GÖRÜNTÜLÜ

HPG komutanı Serhat: Tel Afer ve Musul operasyonunda yer almak istiyoruz

HPG Kerkük-Maxmur güçleri Komutanı Bawer Serhat, Musul ve Tel Afer özgürleştirilmeden güney Kürdistan üzerindeki tehlikenin kalkmayacağına dikkat çekerek, Musul’un Kürt güçlerin öncülüğünde özgürleştirilebileceğini söyledi.

HPG Kerkük-Maxmur güçleri Komutanı Bawer Serhat, Musul ve Tel Afer özgürleştirilmeden güney Kürdistan üzerindeki tehlikenin kalkmayacağına dikkat çekerek, Musul’un Kürt güçlerin öncülüğünde özgürleştirilebileceğini söyleyerek ekledi: “Eğer Musul ve Tel Afer operasyonu için talep olursa HPG olarak yanıtımız evettir.”

HPG Kerkük-Maxmur Güçleri Komutanı Bawer Serhat, Güney Kürdistan’daki son askeri ve DAİŞ ile mücadele konusunda gündemde olan konuları ajansımıza değerlendirdi.

HPG güçleri komutanı Serhat, DAİŞ’in Kerkük’ten 20, Maxmur’dan ise 17 km uzaklıkta bulunduğunu ve Musul ile Tel Afer gibi stratejik mevzileri elinde bulunduran çete güçlerin hala büyük bir tehlike arz ettiğini söyledi. “Musul ve Tel Afer özgürleştirilmeden Şengal, Kerkük ve Mahmur üzerindeki tehlike kalkmaz” diyen gerilla komutanı, gerillanın şu ana kadar üzerine düşen rolü başarıyla yerine getirdiğini kaydederek, “HPG ile peşmerge güçleri ortak savunmadalar. Şengal’de, Maxmur ve Kerkük’te ne gerilla ne de peşmerge tek başına başardı; birlikte başardık. Yerel koordinasyon ve diyaloglar var ama kesin başarı için ortak komutanlık şart” dedi.

Şu ana kadar HPG olarak her hangi bir güçten veya devletten ne ekonomik ne de askeri bir yardım almadıklarını söyleyen gerilla komutanı, “mantıklı olan, DAİŞ’e karşı oluşturulan koalisyonun DAİŞ’le savaşta başarılı olan bir güce destek sunmasıdır ancak şu ana kadar hiç kimseden destek almadık. Kendi öz gücümüzle, halkımızın maddi-manevi desteğiyle direniyoruz” şeklinde konuştu.

Kuzey Kürdistan’da devam eden devlet vahşetine ve bu vahşete karşı Kürt halkının YPS öncülüğünde geliştirdiği direnişe de değinen Bawer Serhat, “Kürtler imha ve inkar sisteminde değil özgür yaşamak istiyor. Öz yönetim ilanları ve gelişen öz savunma bu anlama geliyor” dedi. Kuzey Kürdistan’da gelişen direnişi “bir ilk” olarak tanımlayan HPG komutanı, “Kürtler ilk defa ev ev, mahalle mahalle, ilçe ilçe, il il devlete karşı direniyor. YPS’nin ilanı ve mücadelesi çok önemli bir adımdır. İlanların devam edeceğine inanıyorum. Güney Kürdistanlı gençlerin Kuzey Kürdistan’da savaşmak istemeleri çok anlamlı ve ulusal bir tutum. Bütün Kürtler Kuzey Kürdistan direnişine sahip çıkmalı” dedi.

Güney Kürdistan’da son askeri durum nedir? DAİŞ hala bir tehlike oluşturuyor mu?

Bilindiği gibi 2014 Haziranında Musul ve Ağustos başında da Şengal’e, ardından da Maxmur ve Hewler’e yönelik DAİŞ saldırıları başlayınca gerilla güçlerimiz de ulusal değerleri korumak için saldırının yapıldığı bölgelere güç göndererek önemli bir savaşım verdi. Bu direniş bir buçuk yılını doldurdu. Tam bir buçuk yıldır HPG gerillaları savaş mevzilerinde DAİŞ’e karşı savunma hattında bulunuyor. Gerillanın bu rolü bugün de var çünkü DAİŞ’in saldırıları ve tehlike oluşturma durumu halihazırda devam ediyor. Belki eskisi gibi saldırılar yoğun değil ama zaman zaman sızma girişimleri, tacizleri oluyor. DAİŞ hala Kürt değerlerine, Kürdistan topraklarına karşı bir tehdit oluşturuyor. Tehlike ortadan kalkmış değil.

MUSUL VE TEL AFER KURTARILMADAN TEHLİKE KALKMAZ

DAİŞ daha çok nereleri hedefliyor?

Kerkük hattını zorlamaya çalışıyor. Maxmur çevresinde tehlike oluşturuyor. DAİŞ, Tel Afer ve Musul’da sağlam mevzileri var ve zaman zaman saldırılar gerçekleştiriyorlar. Bu iki alan DAİŞ’in elinde olduğu sürece etrafa saldırma imkanları her zaman olacaktır. Bizim bulunduğumuz Şengal’den Kerkük’e kadarki hatta hem peşmerge güçlerine hem de gerillamıza kayıp verdirmeye ve halkımıza zarar vermeye yönelik girişimleri oluyor. Benzer biçimde Maxmur hattında saldırılar oluyor. Havan topu saldırıları oluyor, ağır silahlarla tacizde bulunuyorlar.

DAİŞ KERKÜK’E 20, MAXMUR’A 17 KM UZAKLIKTA

DAİŞ bu merkezlere ne kadar yakın?

Daha dün Maxmur’a 17 km uzaklıkta bulunan bir köye saldırdılar. Geçen günlerde Kerkük’teki gerilla mevzilerine saldırı girişimi oldu. Saldırılarına gereken cevaplar verildi, veriliyor. Kerkük merkezi etrafında karargahları var. Kerkük’e 20-25 km uzaklıkta DAŞ çeteleri var. Saldırı girişimleri oluyor. Bu büyük bir tehlike ve tehdittir ve dolayısıyla mücadele devam ediyor. Gerilla ve peşmerge güçlerinin ortak bir savunma hattı oluşturulmuş durumda. Saldırılara karşı koyma söz konusu ancak DAİŞ varlığı hala bir tehlike.

KERKÜK SAVUNMASINDA GERİLLA ÖNEMLİ ROL OYNADI

6 Şubat Armanç Meriwan arkadaşımızın şehadet yıldönümü. Bu vesileyle arkadaşımızı saygı ve minnetle anıyor, HPG adına ailesi başta olmak üzere halkımıza baş sağlığı diliyorum. Yine DAİŞ’e karşı mücadele ederek şehit düşen diğer arkadaşlarımızı da anıyorum. Bu arkadaşlarımız kanları pahasına Kürdistan toprağını ve halkımızı korudular. Özellikle geçen yılın kışında DAİŞ, Kerkük’ü almak için çok büyük saldırılar gerçekleştirdi. DAİŞ en güçlü olduğu zamanda saldırdı Kerkük’e, alacağına inanıyordu. Arkadaşlarımızın kahramanca direnişiyle ve peşmergenin desteğiyle bu emellerini gerçekleştiremediler. Bu direnişte gerilla güçlerimiz büyük bir rol oynadı ve DAİŞ faşizmine geçit vermediler.

HPG İLE PEŞMERGE GÜÇLERİ ORTAK SAVUNMADA

Kerkük ve Maxmur’da Kürt güçlerinin konumlanması nedir? Ön mevzilerde HPG gerillaları ile peşmerge güçleri arasında bir koordinasyon var mı?

Her iki cephede de HPG ile peşmerge güçleri ortak bir savunma hattı kurduk. Güçlü bir savunma hattı var. Ortak bir tavır, ortak hareket etme, ortak savunma sağlanmış durumda.

GERİLLA ÜZERİNE DÜŞEN ROLÜ BAŞARIYLA YERİNE GETİRİYOR

HPG’nin bahsettiğiniz ortak savunma hattında nasıl bir rolü var?

Gerilla güçlerimiz üzerine düşen her türlü rolü başarıyla yerine getiriyor. Ne zaman saldırı olmuşsa yanıt verdik, ne zaman Güney Kürdistan topraklarının savunulması ihtiyacı olduysa gerillamız tereddütsüz göreve koşmuştur.

ORTAK KOMUTANLIK KÜRTLERİN YARARINADIR

Ortak komutanlık hareketiniz bir çok defa dillendirdi. Anladığım kadarıyla savaş cephesinde bir koordinasyon var ancak bu yerel düzeyde kalıyor. Peki genel düzeyde ortaklaşma, ortak komutanlık konusunda bir gelişme var mı? Bu konuda neden bu kadar ısrarlısınız?

Hem PKK hem de HPG olarak başından beri ortak komutanlık kurulması yönünde önerimiz ve talebimiz var. Bunu Kürt halkının çıkarları ve ulusal değerler temelinde talep ediyoruz. Kürdistan topraklarının savunması için gerekli görüyoruz. Kuzeyde, güneyde, doğuda ve Rojava’da nerede saldırı olursa orada ulusal bir ruhla savunma yapmak için gerekliydi. Çünkü halkımız üzerinde vahşice bir saldırı var. Rojava’da, güneyde ve kuzeyde saldırılar var. Eğer ortak komutanlık altında güçler ortaklaştırılırsa hem bu saldırıları daha güçlü karşılayabiliriz hem de ulusal birlik için önemli bir adım olurdu. Bir çok defa girişimler oldu ancak gerçekleşmedi. Fakat dediğiniz gibi savaş alanında bir ortaklaşma var. Görüşmeler oluyor, diyaloglarımız var. İhtiyaçlar temelinde birlikte hareket ediyoruz. Güney Kürdistan’ı birlikte savunuyor, saldırıları birlikte karşılıyoruz.

MUSUL KONUSUNDA GÜÇLERİN ORTAK POLİTİKASI YOK

Peki uzun bir süredir hem Tel Afer hem de Musul’a ilişkin operasyonların başlayacağına yönelik duyumlar var ama sürekli erteleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Doğrudur uzun bir süredir Musul’a dönük operasyon yapılacağı tartışılıyor. Musul ve Tel Afer çok stratejik bir konuma sahipler. Şengal, Maxmur, Hewler ve Kerkük’e yakındır. Irak için de stratejik bir önemi var. Bir çok halk ve inanç için önemli bir kent.

Irak ve Güney Kürdistan’da bir çok siyasi ve askeri güç var. Ancak bir koordinasyon yok. Her güç kendi hedefleri temelinde Musul sorununa bakıyor. Kurtarıldıktan sonra ne olacağı konusunda birçok hesap var. Ortak bir politikanın olmamasının nedeni bu. Sonuç olarak uzun bir süredir tartışılıyor ancak somut bir adım şu ana kadar da atılmadı.

MUSUL’UN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ KÜRT GÜÇLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE OLABİLİR

Çözümü, Musul’u özgürleştirecek gücü uzakta aramamak gerekir. Bu, ancak gerilla ve peşmerge öncülüğünce olabilir. Koalisyon güçlerinin desteğiyle gerilla ve peşmerge Musul’u özgürleştirir. Bunun imkanları var, güç de var. Yeter ki harekete geçilsin.

MUSUL VE TEL AFER İÇİN TALEP GELİRSE HPG’NİN YANITI ‘EVET’TİR

Özelikle gerilla güçleri olarak bir çok yerde rolünüzü oynadınız. Musul operasyonuna katılmanız yönünde şimdiye kadar size her hangi bir talep geldi mi? Eğer böyle bir talep gelirse HPG olarak yanıtınız ne olur?

Şimdiye kadar bu operasyona ilişkin bize her hangi bir teklif gelmedi ama biz gerilla güçleri olarak Musul ve Tel Afer operasyonlarında yer almak istiyoruz, eğer böylesi bir talep gelirse yanıtımız ‘evet’ olur. Maxmur ve Kerkük tabii ki Şengal güçlerimizin bu operasyonda büyük bir katkı sağlayacağı kesindir.

HPG MUSUL VE TELAFER’İ KURTARMAK İÇİN HAZIRDIR

Binlerce insanımız Musul ve Tel Afer’de esirdir. Kaçırılan binlerce Êzîdî kadın ve genç buralarda esir olarak tutuluyor. Bu insanlarımızı kurtarmak gibi bir sorumluluğumuz var. O nedenle Musul'a dönük operasyonda gerilla güçleri olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

KÜRDİSTAN’A SALDIRI NEREDEN VE KİMDEN GELİRSE KARŞISINDA DURACAĞIZ

Sizce nasıl bir stratejiyle DAİŞ yenilgiye uğratılabilir?

DAİŞ sadece Kürt halkının başına bela olmuş bir çete örgütü değildir. İnsanlık için bir beladır, tehlikedir. Çünkü insanlık dışı, insanlık değerlerinin karşısında, evrensel değerlerin karşısında olan faşist bir terör ve katliam örgütüdür. Bundan dolayı insanlık değerlerini savunuyorum iddiasında olan herkesin görevi DAİŞ’e karşı savaşmak, mücadele etmektir. HPG olarak halkımıza nereden saldırı gelirse gelsin bu saldırılara ve saldırganlara karşı durmaktır. HPG, böylesi bir inanca, bağlılığa, bilince ve iradeye sahiptir. HPG profesyonel bir güçtür. Savaş tecrübesi vardır. DAİŞ’e karşı elde ettiğimiz başarılarda da bunu göstermiştir. Rojava, Güney Kürdistan’ın Mahmur-Kerkük alanları ve Şengal bunun somut örnekleridir. DAİŞ’i yenilgiye uğratacak strateji birlik olmaktır. Parçacı, partici, aşiretçi, sınıfsal bir duruşla değil ulusal bir duruş esas alınarak DAİŞ yenilgiye uğratılabilir.

KÜRTLER İMHA VE İNKAR SİSTEMİNDE DEĞİL ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYOR

Ancak Kürtler daha doğrusu Kürt güçleri, partileri hala bu noktada değil.

Bölgede bir altüst oluş var. Kürdistan üzerinde oyunlar var. Uluslararası güçler, bölgesel aktörler işin içinde. Herkes kendi sistemine göre bir dizayn istiyor. Biz de Kürtler olarak kendi kültürümüze, tarihimize uygun kendi sistemimizi inşa etmek istiyoruz. Varlık yokluk savaşı veriyoruz. Kürt halkı inkar ve imha üzerine kurulu bu sistemlerle artık yaşamak istemiyor. Dolayısıyla bir yandan DAİŞ saldırılarını boşa çıkarmak amaçlanırken öte yandan Kürtler nasıl yaşamak istiyor sorunun da yanıtını vermek gerekiyor. Biz Kürtlerin kimliğiyle, öz yönetimiyle, iradesiyle ve diliyle özgür yaşadığı bir sistem inşa etmek istiyoruz. Rojava’daki direniş bu temeldedir. Kuzeydeki direniş de aynı temeldedir. Dikkat edilirse DAİŞ ile AKP’nin saldırıları da buna karşıdır.

GERİLLA YA DA PEŞMERGE DEĞİL BİRLİKTE BAŞARDIK

Özellikle Şengal’de gerillanın rolünü hatta varlığını kabul etmeyen tutumlar gelişti. Bu sorun aşıldı mı?

Kürt halkına düşman olanların saldırıları aynı esas üzerine ve ortak gelişiyor. Dört parça Kürdistan’da bütün Kürt güçleri bu gerçeği görmeli. Ulusal ruhta, ulusal birlikte, ortak platformda ve ortak savunmada ısrarımızın nedeni budur. Bunun imkanları ve zemini da vardır. Ortak hareket etmenin kazandırdığı açıktır. Şengal, Maxmur ve Kerkük direnişleri bunu gösterdi. Buralarda ne gerilla ne de peşmerge tek başına başardı, birlikte başardık. Biz Kürt Özgürlük Hareketi ve Halk Savunma Güçleri olarak buna her zaman olduğu gibi bugün de hazırız.

HERHANGİ BİR GÜÇTEN VEYA DEVLETTEN YARDIM ALMADIK

Bazı medya organlarında Bağdat yönetiminden silah aldığınız şeklinde yapılan haberler oldu. Irak’tan veya koalisyon güçlerinden ya da başka bir güçten her hangi bir destek aldınız mı?

Sorduğunuz bu soru medyada çok gündem oluyor. Normal ve mantıklı olan, DAİŞ’e karşı savaşan, savaşında da başarılı olan bir gücün desteklenmesidir. Açıkçası DAİŞ’e karşı oluşturulan koalisyondan böyle bir beklentimiz de vardı ancak şu ana kadar her hangi bir güçten destek almadığımızı kesin bir şekilde diyebilirim. Ne koalisyon güçlerinden ne de Irak’tan bize her hangi bir ekonomik-askeri yardım olmadı.

PKK, kuruluşundan beri kendi öz gücüne dayanmış, gücünü ve imkanlarını halktan almıştır. Halkımızın maddi ve manevi destekleriyle buradayız.

HENDEKLER NEDEN VAR?

Güney Kürdistan ve Irak gündeminde çokça yer alan bir konu da kazılan hendekler. Kimileri ‘sınırlar çiziliyor’ diyor, kimi çevreler ise ‘güvenlik amaçlı’ olduğunu savunuyor. Bu konuda sizin düşünceniz nedir?

Çatışmaların olduğu hat boyunca hendeklerin kazıldığı doğrudur. Gerilla güçlerinin mevzilendiği alanlarda da, peşmergelerin konumlandığı alanda da savunma amaçlı hendekler var. DAIŞ’in kontrol ettiği alanlarda da aynı biçimde hendekler var. Arada kalan bölgeler ise bir tampon bölge gibi kalmış. Bu bir sınır anlamına geliyor ama daha çok güvenlik amaçlı bir sınır.

Yani siyasi değil güvenlik amaçlı.

Askeri amaçlı oluşturulmuştur ancak diğer biçimiyle bir birini kabul etme, senin sınırın buraya kadar benimki şuraya kadar anlamına da geliyor. Kerkük'te hendek kazma devam ediyor, mevziler yapılıyor, duvarlar örülüyor.

Kuzey Kürdistan’da AKP devletinin uyguladığı vahşet ve bu vahşete karşı direniş devam ediyor. Kuzey Kürdistan’da Sivil Savunma Birlikleri ilan edildi. Bu adım Kürtlerin mücadelesi açısından ne ifade ediyor?

Kuzey Kürdistan’da AKP çetelerine karşı tarihi bir direnişi sergileyen halkımızı Maxmur ve Kerkük’teki gerilla güçlerimiz adına saygıyla selamlıyor, direnişlerini kutluyorum. Bu direnişte şehit düşenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu direnişler şu anlama geliyor: Halkımız devletle yaşamak istemiyor. Demokratik özerklik ilanı bu anlama geliyor. Sergilenen direniş bu anlama geliyor. Halkımız katliam ve soykırım sistemini kabul etmiyor, bu sisteme karşı direniyor. Doğru olan da budur.

YPS İLANLARI DEVAM EDECEKTİR

İlk kez halkımız devlete karşı sokak sokak, ev ev, il il, ilçe ilçe direniyor. Bu çok önemli bir gelişmedir. YPS ve YPS- JİN ilanları çok önemlidir, selamlıyoruz. Bu ilanların Kürdistan’ın bütün il ve ilçelerinde gelişeceğine inanıyorum. Çünkü Kürdistan halkı kendi öz yönetimiyle kendi öz gücüyle yaşamak ve kendi kendisini yönetmek istiyor.

GÜNEYLİ GENÇLERİMİZ ULUSAL BİR TAVIR SERGİLEDİ

YPS ve YPS-JİN öncülüğünde önemli bir direniş var. Güney Kürdistanlı gençler de kuzey direnişine katılmak istediklerini deklere ediyorlar. Güney Kürdistanlı gençlerin bu tutumu ne anlama geliyor sizce?

Güney Kürdistan gençlerinin açıklamaları çok yerinde ve ulusal bir tavırdır. Ben buna benzer desteklerin her yerde gelişeceğine inanıyorum, Kürdistan gençliğinden beklentimiz bu temeldedir. Nasıl ki Kobane direnişinde halkımız tek yürek olmuşsa, bu gün de Kuzey Kürdistan için tek yürek olmamız gerekiyor. Bu temelde dört parça Kürdistan’daki, yurtdışındaki halkımızın ve Kürt gençliğinin, her yerde halkımızın bu görkemli direnişinde yer alması gerekiyor. Herkesi YPS ve YPS-JIN saflarına katılmaya davet ediyorum.