır.

Sonrasında saldırılar ard arda devam eder. Peşmergeleri gerekçe gösteren Irak rejimi ve Saddam Hüseyin, 1990 yılına kadar saldırılarına ara vermeden sürekli sürdürür. Saddam Hüseyin saldırılarının devam ettiği yıllarda, İran rejimi de Dr. Abdurahman Abdurahman Qasimlo’yu gerekçe göstererek, havan toplarıyla Zergelê ve çevre köyleri dövmeye başlıyor.

Bu durum, 1991 yılına kadar devam eder. Ancak Körfez Savaşı’ndan sonra  Saddam Hüseyin Güney Kürdistan’da çekilmesiyle  Zergelê ve Kandil köylüleri bir nebze de olsa nefes alır. Bu sakinlik, 1997 yılında Türk devleti, KDP’nin desteğiyle PKK gerillalarına yönelik Kandil’e düzenlediği operasyon ile son bulur. Zargelê ve diğer Kandil köylüleri için eski kabus yıllar yine geri gelir. Bu sefer saldıran artık Türk devletinin hedef gözetmeyen savaş uçaklarıdır.

Bu operasyon çerçevesinde Türk tankları, 1997 yılında Zergelê köyüne kadar giriyor.  Köye  yapılan saldırılarda, bir çok kişi hayatını yitirirken onlarcası da yaralanır. Bu tarihten 4 yıl sonra yani 2001 yılında köy bu sefer Türk savaş uçaklarının hedefi olur. Rastgele köy evlerinin hedef alındığı saldırı da 1 köylü hayatını yitirir, 2 kişi de yaralanır.

2007 yılında ise Zergelê yine savaş uçaklarının bombardımanlarının altında kalır. Bu sefer tesadüfen kimse hayatını kaybetmez ama birçok kişi yaralanır. 2011 yılında ise Türk savaş uçakları, aynı yöntem ile yine bu köyü hedef alır. Bu sefer köyde bulunan Jilemo Gençlik Kültür Merkezi, bombalanır. Tesadüfen kimsenin hayatını yitirmediği bu saldırıda kültür merkezi yerle bir edilir.

ZERGELE’DE ÖLÜM SESSİZLİĞİ

31 Temmuz sabahı ise Türk devletinin, Medya Savunma Alanlarına yönelik düzenlediği hava saldırısının 6’ncı gününde bir katliam gerçekleştirdi.

Sabah saat 04:05 sularında kazan ve roketlerle Zergelê köyüne hava saldırısı düzenleyen Türk savaş uçakları, köyde bulunan 6 evi yerle bir ederek, 8 sivil insanı katletti. Saldırıda biri ağır toplam 11 kişi de yaralandı.

Saldırının üzerinden 2 gün geçmesine rağmen köyün yamacında bulunan ormanlar hala yanıyor, dağlarda dumanlar yükseliyor...

Saldırıda yerle bir edilen evlerin arasında barut kokusu yükselirken özellikle enkaz altında çıkan çocuk oyuncakları, elbise ayakkabı ve yanmış karneleri yürek burkuyor. Bu da saldırının boyutunu gözler önüne seriyor.

Zergelê deresi, meyve  bahçeleriyle köyün evlerinde yükselen Soranice stranlarla bir cennet görünümde olan köy bir çocuk bahçesiydi adeta.  Şu anda ise tam bir ölüm sessizliği hakim köyde, çocuk sesleri yükselmiyor, meyve bahçeleri boş... Sokakta kimseye rastlanmıyor, sadece bombardıman etkisinde kırılan camların arasındaki boş ve gri duvarlar asılı siyah-beyaz çerçeveli fotoğraflar dışında...

Zergelê’de şu anda çocuk gülüşleri de, Soranice stranlar da yükselmiyor...