Wallström: Barış görüşmelerine yeniden başlanmalı

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Türkiye’de şiddetin artmasından kaygı duyduklarını belirterek tarafların yeniden barış müzakerelerine dönmelerini istedi.

Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabeveh’in Türkiye’nin Medya Savunma Alanları’nı bombalamasına ilişkin İsveç’in tutumunun ne olduğu sorusunu yanıtlayan İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Türkiye’de şiddetin artmasından kaygı duyduklarını belirterek tarafların yeniden barış müzakerelerine dönmelerini istedi.

Barış sürecinin sürdürülmesinin Türkiye için çok önemli olduğunu belirten Wallström, Türkiye’de barışın güvence altına alınması ve demokratik gelişimin sağlanabilmesi için PKK ve Türk devletinin yeniden masaya oturmaları gerektiğini söylüyor.

Wallström, görüşmelere yeniden başlanmasının sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da da istikrara yol açacağını, Irak ve Suriye’de etkilerinin görüleceği gibi Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne yaklaştıracağını vurguluyor.

Wallström’ün yanıtları hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için görüşlerine başvurduğumuz Kakabeveh, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’üm hem PKK hem de Türkiye’den barış görüşmelerine tekrar dönmelerini istemesini olumlu bulduğunu belirterek, “Gerillanın sadece silahları var. Türk devletinin ise silahın yanı sıra her türlü kurum ve olanakları bulunuyor. Güçler dengesi eşit değil. Bu nedenle daha çok Türk devletine baskı yapılması gerekir. Çünkü savaşı devlet başlattı ve AKP Kürtleri bombalıyor. Barış sürecini onlar dondurdu. Ateşkesi PKK değil AKP bozdu. Bu yüzden İsveç ve batılıların Türkiye’ye baskı yapmaları gerekir” diyor.

Türkiye’nin ABD ile anlaşıp İncirlik’ten ABD uçaklarının havalanmasına izin verdikten sonra Kandil ve gerilla mezvilerinin bombalanmaya başlandığına dikkat çeken Kakabaveh, Türk devletinin DAİŞ çetelerini değil Kandil ve gerilla mezvilerini bombaladığını söylüyor.

Türk devletinin DAİŞ’e karşı mücadelede samimi olmadığını DAİŞ’in Türkiye’de örgütlenme ve çalışmalarına göz yumduğunu Türkiye ve Kürdistan’a yaptığı geziler sırasında tanıklık ettiğini belirterek şunları kaydediyor:

TÜRKİYE KENDİ MEZARINI KAZIYOR

“Bundan bir kaç ay önce İstanbul’da otellerde çok sayıda DAİŞ’cı olduğunu gördüm. Suriye’de yaralanan DAİŞ’cılar halen Türkiye’de tedavi ediliyor. İnsanların tedavi edilmeleri kötü bir şey değil. Ama bunlar insanlığa karşı suç işlemişler. Sivilleri katletmişler. Türkiye bunları tedavi ediyor ve serbest bırakıyor. Yeniden savaşmaya ve insanları öldürmeye gidiyorlar. Türkiye bunu yapmakla kendi mezarını kazıyor. Bu güçler eninde sonunda Türkiye’ye yönelecek.”

Kakabaveh savaşın durdurulması için ne yapılması gerektiğini düşündüğü sorumuzu “Ne pahasına olursa olsun savaş durdurulmalı. Bu savaş Kürt ve Türk halkları arasındaki ilişkileri zedeler. Milliyetçiliğin yaygınlaşmasına yol açar. Erdoğan tam da bunu istiyor. Bu nedenle sosyalistlerin yanı sıra liberallerin de bu savaşa karşı çıkmaları gerekir. İki polis öldürüldüğü için savaş ilan ediliyor. Aynı gün Medya Savunma Alanları’na yüzlerce bomba atılıyor. Bu nasıl olabiliyor? Bu kadar kısa sürede bombalama emrini kim verdi? Olanlar Erdoğan’ın bu savaşı çok daha önce planladığını gösteriyor” şeklinde cevaplıyor.

PKK BARIŞIN SÜRDÜRÜLMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKEN HER ŞEYİ YAPTI

Savaştan zarar görenlerin sıradan insanlar ve yoksul çocukları olduğunu söyleyen Kakabaveh, “Ben Amed’de iki çocuğu gerilla iki yeğenleri asker olan bir aileyi tanıyorum. Bu çok acı bir durum. PKK son yıllarda barışın sürdürülmesi için yapılması gereken her şeyi yaptı” şeklinde konuşuyor.

Türk devletinin bombalamalarına karşı PKK ve Kürt halkının kendini savunmasının son derece meşru olduğuna vurgu yapan Kakabaveh, “Ben PKK’nin Avrupa ülkelerine, Avrupa’daki tüm partilere çağrı yapmasını öneriyorum. PKK ‘biz barış için elimizi uzatıyoruz. Biz savaşı istemiyoruz ve ateşkesin karşılıklı yapılmasını istiyoruz’ demeli. Savaş en kısa zamanda bitmeli ve suçsuz insanlar ölmemeli” diyor.

Avrupa’da PKK’ye yönelik en büyük engelin PKK’nin terör örgütleri listesinde olması olduğu tesbitini yapan Kakabaveh, konunun Birleşmiş Milletler gündemine getirilerek PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması gerekiğini söylüyor.

ABD’nin de PKK’yı terör örgütü olarak damgaladığına dikkat çeken Kakabaveh, “ABD aynı zamanda Kürtlerle birlikte DAİŞ’e karşı savaşıyor. Bu nedenle PKK ve Kürtler ABD’den PKK’nin terör örgütü listesinden çıkarmasını talep etmelidir. Herkes DAİŞ’e karşı en kararlı direnişin PYD ve PKK tarafından yapıldığını biliyor. PKK’nin birlikte DAİŞ’e karşı savaştığı ABD’ye eğer biz terörist isek neden bizlerle birlikte DAİŞ’e karşı savaşıyorsun demesi gerekir.

YENİLGİYİ KABULLENMEK İSTEMEYEN ERDOĞAN SAVAŞI BAŞLATTI

7 Haziran seçimlerinde Kürtler ve sosyalistlerin büyük bir başarı kaydettiklerini söyleyen Kakabahev, yenilgiyi kabul etmek istemeyen Erdoğan’ın Kürt halkını bombalamaya başladığını söyledi.

Türkiye’de genç kuşakların ve halkın önemli bir bölümünün ‘çıplak kral‘ olarak tanımladığı Erdoğan’ın fanatik İslamcı tutumundan, savaş politikasından yorulduğunu söyleyen Kakabaveh şunları kaydetti:

“Erdoğan yeni bir Osmanlı İmparatorluğu’nu hayal ediyor. Ama bu mümkün değil. Dünya haritası yeniden çizildi. Daha da çizilecek. Erdoğan’un kendi vatandaşlarına karşı saldıran tavrı İsveç’te beni ve birçok insanı kaygılandırıyor. Bunun için Sol Parti olarak bizim HDP’de örgütlenen Kürt ve sosyalistlere daha fazla destek vermemiz gerekir. İsveç hükümetinin de basın ve ifade özgürlüğünü güçlendirici girişimlerde bulunması, Gazeteciler Sendikası ve Yazarlar Sendikası gibi sivil toplum örgütlerine yardım yapmalı.”

Son dönemlerde AKP’nin DAİŞ’a karşı tutumunda az da olsa değişiklikler olduğunu ve bazı DAİŞ mensuplarının tutuklanmaya başlandığını söyleyen Kakabaveh, “AKP çok sayıda DAİŞ’cının Türkiye’de bulunduğunu bilmesine rağmen neden 2 yıl bir şey yapmadı? Neden Suruç’taki katliama kadar bekledi? AKP Hükümeti’ne sorulacak çok soru var ama bunların cevaplarını herkes biliyor. Sorun Erdoğan ve partisinin eski konumunu kaybetmesi. Çok istediği başkanlığı elde edememiş olması” diyor.