Varto’da öz yönetim konferansı

Muş’un Varto ilçesinde düzenlenen özyönetim konferansında konuşan DBP Eşbaşkanı Emine Ayna, Cumhuriyet rejiminin tekçi ve merkeziyetçi olduğunu söyledi.

Muş’un Varto ilçesinde düzenlenen özyönetim konferansında konuşan DBP Eşbaşkanı Emine Ayna, Cumhuriyet rejiminin tekçi ve merkeziyetçi olduğunu söyledi.

Muş’un Varto ilçesinde, DTK, DBP ve KJA tarafından organize edilen ve özyönetim konusunun tartışıldığı konferans, 10 Ağustos'ta Varto'da katledilen ve cenazesine işkence yapılan YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) anısına yapıldı. DBP ilçe binasında düzenlenen konferansa, DBP Eşbaşkanı Emine Ayna, DBP Kadın Meclis Sözcüsü ve MYK üyesi Fatma Gül, DTK üyesi İrfan Babaoğlu, HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Eltürk'ün posterleri ile "Öz yönetimle özgür topluma", "Demokratik ulusla demokratik özerkliğe", "Özgür Önderlik özgür kimlik" pankartlarının asıldığı konferansta konuşmacılar, 9 Ekim uluslararası komplosunu kınadı. 

Konferansta konuşan HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik, "Sayın Abdullah Öcalan'ın halen tutsak olması ve 5 Nisan'dan bu yana kimsenin görüşemiyor olması, bu ülkedeki hukukun, gayri insani, gayri ahlaki siyasetinin göstergesidir" diyerek, Anayasal ve hukuksal anlamda tecridin hiçbir gerekçesi olmadığına işaret etti. Çelik, "Bu tecrit uygulamaktan çok çok öteye geçmiştir. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü tüm Türkiye halkları için özgürlük ve barış demektir" dedi. 

DBP Kadın Meclis Sözcüsü ve MYK üyesi Fatma Gül, Kürt halkının kritik bir süreçten geçtiğini, özyönetimlerden vazgeçilemeyeceğini ve özyönetimlerin kadınlar için büyük bir şans olduğunu söyledi. Özyönetimin kadınlar için olmazsa olmaz olduğunu dile getiren Gül, "Her yerde gördük özyönetim direnişinin ilan edildiği tüm yerlerde direnişin öncülüğünü yapan her şeyden önce kadınlardı. 40 yıldır özgürlük mücadelesi sürüyor ve özgürlük mücadelesinin de öncülüğünü kadınlar yapmışlardır. Bugünde görüyoruz, Kürt kadınının mücadelesi, Ortadoğu'daki diğer halkların özgürlük mücadelesi de Kürt kadınının öncülüğünde sürdürülüyor. Bugün Kürt kadınının özgürlük mücadelesini herkes hayranlık ile izliyor. Burada da günlerce sistem tüm vahşeti ile zulüm uygularken, başta kadınlar olmak üzere halk özyönetimi korumak için direnişe geçti. Ekin Wan'ı hiçbir zaman unutmayacağız. Ekin Wan özyönetim adımının, direnişinin sembolüdür. Teşhir edilen bedenini Kürdistan topraklarında yaşayan kadınlar olarak asla unutmayacağız. Ekin Wan'ın direnişi, kahramanlığı Zilan'ın, Berivan'ın, Sema Yüce'nin, Sara'ın direnişinden, mirasından geliyordu" diye konuştu. 

DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna ise 9 Ekim uluslararası komplosuna değinerek, "9 Ekim komplosu Kürtlerin irade olmamasına ilişkindir. Bugün yaşadığımız süreçte, Kürtlerin asla iradesinin kırılamayacağına dair bir süreçtir. Bu ikisi tamamen bir biriyle ilintilidir" dedi. 

Cumhuriyet rejiminin tekçi ve merkeziyetçi olduğunu dile getiren Ayna, şöyle devam etti: "Tek devlet, tek millet, tek din diyen tekçi bir rejimdir. Aynı zamanda da ulusal kimlikleri tanımama haricinde de Hakkari'de bir kanalizasyon döşenecekse bununda kararını verecek olan olduğu için merkeziyetçidir. Ankara yerelden verilen hiçbir kararı tanımıyor, bu anlamda merkeziyetçidir. Biz tartışmaya buradan başlıyoruz. Diyoruz ki, bu olmaz, demokratik değil. Cumhuriyet demokratikleşmelidir diyoruz. Özerklik olmadan cumhuriyet demokratikleşemez. Bunlar birbirinin içindedir. Cumhuriyetin merkeziyetçi yapıdan uzaklaşması demokratikleşmesi demektir. Bu nasıl mümkündür? Yerellerin inisiyatifinin tanınması ile mümkündür. Bu kimi ülkede federasyondur, kimi ülkelerde eyaletlerdir, kimi ülkelerde de özerk bölgelerdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşmesini de ön görürken demokratik özerkliği öneriyoruz. Ama aynı zamanda diyoruz, merkeziyetçilikten kurtulup yerele inisiyatifi tanırken, aynı zamanda demokratikleşmesi için Türkiye coğrafyasında yaşayan farklı kimlikler, farklı halklarda kendi ulusal, dinsel, cins ve kimliklerini ile kararlarını kendileri verebilmelidirler. Buda ancak konfederal örgütlenme ile olur. Hem tekçi anlayışa karşı özerkliği, konfederalizmi öneriyoruz, hem de merkeziyetçi anlayışa karşı özerkliği, konfederalizmi öneriyoruz." 

Konferans konuşmalar ardından soru-cevap bölümüyle son buldu.