Sirin, demokratik Suriye’ye açılan kapı olabilir-ANALİZ

Sirin kasabası, Orta Suriye’yi Kuzey Doğu ve Doğu Suriye’den ayıran önemli bir kavşakta yer alıyor. Sirin'in YPG kontrolüne geçmesi askeri sonuçları dışında önemli siyasal, toplumsal değişimleri beraberinde getirme potansiyeline sahip.

YPG/YPJ ve Burkan El Fırat güçlerinin günlerce devam eden 'Kobanê Şehitleri İntikam Hamlesi' ile özgürleştirdiği Sirin kasabası, Orta Suriye’yi Kuzey Doğu ve Doğu Suriye’den ayıran önemli bir kavşakta yer alıyor. Sirin'in YPG kontrolüne geçmesi askeri sonuçları dışında önemli siyasal, toplumsal değişimleri beraberinde getirme potansiyeline sahip. 

DAİŞ’İN SURİYE’DE İLK KEZ BİR ANA BAĞLANTI HATTI KESİLDİ

Suriye’nin kuzeyi, Kobanê'nin güneyinde Fırat Nehri kenarında bulunan Sirin, Halep’ten Reqqa ve oradan da Hesekê’ye uzanan uluslararası otoyol üzerinde bulunuyor ve Halep, Cerablus, Minbic, Bab gibi kentlerin Reqqa ile bağlantı noktasını oluşturuyor. Ancak, tek bağlantı noktası değil. Suriye’de Şam’dan başlayarak, Suriye’nin diğer bölgelerine ulaşan üç uluslararası otoyol bulunuyor. Birincisi, Şam’dan başlayarak Palmira, üzerinden Deyr-e Zor’a ulaşıyor, ikinci yol  da Şam’dan Suriye’nin orta kesimini oluşturan Hams, Hama, ve oradan da Halep, Mensura, Tabqa ve Reqqa’ya ulaşıyor.  Üçüncü yol ise Halep’ten  başlayarak Sirin üzerinden Reqqa ve Hesekê’ye ulaşan yol oluyor. 

Sirin’in YPG denetimine geçmesi DAİŞ çetelerinin Reqqa’dan Halep, Cerablus, Minbic kentlerine en rahat ve kısadan ulaştığı en önemli bağlantısını kesmiş bulunuyor. Çeteler, Palmira’dan Şam’a oradan Hams, Hama, üzerinden Halep’e giden güzergahı da rejim ve diğer silahlı grupların denetiminde olması nedeniyle kullanamıyor. Geriye yalnızca Reqqa’dan Mensura, Tabqa üzerinden Halep ve Cerablus’a uzanan yol kalıyor. Sirin’in YPG tarafından alınması ile birlikte DAİŞ çeteleri Suriye’de ilk defa bir ana bağlantı hattını kaybetmiş bulunuyor. Ancak, DAİŞ çetelerinin Suriye’nin kuzeyi ve orta kesimi ile Suriye’nin doğu ve kuzey doğusu arasındaki bağlantısı tümden kesilebilmiş değil.  

Sirin kasabasının YPG denetimine alınmasının genel planda askeri sonucu böyleyken, Cerablus, Kobanê hattı bağlamında ise net sonuçları var. Kobanê'ye güney cephesinden gerçekleşen tüm saldırıların üssü Sirin kasabasıydı. Reqqa’dan gelen DAİŞ takviye ve lojistiği Sirin’de toplanıyor ve buradan Kobanê'ye saldırılar gerçekleşiyordu. Sirin, DAİŞ çetelerine Kobanê'ye saldırılar için bulunmaz  bir zemin sunuyordu. Kobanê'de 25 Haziran günü katliam gerçekleştiren DAİŞ çeteleri saldırıyı Sirin merkezli gerçekleştirmişti. Kobanê'ye yönelik büyük çete saldırısı ile  başlayan kent savaşında da çetelerin en etkili olarak kullandığı güney cephesinin etkinliği Sirin’den kaynaklanıyordu. O dönemde de Reqqa’dan gelen takviye ve silahlar, Sirin üzerinden, Halep ve Hellince yolu kullanılarak Kobanê'ye ulaştırılıyordu. Sirin’in denetime alınması bu çerçevede Kobanê'ye saldırların en önemli merkezlerinden birinin düşmesi anlamına geliyor.  Kobanê, savunma sistemi Sirin’in düşmesi ile birlikte yeni bir aşamaya taşındı.

 

REQQA-CERABLUS ARASINDA BAĞLANTI KESİLDİ

Sirin’in diğer bir net askeri sonucu da Reqqa-Cerablus bağlantısının kesilmiş olmasıdır. Sirin hamlesinden önce Reqqa’dan Sirin aracılığıyla Fırat Nehri üzerindeki Karakozak Köprüsü'nden  Cerablus’a ulaşan hat bu noktaları tek bir parça haline getiriyordu. Sirin’in alınması bu bütünlüğü ortadan kaldırdı. DAİŞ çeteleri artık Cerablus’a ulaşmak için Mensura, Tabqa, Minbic ve Bab hattını kullanmak zorunda ve bu dolayımlı yol Reqqa-Cerablus arasında bir bütünlük oluşturmuyor. 

YENİ SALDIRI MERKEZİNE YÖNELİK OPERASYONLARDA AVANTAJ SAĞLIYOR

Sirin’in özgürleştirilmesinin bir başka askeri başarısı da, bundan sonra Kobanê'ye saldırıların yeni merkezi olması beklenen Cerablus’a yönelik YPG/YPJ ve Burkan El Fırat güçlerinin olası bir operasyonunda önemli avantajlar sunuyor olmasıdır.  Sirin’in düşmesi ardından kaçabilen eleman ve silah gücünü ağırlıklı olarak Cerablus’a kaydıran DAİŞ çetelerinin Fırat Nehri'nin Cerablus tarafına yapmaya başladığı ağır silah yığınağı da yeni saldırı merkezinin Cerablus olacağı yönündeki öngörülerin haklılığını somut olarak ortaya koymaya başladı. Cerablus’a yönelik meşru savunma temelli bir YPG operasyonu durumunda Sirin hem Reqqa bağlantısının koparılması hem de Cerablus’un kuşatılması açısından önemli avantajlar ifade ediyor. 

SİYASAL, TOPLUMSAL KAZANIMLARI GİRE SPİ’DEN DAHA ETKİLİ OLABİLİR

Sirin’in alınması askeri olarak değil ama siyasi ve toplumsal olarak Gire Spi’den daha önemli sonuçlara yol açabilir. Rojava’nın bir parçası olan Gire Spi’nin alınması Rojava kantonlarının birleştirilmesi açısından  tarihsel önemde ancak Rojava modelinin Suriye toplumuna taşınması anlamında Sirin, hem tarihsel, toplumsal hem de coğrafik konumu itibarıyla çok daha etkili bir rol oynayabilir. 

Sirin ve çevresinde bulunan Cerablus, Minbic, Bab, Reqqa, Mensura ve Tabqa bölgeleri tarihsel olarak Emevi milliyetçiliğine dayanan BAAS  milliyetçiliği ile devam eden Arap milliyetçi damarının en güçlü yaşandığı bölgeler.  Bu kentler içerisinde Cerablus, özgün bir konumda. Eski bir Ermeni kenti olan Cerablus, BAAS rejiminin Araplaştırma politikası ile Ermenilerden arındırılarak onların yerine milliyetçi, muhafazakar Arap kesimleri yerleştirilmiş. Kürt halkına karşı anti propagandaların ve ön yargıların da yoğun olarak yaşandığı bu bölgelere Sirin üzerinden taşınacak bir demokrasi modeli demokratik Suriye hedefinin gerçekleştirilmesini sağlayabilir. 

DEVRİMİN DEMOKRATİK DEĞERLERİNİN HALKLARA TAŞINMASINA AÇILAN KAPI

Rejim döneminde Kobanê'ye bağlı bir kasaba olan Sirin, saydığımız kentlerin içerisinde en eski ve geçmişte siyasal ve toplumsal merkez olarak rol oynamış bir bölge. Tarihi üç bin yıl öncesine uzanan,  bölgenin, Karkamış ve Şeran köyleri  ile birlikte kültürel, siyasal, ekonomik ve dini merkezi olan üçgenin bir parçası olan Sirin, Reqqa’dan daha eski. Bölgenin merkezi olabilecek bir potansiyele sahip olan Sirin, Emevi geleneklerine dayalı, yeni ve farklı toplumsal, ekonomik ilişkilere, düşüncelere kapalı dokusu ve milliyetçi yapısı nedeniyle bu rolünü zamanla kaybetmiş. 

Milliyetçi, muhafazakar bir bölgenin belki de en milliyetçi ve muhafazakar noktası olan Sirin'de yaşanacak bir demokratik kırılma buradan tüm bölge ve Suriye geneline yayılan bir demokratikleşme dalgası yaratabilir. Gire Spi’de YPG’nin yönetimi halka devreden ve demokratik, halkların kardeşliğine dayalı uygulamaları Arap halkının algısında Rojava Devrimi ve Kürt halkına karşı oluşturulan ön yargıları sarsmaya başlamıştı. Sirin ve etkilediği alanın bu konuda en fazla ön yargıya sahip alan olması hesaba katıldığında burada yaşanacak bir  demokratik modelin Rojava Devrimi'nin demokratik karakterini Suriye geneline taşıyarak Suriye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini alt-üst etmesini beklemek hayal değil.  Bağlı üçyüz köy ve kent merkezi ile otuz bine yakın nüfusu bulunan Sirin'de YPG/YPJ’nin ilk günlerde uygulamaları da burada oluşturulacak demokratik modelin işaretlerini veriyor. Halk ile kısa sürede kaynaşan ve onlara Sirin’in kendilerine ait olduğunu, yönetimin kendilerine devredileceğini aktaran YPG, şimdiden büyük bir güven ve sempati yaratmış durumda. Kürt orjinli olsa da tüm Suriye halklarının savunma gücü olan YPG, bugüne kadar yaptıkları ile Arap halkı nezdinde de bu şekilde görülmeye başlandı.  

DEMOKRASİ DÜŞMANLARI KAYGILI

Sonuç olarak, askeri etkileri ile birlikte belirttiğimiz tarihsel, toplumsal özellikleri bakımından Sirin, önemli gelişmelere yol açabilecek potansiyele sahiptir. Sirin’in alınması DAİŞ çetesi ve demokratik Suriye düşmanlarını sadece askeri açıdan kaygılandırmıyor. Rojava Devrimi'nin demokratik özünün halklara sirayet etmesi ve halkların saltanatlarına ‘’dur’’ demesi ihtimalinin güçlenmesi de onları kaygılandırıyor. 

Gire Spi’den sonra Sirin ile birlikte savunmasını yeni bir aşamaya taşıyan Rojava Devrimi, Suriye halklarına doğru genişleyen  ve demokratik değerleri giderek Suriye halklarına mal eden bir noktaya doğru ilerliyor.